ISCAK SİMİTTT..

Berkant DOĞAN2017-05-03 10:05:37


İlkokul sonlarında simitçilik mesleğine atılayım dedim.
Mahalle arsındaki ekmek fırınından tepsiye simitleri koyar kimse görmesin diye ara caddelerde satmaya çalışırdım.
Fırıncı “Oğlum hepsini satamazsın. Bak geride almam” diyerek bana 30 simit verirdi.
Kimi zaman çoğunu satamaz eve getirir anamın bana yaptığı şekerli su ile yer kimini komşunun çocuklarına dağıtırdım.
Yılmaz Güneyin ve Cüneyt Arkının filmleri çok gelirdi. Filmlerini kaçırmazdım. Hastaydım adamlara.
Simit satıp sinemaya para biriktirmekti amacım.
Iscak simittt diye bağırırlardı simitçi abiler.
Ben bağırmaya utanırdım.
Simit tepsisini başımın üzerine koyardım. Çoğu zaman devrilir yere saçılırdı simitler. Simitleri yerden alıp tozunu üfler tekrar tepsiye koyardım.
Zarar ettim simit ticaretinden vazgeçtim.
Sonra gazete satmayı denedim.
“hürriyet, Milliyet, Tercüman, akşam, son havadis, Cumhuriyet “ sokak sokak gezerdim.
Yağmurlu havalarda çoğu ıslanırdı gazetenin.
Üç beş kazanırdım gazeteden. O zamanlar en çok tercüman ve Hürriyet gazeteleri satardı..
Mis gibi kokardı susamı az simitler.
Susamlarını ellerimizle bir kağıda ufalar sonra yerdik.
Şimdi sıcak simitler yine sıcak ama sıcak kalmayan insan ve insanlığımız.
Acaba o günlere dönsek ıscakk simit diye bağırmaya utanırmıydık, bilmiyorum

Anasayfa