KALPLERİN DUYARSIZ OLMASI AHİR ZAMAN VEBASI OLSA GEREK

ABDÜLKADİR DEMİR2024-11-11 09:15:36

"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, bedenler yaşadığı halde kalpleri ölecek!"

Öldü mü kalplerimiz?

Kalplerin duyarsız olması ahir zaman vebası olsa gerek.

Zira Gazze'de kullanılabilir cami kalmadı.

Bazılarını bombalar yıktı, bazılarını da siyonist israil askerleri botlarıyla girip yağmaladılar, kirlettiler,  ve daha birçok şey...

En son gelen görüntü Yahya Sinvar'a gönderme olarak çekilmiş.

"Sizin en kutsalınız olan ibadethaneleriniz bakın bizim ayaklarımızın altında" dediler bu resmi paylaşırken.

 

Umudumuzu elbette kaybetmeyeceğiz.

Lakin bizi, insanlığı iyi günler beklemiyor.

 

Kim bilir Yunus As. kavmi gibi dönüş yapabilir miyiz?

Helak olmaktan kurtulabilir miyiz bilmiyorum.

Tabi bunun için de önce kalplerimizin dirilmesi lazım

 

Kur'an-ı Kerim'de anlatılan peygamber kıssaları sadece peygamberlerin hayatını anlatmak için veya hikayeleştirmek için bize misal olarak verilmemiştir... Her peygamberin hayatı aslında bir bilinç mertebesidir.. Mesela Hz Musa şeriat mertebesini temsil eder... Hazreti Hızır, hızır makamınınyani mülhime bilincin temsilcisidir.. Hz Eyüp, tam teslimiyet  bilincinin, mutmainne bilincin  temsilcisidir...Hz İbrahim razılık bilincinin temsilcisidir...Hz İsa saf bilincin temsilcisidir... Hazreti Muhammed ise tüm hepsini kapsayan Kamile bilincin temsilcisidir...

 Bunlardan en ilginç olanı Hz İsa'nın temsil ettiği bilinç mertebesidir.. bildiğiniz gibi  Hz İsa Hz Meryemden dünyaya gelmiştir...Babasız olarak (aracısız) dünyaya gelmiştir ..Şöyleki; Hz Meryem saf, temiz, bâkir, Zekeriyya peygamber tarafından  korunan kollanan, sadece  Allah’ın emir ve yasaklarından beslenen, kendisini haram göz ve çirkin  sözlerden sakınan  bir hatundu...

 

Bu halinden dolayı Allahu teala ona Ruhul kudüsü gönderdi...Ve ona bir çocuk hediye edeceğini müjdeledi.. Hz Meryem korktu... Paniğe kapıldı.. Çünkü Hazreti Meryem evli değildi.. bakireydi..yani bu durum fizik kurallarına aykırıydı...Nihayetinde ona hz isayı hediye etti..

pekiii.. soruyorum sizlere;

 Hz isa burada neyi temsil ediyor..

Tabiiki aracısız bir şekilde Allahtan geleni temsil ediyor..

Allahtan gelen nedir..?

Saf bilgi, saf bilinç, aracısız akan ilim... Yani ilmi ledünni...

Sonra ne oluyor..?

Hz İsa ilk doğduğu andan itibaren dile geliyor... Konuşuyor... Allah'ın varlığını ve Birliğini telkin  ediyor.. Hz İsa belli bir yaşa kadar peygamberliğin tüm gereklerini yerine getiriyor.. Fakat toplum içinde nifak arttığı zaman Allahu Teala tarafından gökyüzüne çekiliyor... Tıpkı yeryüzünde nifak arttığı zaman Allahu Teala'nın kendi saf temiz  ilmini insanların arasından çektiği ve onları kendi hallerine bıraktığı gibi...

 İbret alacaklar için Hz Meryem'in hayatı tam bir misaldir... Ne diyor Allahu Teala;

"Sen kendini benim Emir ve yasaklarıma göre şekillendirirsen, ruhen ve kalben tertemiz kalmaya çalışırsan, bedenini kem gözden, dilini kem sözden esirgersen, kulların söylediklerine kulak asmaz, sadece benim emirlerime itaat edersen, seni kullarımın eline bırakmam.. Bizzat ben nimetlendiririm... Senin için gerekirse tüm fizik kurallarını ortadan kaldırır, eşyayı senin emrine veririm...(Peygamberlerde görülen mucizeler, Velilerde görülen kerametler buna misaldir)

Evet Hatırlayın...

 Hazreti Meryem manastırdaki bir odada hayatını ibadetle geçirirken,  Hazreti Zekeriya Hz Meryem'in odasına her girdiğinde odasında değişik yiyecek içecekler meyveler ve sebzeler görürdü... Hazreti meryem'e bunları nereden aldığını sorduğunda;

"onlar bana Rabbimin ikramıdır" derdi...

 Velhaslı kelam; Kur'an-ı Kerim’deki hiçbir misal öylesine verilmemiştir.. Verilen misallerin her biri müteşabih olarak verilmiştir..Hikayeleştirilerek verilmiştir... çünkü, yeryüzündeki tüm insanların bunları anlayıp, idrak edip, hayatlarını ona göre yaşamaları murad edilmiştir...

Selam olsun Meryem'e..Meryem oğlu İsa'ya...

Selam olsun yeryüzündeki tüm temizlere ve günahtan bâkir kalanlara.. Selam olsun, bu temiz halleriyle ilmi ledünni doğuranlara...

 

'Derin' başka şey, çukur başka şeydir...  Derin hz yusufun atıldığı kuyudur...Hz yusuf, o kuyu sayesinde, derinleşti. İtibar buldu.. Mısıra sultan oldu..

 Çukur ise, önüne bakmadan ilerleyen topal eşşeklerin düştüğü yerdir...

 Bu yüz yıl kendisini derin ve çağdaş olarak nitelendiren, çukurda olduklarının bile farkında olmadıkları için topuklarını vura vura yürüyen  topal eşşeklerin çağıydı...Şükürki, bu çağ kapanıyor.. Çünkü  artık gerçek  derin'lerin  derindekilerin çağı başlıyor ..Ve maalesef ki; bu yazdıklarımı topal eşşekler, Alçaklar ve alçaktakiler anlamayacak.. Sadece derinler ve derindekiler anlayacak…Derleme)

Anasayfa