TAKALAK..

Berkant DOĞAN2017-04-24 07:24:56

Köyde takalak çok olurdu.
Günün her saati konu komşu takalak yapardı evlerinin önünde.
Pancarı ateşe koyan, dolmayı tencereye dizen, ineğin önüne yalını veren başlardı takalağa.
Takalaktakalağı kovalardı günler günleri.
Filancanın kocası şöyle yapmış, falancanın karısı böyle demiş dedikodusu bizde takalak olarak geçerdi.
Bizim oralarda takalağa bir başlandımı ocakta mısır ekmeği yanardı.
Kimi komşu ablalar peştemallerine gizlice doldurdukları elma kurusunu koyarlar hem yerler hem takalaklaşırlardı.
Bilmedikleri yoktu bizim takalakçı kadınları.
Hangi köyde kim evlenecek, hangi köyde hangi kız gocaya kaçmış, kim kimin kirazını çalmış, kim çeşme yanında kimle konuşmuş hepsini bilirlerdi.
Evimizin arkasında öteyüz diye bir yer vardı. Orda kocaman bir ceviz ağacı yer alırdı. Takalağın merkeziydi orası.
Evden fındık getiren, elma getiren, haşlanmış süt mısır getiren oradaydı.
Bizde onlarla oturur laflarına karışmaz habire onların getirdiklerini tıkınırdık.
Kimse görmedende cebimizi doldurup ordan tüyerdik..
Takalak kültürdü bizim köyde.
Takalak dostluktu. Arkadaşlıktı. Komşuluktu.
N etakalaklara şahit oldu bu gözler ne takalaklara.
Özledik takalakları ve elma kurularını..

Anasayfa