24 Şubat 2018 Cumartesi Saat: 09:00
Son yıllarda hayatımızın içine bir virüs gibi girip tüm bedenimizi istila eden sosyal ağlar! Evimizde, işyerimizde, sokakta, caddede, arabada, hastanede, postanede yaşam alanımızın her bir yerine sirayet eden sosyal ağlar! Kimi giydiğini, kimi yediğini, kimi içtiğini, kimi içinde bulunduğu psikolojik durumunu, kimi yaptığı ibadeti bu sosyal ağlardan arzı endam etmekte. Bağımlı hale gelen toplumumuz paylaşım yapamadığı, fotoğraf yayınlayamadığı güne ise kayıp gün hanesine yazıyor.
Şu günümüze kadar anlamsız, manasız bulduğum bu davranışımızı artık kabullenmekten başka çaremizin de olmadığını görmek, beni kahretse de elden bir şey gelmiyor artık. Yaşam alanlarını, yediğini içtiğini, gezdiğini teşhir etme kararı bireylerin kendi verecekleri karardır, hiç kimse bir diğerinin yaptıklarına karışamaz, karışmamalı da, yalnız mesele ülke, millet meselesine gelince ki son günlerde artık hastalığımız boyut değiştirerek hepimizi ilgilendiren alana girdiğini görmek bu yazıyı yazmama sebeptir.
Sıcak odalarda bir elimizde çay, bir elimizde telefon, zeytin dalı operasyonu neden yapılıyor? insan ölüyor? savaş iyi bir şey değildir? Birileri siyasi rant mı devşiriyor? Uzayıp giden sorular ve aşağılık cevaplar. Dün ülkemin caddelerinde, sokaklarında bombalar patlarken, her patlayan bombada yürekleri yanan bizler, şimdi o günleri unutmuş sorular, sorular.
Mehmetçik bu gün karların üzerinde, elinde tüfek, parmağı tetikte bizlerin sıcacık evlerimizde huzur içinde yaşamamamız için çaba içinde. Mehmetçiğimizin karşındaki güçler kim? Görünen terör örgütleri görünmeyen ise haçlı, böylesi bir mücadelede tek yürek, tek bilek olmak millet olmamızdaki ön önemli unsurdur.
Haçlı tüm unsurlarla milletimize diz çöktürmek için mücadele ederken ve bu mücadeleyi özelliklede sosyal mecradan yaparken ki, görseniz o kadar masumlar ki onlar çocuklar ölmesin, kadınlar ölmesin, insanlar ölmesin gibi söylemlerle sosyal ağlar üzerinden bizleri etki altına alacaklarını düşünmekteler. Irak, Suriye, Filistin, velhasıl tüm coğrafyayı ateş çemberine çevirenler, kimyasal silahlarla toplu katliamlar yaparken bizlerin kafasını karıştırmaya çalışmaktalar ve bazılarımız üzerinde de tesir ettiklerini de görmekteyiz.
Haçlının etkisi altında kalıp sosyal mecradan Türk ordusunun zeytin dalı operasyonunu eleştiren ahmaklar, zeytin dalı operasyonu doğrudur veya yanlıştır, Mehmetlerimiz eline silahı aldığı dakikadan itibaren bizlere düşen görev ordumuzun muzaffer olması için dua etmek.
Bakıldığında en kolay olan görev bizlerin, elimizi açıp dua, zor olanı buz üzerinde elinde silah mücadele eden Mehmetlerimizin. Cenabı hak sizleri muzaffer kılsın. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…