15 Temmuz ihanet girişiminin ardından yaklaşık 11 ay gibi bir süre geçmesine rağmen, ne yazık ki tekrar başa döndük. Hafızamız delete oldu. Bıraktığımız yerden hayatın akışına bıraktık kendimizi.
Tabi haksızlık yapmamak lazım, sosyal medya üzerinden iftiralar, yalanlar, dolanlar gırla gidiyor, izlemekle yetiniyoruz. Dün birileri zeki çocuklarımızı kendi emelleri doğrultusunda, ilkokul, ortaokul, lise çağlarından takip ederek ki özelliklede gariban kimsesiz gençlerimizi zehirlediler.
O günlerde millet olarak sahip çıkamadık gençlerimize, gittikleri yerde namaz kılıyorlar imanlı, itikatlı genç olarak yetişecekler nasıl olsa dedik. Gördük ki teslim ettiğimiz göz bebeklerimizin beyinleri çıkarılmış, ruhları alınmış, insanlıktan çıkarılmış, birer robot haline getirilmişler. Bizlerde uyumuşuz, uyutulmuşuz.
Yıllar önce gazeteci olarak, o günün başbakanını Ordu’ya geldiğinde, Karadeniz gazetecileri olarak ziyarete gittiğimizde sayın başbakan sordu bizlere, ‘Karadeniz de şu ilimizde ne sıkıntı var’ diye. Bizlerde heyecanla anlattık sayın başbakana aldığımız cevap o gün hımm dedik. Ne söylemişti Karadeniz gazetecilerine başbakan; “HER ŞEY DEVLETTEN BEKLENMEZ…..” Hep bu cevap hayatımız oldu bizim. Devlette ise ilke oldu bu söz.
Evet her şey devletten beklenmez, ama her şey olmadığını 15 Temmuz bizlere gösterdi. Devletin eğitim sistemi devletten beklenmeliymiş, devlet kendi yerine kimseyi geçirmemeliymiş, biz anladık anlamasına bürokrat arkadaşlar sizler anladınız mı? Dedik ya millet olarak delete olduk başa döndük diye.
Tekrar faaliyet başladı. Birileri okullarımızın içinde cirit atıyor. Üniversiteye hazırlanması gereken gencecik çocuklarımız üzerinde siyasi faaliyetler tam gaz. Okul olarak sizi geziye götüreceğiz, parası şu kadar, şu izin belgesini de velilerinize imzalatın, velide öğrencide kandırılıp gezi adı altında hem para kazanıp, hem de gençleri şucu bucu yap.
Devletime teslim ettiğim çocuğum, devletim yetiştirsin diye tüm imkanlarımı seferber ettiğim çocuğum, devletin okulunda kimlerin kirli emellerine itiliyor. Okullarımızda kendisine devletimin müdürlük maaşı verdiği, müdür yardımcısı maaşı verdiği gözlerinizdeki perde ne ola ki, soruyorum sizlere korkunun perdesi mi, yoksa yandaşlığın perdesi mi. Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe….