17 Ekim 2018 Çarşamba Saat: 09:23
Ülke gündemimiz maşallah dopdolu. Gün geçmiyor ki gündemi sarsan olaylarla karşı karşıya kalmayalım.
Önce ABD vatandaşı Rahip Brunson’un yargılanma süreci. Adamın oğlu yıllardır İzmir ilimizde yaşamasına rağmen ABD ile sorunlar yaşamaya başladıktan sonra ne hikmetse ajanlık suçlaması ile papazı kodese atılıyoruz. Hem de ağır bir suçlama ile ‘’AJANLIK’’
AJANLIK suçlaması ağır cezayı gerektiren bir suçtur. En az 30 yıl net ceza alması gerekmektedir. Zatın yargılanması devam ederken ABD başkanı, bizim reisten papazı birkaç kez serbest bırakmasını istemiştir. Cumhurbaşkanımız ise haklı olarak Türk yargısı bağımsızdır ve bağımsız karar alır diyerek bu talepleri geri çevirmiştir. İş te bu aşamada Biraz ABD tezgahı ile biraz da üretimde sıfır çeken ülke ekonomimiz sarsılmaya başlayarak dolar 4.51 den 7 TL ye kadar çıkmış paramız ve ekonomimiz yerle bir olmuştur.
Yılların birikimini kaybeden ülke ekonomisi raydan çıkmış ve ülke içinde enflasyon canavarına bir kez daha yenik düşmüştür.
Ancak yılmayan korkusuz liderimiz, Cumhurbaşkanımız , ABD’ye meydan okuyarak; Bu garip, bu fakir bu makamda oldukça papazı alamazsınız demiştir. Hatta ver papazı (FETÖ CANİSİNİ) al papazı diyerek değiş toku şada sıcak bakmıştır. Bu arada boş durmayan ABD PYD terör örgütlerine 500 tır daha ağır silah göndermiş tam 60 Bin PYD ve PKK militanını eğitmiştir.
Hedef Türkiyedir.
Hal böyleyken Sn Cumhurbaşkanımızın çok güvendiği bağımsız Türk yargısı okus, pokus yaparak Ajan papazı önce ev hapsine daha sonra memleketine gitmesi için karar almıştır. Ajanlık suçlaması kocaman bir yalanmış, gene kandırıldık, gene uyutulduk galiba.
İki ülke arasında bu konu için ne geçti bilinmez. Nasıl kararlar alındı. Onlar papazı gönderecek mi önümüzdeki günlerde göreceğiz. ABD istediğini aldı ya biz….?
Sevgili dostlar ABD büyük ülke dünyamızın jandarmasıdır. Evet dünya 5 ten büyüktür ama, güçlü olursan.
Bana göre asıl mesele; WASHİNGTON POST YAZARI SUUDİ ARABİSTANLI CEMAL KAŞIKÇI’DIR.
Bu ünlü ve değerli yazar, ülkesinin suudi prensleri ve kralları tarafından sömürüldüğünü, insanların bağımsız olmadıkların, özgürlüklerin yöneticilere has olduğunu yazan ve bu duyguları da ABD halkına ezberleten bir kişilikti.
Hiçbir Avrupa ülkesi yazar kaşıkçı ya evlenme izni vermemesine rağmen, nişanlısının da Türk olmasından dolayı Yazar Kaşıkçı ülkemize gelir. Tabii olarak endişelidir. Ülkesinde ölüm tehditleri alan Kaşıkçı korkarak ta olsa Suudi konsolosluğuna gider. Amacı evlilik işlemlerini yaptırmaktır. Ama buradan bir daha çıkamaz.
Öldü mü, kaçırıldı mı, sır.
Ancak Ülkemizin yetkilileri İstihbarat teşkilatlarımızla övünür ya..!
Yazar, konsolosluğa girdikten sonra Arabistan’dan iki jet gelir. İçerisinde vurucu militanları topraklarımıza ayak basar. Kara düşünceli adamlar kara arabalara binerek konsolosluğun yolunu tutarlar.
Bu adamlar kimlerdi?
Bizim istihbarat teşkilatlarımız bahar uykusundalar mıydı?
ABD nin bu olayda parmağı var mıydı? Şimdilik muamma..
Suudilerin bu eylemi ülkemizde yapmaları, yurdumuzdaki zafiyeti ortaya koymaktadır.
Bu icraatı, ABD yapsa, Rusya yapsa bir nebze adamların gizli örgütlerinin gücü dersin susarsın ama Suudilerin yapması…
Asıl kafa yorulması gereken olaydır.
Rusların KGB ajanlarının ÇEÇEN liderini ülkemizde öldürdüğü aklıma geliyor ve hayıflanıyorum.