GÜNEŞ-MİSÂL CÂMİLER, AY YÜZLÜ GÖREVLİLER; YILDIZ İKRÂMLAR, BEREKETLİ MEVSİMLER...

NURİ KAHRAMAN2024-08-12 09:18:42



10 gün kadar oluyor. Yaklaşık 3 aydır uzak kaldığım Ordu'ya ilk döndüğüm günlerde mûtâdımız üzere, biraz da mahallî günlük gazetelere bakmak, orada yazılarımızı tâkip etmek, ayrıca yüzlerce diyebileceğimiz dergileri en azından şöyle dışarıdan doğru, isimleri, resimleri, kapak dizaynları düzeyinde de olsa zevkle temâşâ eylemek, bu kadar yayın ve yazar grubunun olduğu müşâhedesiyle berâber iftihâr etmek, memleketim adına ümitlenmek ve de elbetteki bir vakti de orda edâ sâikiyle en yakınımızdaki sâhil câmiine gittim.

*CÂMİ GÜLÜYOR, CEMÂAT GÜLÜMSÜYOR*
Bir de ne göreyim; biz görmeyeli câmi dıştan içe baştan aşağı büyük bir yenilenme ameliyesi yaşamış. Halılar değişmiş, renk güzel, koku mis. Dışarıda kubbe, zâten hemen dikkât çekiyor. Bu misli hissi ve güzelliği paylaşmadan edemezdik. Hem kendi sevincimizi ızhâr, hem de emeği geçenlere teşekkür, câmii ve cemaatini güldüren görevli arkadaşkara beyân-ı takdir ve hem de sizlere bir müjde adına. İşte, burayla ilgili, bu tazelenmenin getirdiği heyecanla üstüste yaptığımız iki paylaşım:

*ORDU'DA ACEM CÂMİİ'NE MESCİD-İ AKSÂ LİBASI*
Ordu Sâhil ACEM (Ahmet CEmâl Mağden) Câmii yeni düzenlemesiyle MESCİD-İ AKSÂ'yı hatırlatıyor. Yeni boyası ve dizaynıyla görenlerin aklına KUBBETÜS'SAHRÂ'yı  getiren câmi, halıların da yenilenmesiyle berâber, bilhassa Cumâ namazlarında cemaatin ilgisine mazhar oluyor. Artık AKSÂ CÂMİİ dense sezâdır diye düşündüren bu iç-dış yeniliklere öncülük eden Soner KARABULUT ve Halil ATMACA Bey hocalarımızı tebrik ediyor, başta görevli arkadaşlarımız olmak üzere, dernek yetkilileri ve emeği geçen câmi cemaati ve maddî katkıda bulunan herkese teşekkür ediyor, Allâh CC râzı olsun diyor, cumânın feyz ve  bereketinin hepimizin üzerimize olması, Gazze, Doğu Türkistan ve tüm mazlumlar için kavli, fiilî üzerimize ne düşüyorsa elimizden geldiğince yapmaktan gâfil kalmamak, inşâllâh bir an önce kurtuluşlarını görmek niyâzıyla berâber, fındık mevsimlerimizin de bereketli olup kazâsız-belâsız, kolay geçmesi dileğiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

*YARIN CÂMİİMİZE BEKLİYORUZ*
Soner KARABULUT: Teşekkür ederim hocam Allah razı olsun .Yarın camimize bekliyoruz inş her cuma olduğu gibi İnşâllâh kardeşim wes'selâm...

*EMEĞİ GEÇENLERE MERT TEŞEKKÜR*
Coşkun MERT: Bunu ben haber yapacaktım hatta Soner hocama söyledim.. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum..

*MADDÎ-MÂNEVÎ KATKI SAĞLAYANLAR*
Halil ATMACA: Maddi manevi katkı sağlayan bütün mü'minlerden razı olsun...

*TERCÎHİ DÂVET BELİRLEDİ*
Paylaşım ilgi görüp emek sâhipleri dâvet te edince, bir yakınımızın ameliyatı vesîlesiyle köyden gelip ziyârete gittiğimiz hastâneden aşağıya, Kemer Köprü tarafına doğru yürümeye başladım. Ancak oraya geçmeden Bucak Câmii önünden kestirme gittim. Ve sonrası; işte paylaşım:

CUMÂ HAREKETİ, SELÂM BEREKETİ;
Niyeti daha dünden kurmuştum. Bugün EAH'de hasta ziyâreti sonrası yola koyuldum. Epeydir şehir yürüyüşü yapmamıştım. İstikâmet AKSÂ kubbeli câmi. Çok şükür, gölgeleri kollamak sûretiyle yaptığımız uzun bir yürüyüş sonrası ezanla birlikte câmiye girdik.

*İÇ EZAN, KÂMET; NAMAZ ve SONRASI*
Halil Bey Hocam iç ezan ve kâmeti ikrâm etti. Bu mânevî ikrâmın ardından namaz sonrası da karpuz için ısrar ettiler. Soner Bey hocam, namazdaki güzel tilâvetle bizleri doyurmuştu. Şimdi de sıra mîdelerde. Bu câmi görevlilerinin ikram geleneği devam ediyor. Biz Hamza ÖZDEMİR Hocadan bu tarafı biliyoruz; görevli odası ikramlarından başka olarak avluda kamelya ikramları da oluyor zaman zaman.

*SİMİT EŞLİĞİ, KARPUZ KARDEŞLİĞİ*
Her neyse bugün 12 kg olduğu söylenen, sanki daha da büyük bu karpuz simit eşliğinde gâyet iyi gitti. Ama en güzeli muhabbetti. Rabbimiz muhabbetten ayırmasın.

