YENİDOĞAN ÇETESİ

ABDÜLKADİR DEMİR2024-10-24 09:41:02

Yenidoğan çetesiyle ilgili haberleri dehşet içinde okurken aklıma Rousseau imzalı kitap 1700’lü yıllarda yazılmış. Ama cümleler sanki dün yazılmış gibi taze!

 

Rousseau bu kitabı “Bilim ve sanatın gelişmesi, ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?” sorusuna cevap olarak yazmış. Ve cevabı da çok net bir şekilde “Hayır” olarak vermiş.

 

Kitapta geçen, “Aramızda bilginler yetişmeye başlayalı, iyi insanlar ortadan kayboldu” veya “Erdemin bilimini yapmaya başladıkları gün her şey mahvoldu” cümleleri de verdiği bu cevabı destekliyor.

Kitap aykırı fikirlerle dolu. Bazılarına katılmak mümkün değil elbette. Ama her şeye rağmen insanı özellikle bugünlerde çok fena düşündürüyor. 

 “İnsanın kıymeti neyle ölçülür?” sorusu gerçekten çok önemli. Sonuçta dünyanın başına gelen bütün felaketler, bu ölçümde yanlış ölçü birimleri kullanılmasından kaynaklanmıyor mu?

 

Para, sağlık, eğitim veya zekâ gibi faktörler insan hayatını farklı yönlerden kıymetlendirebilir. Ama özünde, insanın kıymeti bütün bunlardan bağımsızdır. 

 

Yani kimse icra ettiği sanat veya meslek üzerinden kendine kıymet biçemez. Veya bilim adına yapılan çalışmalar, insani bir değer olarak sunulamaz. Çünkü ameller niyetlere göredir. Ve eğer niyet bozuksa, gerisi hikâyedir.

 

Rahmetli Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koymuş ve "Bu ekmeğe basabilecek birisi var mı?" diye sormuş salondakilere. Hiç ses çıkmamış tabii. Hoca, "Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim" diye devam etmiş.  Salondan yine çıt yok...

 

Fiyatı artırarak 5000 dolara kadar getirmiş. Bu sırada salonda bulunanlardan birisi, "Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma!" demiş.

 

"İşte değerler eğitimi budur" diye noktayı koymuş...

 

Gözden kaçan bir şey vardı burada. Ekmek bizim kültürümüzde helal kazancın sembolüdür. Bu yüzden ayaklar altına alınmasına göz yumulmaz.

 

Helal kazanç hassasiyeti bir kez ayaklar altına alınınca da bebek ölümleri üzerinden para kazanan çeteler ve para için her türlü pisliği yapan insan müsveddeleri gündemimizden eksik olmaz.

 

Hepimiz beşeriz..Ama içimizden sadece bazıları insan..!

Peki beşer nedir..? insan nedir..?

Beşer, yaratılan herşeyin ortak adıdır..İnsan ise Allah'ın "HALİFEM" dediğidir... Allah'ın yeryüzünde halife olarak seçtikleri yamuk olabilir mi..?

Olamaz...

Hani yunus, tapduk emrenin  kapısını kastederek;

"Bu kapıdan eğri insan bile girmedi..Eğri odun da giremez" diyerek, hayatını dergaha  düz odun aramak için geçirmişti ya...Ha işte..

İnsan da, "Allahın kapısında yamuk insan halife olamaz.. öyleyse hayatımdaki herşeyi o kapıya layık olarak seçeyim" diyen kişidir...

Bu seçim arkadaş seçimidir.. eş seçimidir... Yaşam tarzı seçimidir.. kitap seçimidir.. helal haram seçimidir... Bu liste böyle uzar.. gider...

Şimdi asıl soru şu;

Kaçımız insanız..kaçımız beşer...

 

Yenidoğan şebekesi meselesinin, sadece yenidoğan bebeklerle ilgili kalmadığı aşikar..

 Bu suçun, yoğun bakım bölümüne sarkan her alanda işlendiği bu suçlara ;

Kanser hastalıkları dahil..iç hastalıkları dahil..Felçli hastalar dahil..makinaya bağlı hastalar dahil.. Kalp krizi dahil..işin laboratuvar kısmı dahil..yetişkin yoğun bakım kısmı dahil.. işin ilaç ayağı dahil..eczane ve ecza depoları dahil..Tıbbi malzeme üreticileri , depolar ve toptancıları  dahil..

Düşünsenize; Yenidoğan şebekesinin lideri Dr. Fırat Sarı'nın,1998'de PKK üyeliğinden 12 yıl kesinleşmiş cezası varmış...2003'te Topluma Kazandırma Yasasıyla, cezası 2 yıla indirilmiş..İlerleyen zamanda tekrardan  doktorluğa geri dönmüş..

Yani kısacası; iyileri tenzih ederek söylüyorumki, bu işin ucu çok uzak noktalara..hatta hatta büyük başlara varacak gibi..Tabiiki bu işin sosyal mecralarda, görsel ve yazılı basında konuşulmasına, gündem yapılmasına medya patronları tarafından  izin verilirmi..orasını zaman gösterecek.

Toplum olarak komuoyu baskısı oluşturulursa eğer, ve suçun üstü örtülmezse eğer, sektör temizlenmeye başlar...Belki özel hastanelere dahi el konulabilir..özel hastaneler devlet kontrolüne geçebilir...Ama tabiiki buda toplumsal baskıya bağlı olacaktır…(Derleme)

 

YAMYAMLAR!!

Firavun, çocukları öldürüyor,

Nemrut, çocukları öldürüyor,

Müşrikler kız çocuklarını,

Yakup(a.s)ın çocukları,  

Kardeşi Yusuf’u

Kör kuyulara atıyordu!

 

Dünyanın eşkıyaları

Bir örgütlü kötülüktür.

Ama iyiliği durduramıyorlar!

Konuşamayan çocukların

Tebliğini önleyemiyorlar!

Çünkü çocukların tebliği

Peygamber tebliği gibi..

 

İsmaillerin topuğundan

Zemzemler fışkıracak!

Firavun saraylarında

Musa’lar yetişecek!

Davut, sapan taşıyla,

Calut’u öldürecek!

Muhammed(a.s) Mekke

Çetelerini yıkacak!

Çocuklar çok önemli;

Onun için öldürüyorlar!

 

En katı haramları bile

Mubah kılan

Zaruretler vardır;

Ama zulmü mubah kılan

Bir zaruret durumu

Asla yoktur!

 

Mazlumun dini sorulmaz.

Kavimler, küfürle değil,  

Zulümle helak oldular.

“Zalim Allah’ın kılıcıdır,

Onunla intikam alır,

Döner ondan da

Mutlak intikamını alır.”

 

İnsan ölse de,

İnsanlık ölmemeli!

Bir yamyam sormuş;

İnsanları öldürüyorsunuz,

Bunları yiyor musunuz?      

Hayır, cevabını alınca,

Madem yemeyeceksiniz;

Neden öldürüyorsunuz?

Ne kadar yamyamsınız!

 

Anasayfa