7 Mayıs 2019 Salı Saat: 09:54
Bürokrasinin hantallaştığı Türkiye’de mazeret, bahane ve şikayette maalesef eksik olmaz, bitmez ve bitemez de. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in göreve geldiği günden beri çalışmalarını, attığı her adımı yakından takip eden bir gazeteci olarak Başkan Güler’in, "Mazeret, bahane, şikayet kelimelerini sözlükten çıkarıyoruz, bu üç kelimenin yerine plan, program ve koordinasyon kelimelerini koyuyoruz. Bu 3 kelimeyi uygularsak kimse karşımızda duramaz" demesine yürekten katılmak isterdim.
Ayrıca Başkan Güler’in "Ben her türlü desteğe hazırım, yatırım ve projeleri gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım" demesi de benim beklentide olduğum bir konu üzerinde ne yalan söyleyeyim duygularım biraz kabardı. Umarım benim ve benim gibi birkaç meslektaşımın da beklentileri arasında yer alan konuya Başkan Güler, olumlu bir adım atar.
Efendim beklentimiz şudur. Rıhtımda bulunan Ulu Önder Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ışıklı sülietinin yeniden hak ettiği yerde yerini almasıdır. Ordu Büyükşehir olduktan sonra bir oldubittiye getirilerek kaldırılan sülietin daha görkemli, daha gösterişli bir şekilde dosta düşmana karşı yerine konulması en tabi hakkımızdır diye düşünüyorum.
Sayın Güler, mazeret ve bahane sözcüklerini belki sözlükten çıkarmayı başarabilir ama milletin “Şikayet”lerini çıkarabileceğini de pek sanmıyorum. Biliyorum Başkan Güler, aslında bu üç kelimeyi çalışma ekibi ve arkadaşları adına söyledi. İyi ve güzelde söyledi. Lakin Başkan Güler, halkın mazeret, bahane ve şikayetlerini nasıl çözecek veya çözmeyi düşünüyor birlikte göreceğiz.
Evet sonuç itibarıyla şehrimizin hemen girişinde 7 düvelden gelip geçen dosta karşı rıhtımımızda Ata’mızın sülietinin yeniden yerine konulması için geri istiyoruz. Ne dersin sevgili başkan olur mu? Olur. Bak bütün Ordu halkı da olur diyor. Haydi başkan, gözümüz, kulağımız sen de bilesin.