18 Haziran 2016 Cumartesi Saat: 06:25
Bu şehirde yaşamanın bir bedeli, bir mesuliyeti, bir sorumluluğu olmalı. Birlik, beraberlik ve paylaşmaktan geçen bir sorumluluk. Bugün mübarek Ramazan Ayının 13. Günü. İftar vaktinde şehrimizin muhtelif yerlerine akın eden insanları gördüm. Yoksulu, fakiri, ihtiyaç sahibi olan, mesaiye kalıp da orucunu açmak için çadırın yolunu tutan memuru, işçiyi, güvenlik görevlilerini gördüm. Aralarında Irak ve Suriye’li mültecilerin kaynaşması da ayrı bir mozaikti.
Veren elden de, alan elden de Allah her daim razı olsun. Ordu Valiliği her gün kurmuş olduğu Aşevi ile yaklaşık Bin kişiye iftar ve sahur yemeği veriyor. SYDV ile bu yardımları sürekli artırmanın yoğun gayreti içerisinde. Tıpkı geçen yıllarda olduğu gibi, aynı hummalı çalışmayı bu sene de sürdürüyor. Yeterli mi? Tabi ki değil. İmkanlar dahilinde hazırlanan mükemmel bu çalışmaya ancak bu kadar diyebiliyoruz.
Altınordu Belediyemiz, yine son iki yılda ki uygulamasını bu seneye de taşıyarak takdir topladı. Belediyemiz, Tayfun Gürsoy Parkında ki çadıra ilaveten şehrin muhtelif yerlerine kurduğu pilot çadırlarla da alan el sayısını çoğaltmaya çalışıyor. Harika ramazan etkinlikleri ile de duygusallığı ve maneviyatı taçlandırarak insanları evlerine gönderebilmekten başka bir mutluluk olabilir mi? Yeterli mi? Tabi ki değil. Çünkü alan el sayısı o kadar fazla ki…
Bakınız Büyükşehir Belediyesi 19 ilçede her gün binlerce kişiye tabak açıyor, kucak açıyor, gönül açıyor. İlçe Belediyeleri de bu paylaşımcı sorumluluğun bilinci ile Büyükşehir belediyesinin her imkan ve katkısını alan ellere ulaştırmada büyük bir titizlik gösteriyor. İlçelerde de düzenlenen ramazan etkinlikleri oldukça pür neşe içerisinde geçiyor. İnsanlar yedikleri iki tabak yemekten sonra günün bütün gasevetinden uzaklaşıyor, kaynaştıkları insanlarla hoşça vakit geçiriyorlar.
Bu çadırların en büyük özelliği de zengin yoksul fark etmiyor, yan yana oturan ayrı ayrı insanların bir selam, bir merhaba ile başlayan sohbetleri zaman zaman uzun yıllara kadar dayanabiliyor. İşte paylaşmanın, birliğin, beraberliğin ve hepsinden önemlisi kardeşliğin ilk tuğlasının konulduğu an buralarda da gelip çatıyor.
Şimdi gelelim yazımın başlığına İŞ ADAMLARI DA ALAN EL OLURSA sorusuna. Yardımlar yetiyor mu? Yetmiyor mu? Tabi ki de yetmiyor. Çünkü şehrimizde alan el az öncede söyledim o kadar çok ki. Siz o çadırlarda çifter çifter yemek tabağı alanları görseniz sanırım bana hak verirsiniz. İAD, (İŞ ADAMLARI DERNEKLERİMİZ) bunların başına bir de Ordu’nun OR’unu koyduğunuz da hepsi Ordulu işadamı oluyorlar.
10’larca Ordulu İşadamları derneklerinin yüzlerce üyesi bulunmakta. Ve bu kişilerinde hiçbir maddi sorunu olduğunu da düşünmüyorum. Çok merak ettim, araştırdım, aralarında acaba bu sofralara katkıda bulunan mülayimler var mı? Diye. Mutlaka var ancak sayıları o kadar çok az ki. İçim parçalanmadı desem yalan olur.
Devlet diye bildiğimiz Valilik, Belediyeler, Kaymakamlıklar, SYDV’ler bu mübarek ay için seferber olunca, bunlara ORGİAD; ORSİAD; ORİŞİYAD, İAD’da İAD. Onlarca İş adamları derneğinin yüzlerce üyesi de bulunmasına rağmen acaba bu seferberliğe ne kadar katkıları olmuş diye merak ettim. Ne kadar biliyor musunuz? İnanın iki elimizde ki parmak sayısını geçmiyor.
Örümcek ağı gibi şehrimizi saran AVM’lerde de durum aynı. Saniyede darphane gibi para basan AVM’lerin (istisnalar hariç) duyarsızlığı da cabası. El insaf deyip de bir dilim ekmek, bir tutam tuz, bir parça şekerin ucundan da siz tutun. Gelin bugün kendinize bir iyilik yapıp, bu şehirde insanlar nasıl oruç açıyor, nasıl o yardım paketlerine sarılıyor bir görün….