Camilerin İslam toplumunda kimlik haline geldiğine inanan okurlarıma selam olsun…
“Kur’an’ı Kerim bizlere, yeryüzünde insanlar için inşa edilen ilk mescit olarak Kâbe’den bahseder. Bu ayet’i kerimeden anlıyoruz ki, insanın tarihi ile caminin tarihi iç içedir. Bildiğiniz gibi Peygamber Efendimiz S.A.V hicretle birlikte yaptığı ilk işlerden birisi de Mescid’i Nebî’yi inşa etmek olmuştur. Mescid’i Nebi ihtiyaçlarının karşılandığı, sorunların çözüme kavuşturulduğu, kimsesizlerin himaye edildiği, bireysel ve sosyal düzlemde her türlü mesele ile ilgili istişarelerin yapıldığı, kararların alındığı bir merkez olarak görev ifa etmiştir. Edep, adap, ilim ve irfanın aşılandığı bir mektep olarak hizmet vermiştir.”
“Zengin fakir, rütbeli rütbesiz, yaşlı genç herkesi bünyesinde toplayan, aynı safta omuz omuza hep birlikte ibadet ettiğimiz camilerimizde onurlu bir görev ifa eden din görevlilerimizi tebrik eder, tüm İslam Aleminin “Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı kutlayarak saygı ile konuya giriş yapmak istiyorum..
“Toplum olarak birbirimize sıkıca bağlanmanın, bir arada kenetlenmenin en önemli kaynağı olan camilerimizde hizmet veren din görevlilerimiz; aydınlatıcı, uzlaştırıcı, bütünleştirici görev anlaşışıyla dini konularda halkı aydınlatırken, sosyal sorunlara da çözüm arayan, ulvi bir vazifeyi yerine getirerek toplum hayatında önemli bir görev üstelenmişlerdir…
“Camiler, insanların ortak bir yerde buluştuğu, kardeşlik duyguların, hoşgörü anlayışının, birbirimize olan sevginin güçlendiği mabetlerdir. Camiler içinde başka hiçbir yerde bulamayacağımız çok özel bir huzur kaynağıdır. Camiler bir ibadet yeri olmakla birlikte toplumumuzu birleştirici özelliği ile insanın maneviyatını güçlendiren, moral veren yerlerdir.
“Bir diğer açıdan baktığımızda “İslam medeniyeti cami merkezli bir medeniyettir. Camiler, İslam toplumunun hayatını devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyulan târihî birikimi ve tecrübeyi yansıtan ve toplumsal birer hafıza kimliğine sahiptir..
Her yıl Bilindiği gibi 1 ve 7 Ekim tarihleri “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak çeşitli faaliyetlerle kutlanmaktadır. “Cami, Şehir ve medeniyet tır. Camii Toplayan, bir araya getiren” manasına gelir. Dini anlamda; belirli bir amaçla insanları bünyesinde toplayan mekâna camii denir. Bu amaç da Allah’a kulluktur.
“Camiler dinî ve millî kültürümüzden ayrı düşünemeyeceğimiz değerlerimizin başında gelir. Camilerimiz, çok çeşitli fonksiyonları ifa etmesi bakımından önemli yapılarımızdır. Camilerimiz mabet olarak görev yapmanın yanında, halkın eğitimindede önemli görev yapmaktadır. Camilerde, müminlere her türlü kötülüklerden uzak durmalarının yanında; her türlü iyilik ve güzellikler, insan sevgisi, vatan, bayrak, ezan, Kur’an sevgisi, ana ve babaya, öğretmene, komşuluk ilişkileri kardeşlik hukuku kul hakkı gibi önemli konular anlatılır. Camiler, zengin, fakir, köylü, şehirli, amir, memur, resmi ,sivil, yaşlı, genç, siyah, beyaz, yerli,yabancı vs herkesi bünyesinde toplayan mekânlardır. Bir ülkenin, Müslüman ülkesi olmasının mührüdür.
“Camiler; aynı safta omuz omuza, diz dize namaz kıldığımız mabetlerimizdir. Üzüntülerimizi giderdiğimiz, moralimizi müspet anlamda düzelttiğimiz, birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik duygularımızı, hoşgörü anlayışımızı güçlendirdiğimiz ve pekiştirdiğimiz yerlerdir. Birbirimize merhamet etmeyi, acıları paylaşmayı, kimsesiz yoksul, dul ve yetimlere yardım etme duygularını kazandığımız mabetlerdir. Kâmil manada insan olmanın yollarını ve esaslarını, camilerimizde yapılan telkin ve nasihatlerden öğrenmekteyiz.
“Allah cc şöyle buyurur: “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazlarını dosdoğru kılan, zekatlarını veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte, doğru yola erenlerden olmaları umulanlar bunlardır.”
Cami ve mescitlerle ilgili hadislerden bazıları da şöyledir:
“Kim Allah rızası için mescit yaparsa, Allah benzerini onun için cennette inşa eder.” Bir mü’mine öldükten sonra amelinden ve yaptığı iyiliklerinden ulaşacak şeylerden biri de, yaydığı ilim, geride bıraktığı iyi evlâd, miras olarak bıraktığı, yaptırdığı mescid, yolcuların barınması için inşa ettiği ev, akıttığı su, sağlığı yerinde iken malından fedakarca verdiği sadakadır. Bunlardan hangisini yapmış ise öldükten sonra onun sevabı kendisine ulaşır. “Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse Allah’ın ziyaretçisidir. Ziyaret edene Allah ikramda bulunacaktır.”
“Bu vesileyle unutmayalım ki;
Camileri cemaatsiz bırakmayalım. Camileri yaşatmanın yolu budur.
Cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletli olduğunu unutmayalım. Camilerin süsü cemaattir. Camilere çocuklarımızı da götürelim.
Camilerin temizliğine, bakımına dikkat edelim.
Camilere gelenler arasında bir ayrım yapmayalım. Zengin, fakir, köylü, şehirli herkes omuz omuza camilerde saf tutar.
Camiler bulundukları bölgelerin manevi sigortalarıdır. İnsanları uyarmaya fecirle başlarlar. Bu uyarı, gecenin alaca karanlığına kadar sürüp gider.
Camiler, İslam toplumlarının simgeleridir. Bir beldenin İslam beldesi olduğunun en güzel kanıtı, göklere yükselen minaresi ve ezanı ile camilerdir.
“Sonuç olarak;
Din görevlilerimiz, yüce dinimizin emir ve yasaklarını başta kendi nefislerinde yaşayan daha sonra da minberden mihraba insanlarımızı Hakkın şaşmaz ve şaşırmaz yoluna çağıran fedakâr insanlardır. Yaptıkları vaazlar, cami dersleri, siyer’i nebii, Akaid, kelam fıkıh, tefsir, hadis sohbetleri, camilerde Kur’an öğretimi ve benzeri çalışmalarla vazifelerini fedakârca ifa eden hocalarımıza selam olsun.
Caminin İslam’da yeri ve ehemmiyeti gerçekten çoktur.
Buralarda görev yapan devlet memurluğu yaparak aybaşını bekleyen demiyorum,kendilerini din adayamlığına,din hizmetine adayan görevlilerimize sevgi, saygı ve şükranlarımı sunarım”
Rabbim bizleri cami gönüllüsü, Yüce İslam’ı yaşayanlardan eylesin.