Şafak DELİÇAKAR

FİSKOBİRLİK BECEREMEZSE!..

16 Nisan 2019 Salı Saat: 16:30

Bir fındık çalıştayı daha yapıldı. Bu kez Trabzon ve Giresun’un ardından bu çalıştay Ordu’da yapıldı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de iştirak ettiği bu çalıştayda, bir öncekilere baktığımızda yine aynı senaryolar, aynı beklentiler, aynı temenniler temcit pilavı gibi önümüze konuldu. Adına da çalıştay yapıldı mı yapıldı denildi. Vatana, millete ve fındık üreticilerine çalıştayın sonuç raporu da hayırlı uğurlu olsun diyelim.

Bu çalıştayın diğer çalıştaylardan bir farkı çıktı ortaya ama kimseler bu farklılığa pek uyanmadı sanırım. Ya da uyandılar sus pus oluverdiler. Bakın bu çalıştayda bakan Pakdemirli dedi ki, ‘biz Fiskobirlik’e hükümet olarak bir can suyu verdik. Artık bundan sonra Fiskobirlik kendini regüle etmelidir. Bunu beceremezse TMO tekrar devreye girer’ yani yani şu, TMO bundan sonra ihtiyaç halinde üreticinin yanında olacak. İhtiyaç haricinde de herkes başının çaresine bakacak.

20 yıldır ilimiz ve bu bölgemizde devlet fındığa sahip çıksın diye yırtınıyoruz. Geldiğimiz nokta tekelciye kurban gittik. 20 yıldır hükümet bir fındık politikası çıkarsın dedik. Vardığımız nokta ne gerek var canım, tekelcinin rahatını, keyfini bozmak olur mu şimdi anlayışı oldu. 20 yıldır bahçeler yaşlanıyor, bu fındık aldı başını gidiyor bakın bugün 34 ülkede üretime geçildi, buna bir tedbir alın dedik. Sonuç tekelci burnumuzun dibine girdi, bize fındık ağası kesildi.

Şimdi ekim dikimde ağada, avansı, borcu, harcı da ağada, benim sanayicim, tüccarım, manavım simsarı olmuş ağanın, ağa şimdi burnundan bile kıl aldırmıyor. Siz olsanız aldırır mısınız? Fiskobirlik 10 yıldır her yıl 5-10 ton göstermelik fındık alıyor. TMO son müdahil olduğu yıllarda 80-100 ton fındık alıyor. Gerisi ya gerisi gerisi tabi ki ağada değil mi? Alın size Çalıştay.  Katılanlara sorsanız, çok verimli, çok kapsamlı bir çalıştay olmuş.

Gelelim şu canım Fiskobirlik’e, çok şükür bakan dedi ya can suyuna kavuşmuşlar. Bu sene regülatör olacaklarmış, piyasaya hakim olmalılarmış, birlikler ve kooperatiflerde bu çalışmaya destek vermeliymiş falan filan. Bizim ki ölüden medet ummak ta, yine umudumuz medet Ya Resulallah oldu.

Yahu bu Fiskobirlik değil mi ki, çalışanın maaşından bile zorunlu kesinti yapıp bu kesinti ile çalışanları fiskomarlardan mecburi alış verişe iten. Yahu bu Fiskobirlik değil mi, millet sırf alış verişte görsün diye kendi yönetim kurulu kadrolarında ki şahısların her yıl 5-10 ton fındığını satın alarak göz boyayan. Bu Fiskobirlik değil mi, öldük, bittik, eridik diyerek hükümetin kapısına kilim serip te can suyunu zar zor kapan.

Şimdi, Fiskobirlik’e can suyu adı altında ne kadar kaynak aktardınız? Fiskobirlik’in aldığı bu can suyu bu sene serbest piyasaya girmeye yeterli olacak mıdır? Fiskobirlik’in şu anda ki maddi gücü, tekelci ağanın gücünü alt edebilecek mi? Fiskobirlik, tekelci ağa gibi fındık üreticilerinin bahçe yenileme, ekim, dikim işlerini, gübre, avans, vs. işlerini ve taleplerini karşılayabilecek mi? Bu Fiskobirlik, tekelci ağaya kafa tutup, ondan fazla fiyat verebilecek mi ve ondan fazla fındık alabilecek mi?

Ben şimdi bakan Pakdemirli’ye soruyorum. Pert olmuş bu Fiskobirlik, ya bunları beceremezse hamimiz TMO’mu olacak. TMO’nun sadece tüccar gibi gelip burada Ağustos ve Eylül aylarında 80-100 ton fındık alıp gitmesiyle bu sorunda çözülmüyor sayın bakan. Ya Fiskobirlik’i sil baştan yeniden lav edip, üreticiye teslim etmeniz lazım. Ya da bu sakar kurumu hiç bu işe bulaştırmamanız lazım.

Eğer samimi iseniz, fındığın milliliğinden, gelirinden, ülke ekonomisine katkısından, istihdamından şüpheniz yok ise, pişirdiğin pastayı tekelci ağaya değil, alın terinin sahibi üreticiye teslim edersiniz. Bunun en kısa ve en ivedi çözümü de bana göre, ‘Devlet fındığın patronu benim’ diyebilmektir. Zira fındık deneme tahtası değil, dediğim gibi ya Fiskobirlik beceremezse?!..