*DERYA KUZULARI, YILDIZ İKRÂMLAR..*
Ama hocamızın, hani ne derler; çok yazan mı bilir çok gezen mi? Biz de gezmenin bir meyvesi olarak değişik bir karpuz ikrâmı şekli gözlemledik. Satarken de bâzen; DERYÂ KUZUSU BUNLAR! diyorlar ya; Soner Hoca ordan mı ilham aldı ne; Karpuzu önce şöyle bir iyice kavradı, ardından yere yıkıp kuzu misâli önce kafadan kesip bir nevî kelle diyebileceğimiz kapağını bir tarafa attı. Sonra da kabuğunu deri soyar gibi soydu. Fotoğraflarda safha safha görüldüğü gibi dilimleyip ikrâm etti.

*İKRÂM EDEN İKRÂM BULUR*
Yaklaşık 10 kişiye yarısı yetip arttı bile. 2.yarısı için de gelenler oldu. Dolayısıyla kalanlar da tekrar dolaba girmeden mîdelerdeki yerini aldı. Rabbimizin sonsuz nîmetlerine sonsuz şükürler olsun. Ve bunları rızâsı uğruna ikrâm edenlere de sonsuz teşekkürler. Rabbimiz onları, tüm hayırlı muratlarına erdirsin.

*ÇAY BAHÂNE, SOHBET ŞÂHÂNE*
Câmiden çıkışta Kültür Müdürlüğü'nü aradım. Hemen orda zâten, hem ev yolumuz üzerinde. Dayımın kızı Melahat Yıldız hanımın orda olduğunu, usûlen çayın da bulunduğunu öğrenince rotayı oraya çevirdik.

*GEZDİKLERİN SENİN, YAZDIKLARIN BİZİM!*
Zâten 3 aya yakın buralarda bulunamadığımız için, âbi mâşâllâh bayağı dolaştık, sağol, gezdiğin yerleri, Eldivan, Konya, Özbekistan bizlerle paylaştın. Uzun olmasına rağmen yazılarının hepsini de okudum. İstifâde ettik falan dedi. Kendisi de okuyan-yazanlardan olduğu için daha bir dilimizden konuşuyor, iltifat ediyor. Bunun için de çayı bayağı büyüğünden söyledi fotoğrafta da gözüktüğü gibi!

*60 SENE ÖNCE; CAM BARDAK KİMDE?
O arada biz ta çocukluğumuzda, bundan 60 sene önceleri dedemizin köyüne, Şuayib'e gittiğimizde onun böyle özel bir cam bardağı vardı. Onu hatırladık ve dile getirdik. O zaman cam bardağı olmak ağa işi demeyelim de en azından büyük âile reislerine mahsus olabilen bir şeydi ve de ayrıcalıktı. Su falan bakır tasla içiliyordu. Alüminyum de yoktu.

*SONER HOCA İSTEKSİZ, YAZIŞIMIZ DESTEKSİZ!*
Her neyse; biz de yazdıkları okunuyor olmanın şevkiyle, Soner hocanın kaleme alınması konusunda pek istekli gözükmemesine rağmen işte oturduk bugünün ikrâm ve muhabbetlerini de yine ve de yeni muhabbet olsun diye yazıyoruz.

*FINDIK MEVSİMİ, DOSTLUK HARMANI*
Tekrar diyoruz ki, bugünkü hutbenin de öğütlediği gibi Rabbimiz bizleri muhabbet ve kardeşlikten ayırmasın. Fındığın getirdiği hız ve telâş îtidâlimize ve ağırbaşlılığımıza halel getirmesin. İnşâllâh kazâsız-belâsız, bereketli, kolay bir mevsim olsun.

*ÇEKİŞTİRME; PEKİŞTİR!*
Fındık vesîlesiyle çoğumuz uzak ya da yakın yollardan koşup bir araya gelmişken dostluğumuzu, kardeşliğimizi, komşuluğumuzu Allâh CC için, peygâmber aşkına daha bir tâzeleyip tahkim ederek kuvvetlendirmeye, birbirimizi çekiştiren değil, birliğimizi-dirliğimizi pekiştirmeye vesîle teşkil etsin inşâllâh. Ne diyor şâir;

MUHAMMEDDEN MUHABBET OLDU HÂSIL;
MUHAMMEDSİZ MUHABBETTEN NE HÂSIL?
wes'selâm...

*HER ZAMAN BEKLERİZ; SİTEMİ DE EKLERİZ!*
İlgili kardeşlerden bu paylaşıma gelen tepkiler de esprisiyle berâber şöyle:
Yıldız Yüksel Hacet: Ayaklarınıza sağlık, her daim o bardak ve çay bendenizle birlikte bekleriz.başım gözüm üstüne abim. Şeref verdiniz.
Soner KARABULUT: Hocam isteksizliği de nerden çıkardınız her zaman bekleriz inş. Ama görüyorum ki anlaşmaya uymamışsınız 

*TEKRÂRDAN SEVGİLER-SAYGILAR*
Bir başka hasbihâlde buluşmak üzere huzurlarınızdan ayrılırken başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere tüm mazlumların kurtuluşunu bizlere en yakın zamanda göstermesini Cenâb-ı Hakk'tan niyâz ediyor, cümleye tekrardan sevgiler-saygılar sunuyoruz; Allâh'a emânet olunuz değerli dostlar wes'selâm...

Anasayfa