19 Mayıs 2019 Pazar Saat: 14:47
Nazı Hikmet Kuvayı Milliye Destanı’nın bir bölümünde şöyle haykırır:
...
Biz ki İstanbul şehriyiz,
güzelizdir,
dört yanımız mavi mavi dağdır, denizdir.
Öfkeli, büyük bir şair :
«Ey bin kocadan arta kalan bilmem neyi bakir»
demiş bize
ve bir başkası,
yekpare Acem mülkünü fedâ etti bir sengimize.
Biz ki İstanbul şehriyiz,
işte, arzederiz halimizi
Türk halkının yüce katına.
Mevsim yazdır,
919'dur.
Ve teşrinlerinde geçen yılın
dört düvele teslim ettiler bizi,
gözü kanlı dört düvele
anadan doğma çırılçıplak.
Ve kurumuştu
ve kan içindeydi memelerimiz.
Biz ki İstanbul şehriyiz,
Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikan
bir de Yunan,
bir de zavallı Afrika zencileri
yer bitirir bizi bir yandan,
bir yandan da kendi köpek döllerimiz :
Vahdettin Sultan,
ve damadı Ferit
ve İngiliz muhipleri
ve Mandacılar.
Biz ki İstanbul şehriyiz,
yüce Türk halkı,
malûmun olsun çektiğimiz acılar...
…
Yetecek çektiğimiz acılar.. Bütün ümidim gençliktir diyen atamızın yolundan sapmadık sapmayacağız.
Ülkeyi satanlara, Arap sevdalılarına, vatan hainlerine, hırsız rantçı köpekler rağmen dimdik ayakta kalacağız ve o günlerde olduğu gibi bu günlerin de kara bulutlarını var edenleri birlikte dağıtacağız.. ( Erol Karaer )