ÇANAKKALE DE TOKATLI ANALAR VE KIZLAR AĞLIYOR.

Mehmet Ziya Odabaş2017-03-20 10:16:16



"Hey on beşli on beşli,
Tokat yolları taşlı,
On beşliler gidiyor,
Kızların gözü yaşlı."
Evet değerli okurlarım bu bir Tokat türküsüdür. Şimdi düğün ve
derneklerde oyun havası diye çalar oynarız. Oysa bu bir ağıttır.
Çanakkale savaşına gönüllü giden 15'lik Mehmetlerin ardından yazılan
ağıttır.
Çanakkale destanında isimsiz kahramanların her biri ayrı ayrı destan yazmışlardır. Bu destanlarda figüran değil başrol oynamışlardır.
 
Çanakkale cephesinde KADINLARIMIZ da destan yaratmışlardır.
Avustralyalı piyade er J.D. Davies, savaş sırasında annesine yazdığı
mektupta keskin nişancı Türk kadınlarıyla ilgili şunları anlatıyor:
-- ''Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk
kızı pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel yapılı tahminen 19-21
yaşlarında genç bir kızdı. Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası
vardı. Bu savaş korkutucu.'' Hastane gemisiyle İngiltere'ye götürülen bir İngiliz asker ise yanında bulunan gazeteciye,
-- ''O, bir Türk kadın savaşçısıydı, durmaksızın saklandığı evden ateş
ediyordu, evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçirdiğimizde yanında annesi ve çocuğu da vardı. Yakalanana kadar bi pencereden ısrarla ve özellikle de subaylarımızı hedef alarak ateş
etmişti. Sanırım öldürdüğü bazı kurbanlarını sürgülemişti de'' dediği kitapta belirtiliyor.
 Mücahide Hatice Hanım
 Çanakkale Savaşı'nda cephede savaşan kadınlardan Mücahide Hatice
Hanım'ın, 1926 yılında bir gazeteye verdiği demeçte, Anafartalar 56.
Fırka 'da silahıyla mücadele ettiğini belirterek,
-- ''Adım Ahmet'ti. Kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel
parçaları ve kurşunlarla 9 yerimden yaralandım. Milli muharebemize de
gönüllü katıldım'' dediği kaydediliyor.
 Babasının yanında ölmeye giden Nezahat onbaşı Çanakkale Savaşı'ndaki 70. Alay'ın komutanı Albay Hafız Hamit Bey'in kızı Nezahat Onbaşı'nın babasıyla birlikte 3 yıl boyunca bütün savaşlara katıldığı, 70. Alay'a
ise Yunanlıların ''kızlı alay'' lakabını taktıkları belirtiliyor.
Kurtuluş Savaşı sırasında Gediz Cephesi'nde 70. Alay'ın düşman
kuvvetlerinin saldırılarıyla zor anlar yaşadığı, bu sırada Nezahat
Onbaşı'nın, geri çekilen askerlerin önüne geçerek
-- ''ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?''
dediği, bunun üzerine geri dönüp savaşa devam eden askerlerden çoğunun
şehit olduğu, böylece düşman askerlerinin Anadolu'ya ilerlemesini geciktirildiği kaydediliyor.
 1921 yılında TBMM'de Nezahat Onbaşı'ya İstiklal Madalyası erilmesinin
gündeme geldiği, tartışmalı geçen oturumların ardından konunun
unutulduğu ifade ediliyor. Nezahat Onbaşı'ya 1986 yılında Dolmabahçe'de düzenlenen törenle şükran plaketi verildiği de kitapta
anlatılıyor.

Kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi minnetle anarken, çocuk yaşta
toprağa düşen vatan evlatlarına yakılan ağıtların dilden dile dolaşmasını dilerim.

GÜNÜN SÖZÜ: ÇANAKKALE ZAFERİ, TÜRK ASKERİNİN RUH KUDRETİNİ GÖSTEREN,
ŞAYANI HAYRET VE TEBRİK BİR MİSALDİR...              M.KEMAL ATATÜRK

Anasayfa