YAŞAMADIĞIN DİN- SENİN DİNİN OLAMAZ

HÜSEYİN DENİZ2024-07-18 09:48:00

Kişinin İnancı gereği, inanmış olduğu dini emir ve yasaklarına ve kurallarını uyan kişiye yaşayan kişiye Müslüman denir

Müslüman, yalnız Allah'ın kuludur.Yani Müslümanın sahibi, eğiticisi ve yol göstericisi Yüce Allah'tır. Müslüman, Allah'ın Rabliğini idrak etmiş ve O'nun eğitimi ile terbiye olmuş, O'nun gösterdiği yolu tek yol bilmiş kişidir.Bu konuda Allah Resul’ü Hz. Peygamber'in (asm) cevabı gayet kısa ve özdür:

- Güzel ahlâklı olana denir.

Hemen ardından gelen "peki güzel âhlâkli olmak ne demektir?" sorusuna ise cevabı ise derstir:

- İşlediği her amelinden kimseye bir zarar olmayan, olsa olsa yarar sağlayan insandır.

Yani diyebiliriz ki; Müslüman "hayırlı" kimsedir. Bektaş’ın dediği gibi elinden,dilinden, belinden kimseye zarar gelmeyen kişidir. En önemli olanı ve dikkate alınması gereken empati kuran ve empati yapabilen,empati sahibi olması gerekir.

Herhangi bir yapılacak ve uygun görülecek olay karşısında o kişinin aynaya bakması gerekir diye düşünüyorum...

Kendisine yapılmasını istenmediği herhangi bir şeyin bir başkasına yapılmasını uygun görmemesi gerekir.

Müslümanın Müslüman olduğunu yaşadığı hayatla ispat etmesi gerekmez mi?

Buna en güzel örnek 1984 olimpiyatları ve Judo final müsabakası... Minderde Mısırlı Judocu Muhammed Ali Raşvan ve rakibi Japon Yaşuhiro Yamashita var ve ikisi beraber bu minderde karşılaşma yapmak üzereler.

Müsabakalar sırasında Yamashita'nın sağ kasları yırtılmıştır ve final karşılaşmasına sakat olarak çıkar. Yamashita sol ayağıyla yürüyor, sağ ayağını resmen sürüklemektedir MüslümanMuhammed Ali rakibi olan Hristiyan Yamaşhita’yı mindere aksayarak geldiğini görüyor ve asla bunu bir avantaj olarak görmemektedir. bu bir spor müsabakası da olsa ahlaklı olması kanaati kendisinde oluşuyor ve öyle de yapıyor.

Maç sırasında Muhammed Ali'nin antrenörü kenardan sürekli halde bağırır: Muhammed Ali "Sağ bacağına oyna!", "Sağ bacağına vur!"Diyerek kenardan bas bas bağırıyor.

Halbuki; Muhammed Ali'nin rakibinin sağ ayağına bir defa vurması yetecekti. Fakat yapmadı o tek bacağıyla mindere çıkan Hristiyan Yamaşhitaya kendi isteğiyle yeniliyor, ikinci oluyor ve gümüş madalya ile yetinmek zorunda kalıyor.

Maçtan sonra etrafını saran bütün gazetecilerin sorusu aynıydı: "Niçin?", "Neden yapmadın?" Neden yemedin ya Muhammed Ali?

Muhammed Ali Raşvan'ın bütün bu meraklı sorulara cevabı ise gayet sade ve basittir:

“Benim dinim insana, yaralıya, hele de yaralı yerinden vurmayı yasaklıyor. Eğer o durumdayken bir de ben oradan yüklenip oraya vursaydım, sakat da kalabilirdi. Ben bir şan şöhret ve madalya için bunu ona yapamazdım.”

Muhammed'in bu tavrı ayakta alkışlandı ve Uluslararası Fairplay Komitesi 1984 Fairplay Ödülü'ne layık görüldü. Daha sonra gittiği Japonya'da da onu, bütün ülkenin onur konuğu olarak, bir kral gibi karşıladılar.

İşte Muhammed'in bu davranışı, inancı için, tüm dünyanın gözü üzerinde olan bir final müsabakasını dahi kaybetmeyi göze aldıran bu inanç insanların ilgisini çekti.

 Bunun sebebiyle insanlar Muhammed'in inancı olan İslam'ı merak edip araştırmaya başladı. O sene binlerce kişinin onun bu tavrından etkilenmesi nedeniyle İslam'ı inceleyip Müslüman olduğu kayıtlara geçmiştir.

Müslüman her yönüyle Müslüman olması gerekir işinde,aşında,ticaretinde, sporunda,ahlakında, bütün yaşantısında, gerçekten Muhammet Ali’ler  gibi müslüman olması gerekir

Muhammed Ali, hiç kimse "Müslüman olun" dememiştir, Müslüman olmaları için artı çaba da sarfetmemiştir,sadece ve sadece müslüman gibi davranmış ve islâmi yaşantısı ve ahlakı buna yetmişti. İşte bu yüzden hem dini yaşayan hem de bir kişinin İslam’ı seçmesine vesile olmuş ve bütün insanlığa ve İslam âlemine örnek bir durum ve tavır sergileyerek Kimsenin yapamadığını Muhammed Ali yapmıştır.

Bir insanın müslüman olabilmesi için iman etmesi, İnancını yaşaması, Allah’a hiçbir şeyi ortak koş­maması,diliyle söyle­diğini kalbiyle de tasdik etmesi gerekir. Amentü amenna billah., Allah’ım bizi yüce dinin İslam’ın yolundan ve surat’i müstakimden ayırma

 

Anasayfa