17 Nisan 2018 Salı Saat: 10:43
İlk olarak 12 Eylül askeri darbesinin ardından uygulanan yeni-liberal politikalarla birlikte taşeronlaştırma hem kamuda hem özel sektörde yaygınlaşmaya başladı.Bu yaygınlaşmanın işveren açısından önemli kazançları vardı.Böylece sendikalaşmanın önüne geçilebildiği gibi,taşeron firma sahipleri de pastadan büyük pay sahibi olabiliyordu.Ayrıca taşeron, iş yerlerine istediği insanları çok rahatlıkla yerleştirebiliyordu.
Bu sistem öylesine kabul gördü ki devlet kurumları bu sisteme cankurtaran gibi sarıldılar.Açılmayan kadrolar nedeniyle eksik kalan elaman ihtiyaçlarını çok rahatlıkla teşoron üzerinden sağlayabiliyorlardı.
İlk başlarda kartopu gibi duran bu sistem zamanla siyasi iktidarların uygulamaları nedeniyle çığ gibi büyüdü.Özel sektörde bu konuda çok ilginç uygulamalar yapıyordu.Koca koca holdingler,kendi kurdukları teşoron'lar üzerinden kendi fabrikalarına elaman alıyorlardı.Onlarda böyle bir sistem ile çalışanların sendikalı olmasını engelledikleri gibi,diğer taraftan da bir çok sosyal haklarını sanki iyilik yapıyormuş gibi sunuyorlardı.
Benim de yıllarca karşı olduğum bu sistem,öylesine bir haksızlığa sebep oldu ki,ne ilerisi vicdanlarda rahatlık bıraktı,ne gerisi adaletli durdu...
Siyasal iktidar(bunu bir başkası da yapabilirdi) taşeron'a kadro sözü vererek bu memlekette kpss veya diğer sınavlarla işe girmek için çaba sarf eden umut bağlayan milyonlarca insanın hakkının yenilmesine sebep oldu.
Yıllardır bu sınavlara giren,sizin benim diğerlerinin evlatları,yeğenleri,komşuları,tanıdıkları hala sınavla devlette iş edinmek için çalışırken,çabalarken ........Siz, birden bire o işlere torpil ile girmiş yüz binlere kadro vererek bedduaların,ah'ların en büyüğünü aldığınızın farkında değil misiniz?
Sözü fazla uzatmaya gerek yok..Torpil'in sağı solu yok,durum İzmir Belediyesi'nde de aynı,Ankara Belediyesi'nde de..
Vebali boynunuza...