SİYANÜRLÜ HAYATLARA MI LAYIKIZ...!

SEDAT AKKÖSE2024-07-25 09:55:43

Ülkeyi karış karış peşkeş çekenler, ülkenin denizini kirleten, derelerini kurutan, ormanlarını, tarım alanlarını yok edenler ve hamasetle "ırmağının akışına ölürüm Türkiyem" diyenler bu cümleleri kuruyor,maalesef...

Doymak bilmeyen bir iştahla doğayı paraya çeviren insanlar toprağı, suyu kendi malı zannediyorlar. Hatta insanları bile. Bu talanı hızlandırmak için yasalar değiştiriliyor, yeni yönetmelikler çıkarılıyor. Bunlar da yetmiyor; aleyhlerine verilen mahkeme kararlarını bile tanımıyorlar.

Karadeniz’in  özellikle Fatsa’ nın Aybastı' nın doğal varlıklarına göz dikenler buradaki yaşamı, doğal ve kültürel mirası hiçe sayıyorlar. Ortak ya da özel yaşam alanları savaş sırasında uygulanan yasalarla acele kamulaştırılıp özel şirketlerin hizmetine sunuluyor. Hiçbirinde kamu yararı olmayan projeler, ülkemizin bütçesine katkı yalanıyla uygulanmaya başlıyor.

Üzerinde HES projesi olmayan hiçbir deremiz kalmadı. Fatsa’da Aybastı' nın yaylalarında altın madeni alanlarında artık siyanür kullanılmaya başlandı.

Kardenizlinin geçim kaynağı olan fındık  ve çay bahçeleri HES’ler, maden ve taş ocakları nedeniyle hızlı bir şekilde yok oluyor. Derelerimizden zehir akmaya başladı başlayacak. Ormanlarımız kayalık çorak alanlara dönüştü.

Toprağımıza, suyumuza sahip çıkmanın tek yolu, birlikte olmaktan geçiyor. O yüzdendir o Köylünün halkın yanında onlara  kimse sahip çıkmazken  yanlarında Demokrasi den yana olan genç yaşlı kadın erkek kişiler vardı.

Demokrasi bu ülkenin, dünyanın tek kurtuluşudur .

 

Bu toplum ve bütün insanlık ne çektiyse bu iki yüzlü maskeli sahtekarlardan çekti. Çekiyor.

Bugün Ülkenin ormanlarını yok eden zihniyette aynı zihniyet.

Ülkede bir karış toprağa, başını sokacak bir konuta sahip olmayan; yetmişlik solcular, erkekli kızlı gençler, okula harçlıksız giden öğrenciler, Demokrasi den yana olanlar ülkenin doğasını korumaya çalışırken ülkenin kaymağını

yiyenler bu doğa katliamını umursamazlık içinde seyirediyor, hatta katliama alkış tutup destek veriyor.

Dünyada hiç bir şey sonsuz değildir.

Ormanında, toprağında, denizinde, suyunda bir sonu var. Umarım insanlık, bu sona gelmeden aklını başına devşirir de  bizlerde gelecek nesillerimize bize bırakılan yeşillikleri mavilikleri onlara bırakırız yoksa gelecek nesillerimiz bizim ardımızdan hiç mi hiç güzel bir şekilde anmayacaklar...

Bunlar var ya bunlar

doğaya düşman

çevreye düşman

yeşile düşman

suya düşman

kendisinden olmayana düşman

düşünen insana düşman

sana düşman

bana düşman...(Erbil Tuşalp)

Anasayfa