13 Nisan 2019 Cumartesi Saat: 10:43
Her geçen gün değerlerimiz değişiyor. Kendimizi bir bir tüketiyoruz maalesef. Öyle ki insanlıktan çıktığımız dönemlerin altın çağlarını yaşıyoruz. Memleket gücü yeten yetene olmuş. Hallerimiz, tavırlarımız, takıntılarımız bile güç üzerine endekslenmiş. Özür dileme şeklimiz, şemalimiz bile çok değişmiş çok.
İnsana saygısı, sevgisi, şevkati ve hoş görüsü olmayan sözde insan müsveddelerinden de zaten saygı, sevgi, şevkat, hoş görü beklemek te zaten yanlış olur değil mi?
İşin aslı ne biliyor musunuz? İşin aslı zor olanı başarabilmektir. Yani insan olabilmeyi başarmaktır. Türkiye’de artık şiddette sınır tanımıyoruz. Şiddette insan, hayvan, cisim hiçbir şeyde ayrım yapmıyoruz. Şiddet türlerine de fazla girmekte istemiyorum.
Peki aklınıza hiç geliyor mu? İnsan sevgi hissini neden yitirir? Neden kaybeder? Hangi hal ve durumlarda insan olduğunu unutur? Ne olur da insanlıktan çıkılır? Sorular çoğalabilir. Mazeretler artabilir.
Mesele ne olursa olsun hiçbir şey insan olmaktan çıkacak kadar önemli olmamalıdır. Cinnet halleri, sapıklık halleri, ego halleri, güç zehirlenmesi, aciz durumlara düşmek, korku, panik, endişe halleri, kimlik kaybı, ihanet vs vs alıp başını gidiyor.
Tespitlerimde özellikle 10 ila 25 yaş arasında ki gençlerimizde kimlik kaybı veya kazanımı egosu daha yüksek. Gençler kendilerini kabullendirmek adına her yola başlarını koyuyorlar. Kronik vaka insanları kendilerine örnek alarak rota çizen gençlerimizin ben sonlarını da pekiyi ve hayırlı görmüyorum.
Türk toplumu olarak örf ve adetlerimize ivedilikle geri dönmeliyiz. Ve bu değerlerimizi yeni nesle aktarıp, uygulattırmalıyız. Aksi takdirde inanın hiç hayırlı bir gençlik arkamızdan gelmiyor.
İşin zor yanı insan olabilme adına sosyologların, psikologların, eğitimcilerin, uzmanların bir an önce bu sorunu ele alarak bozulan toplum yapısını yeniden şekillendirmeleri gerekmektedir.
İşleri zor biliyorum ama bir yerden de mutlaka başlanmalı diye düşünüyorum. Kimyası bozulan toplumlarda ne kadar sağlıklı bir sonuç alınır bilmiyorum ama yine de denemekte fayda olduğunu da göz ardı etmemek lazım.