MEVSİMLER OLSA DA GÎRÂN; LÜLEBURGAZ HEP HAZÎRAN...

NURİ KAHRAMAN2024-07-02 10:11:48



Benim için her Hazîran güzel de bu Hazîran daha bir başka güzel oldu.
*DOLU DOLU KİRAZ AYI*
Çocukluğum ve hâtıraları, ayrıca maddî-mânevî bereketleriyle bizde apayrı bir yeri olan Hazîran bu defâ Eldivan, Konya, İstanbul, Lüleburgaz seyâhatleri ve buralarda yaptığımız ziyâretler ve de bu bağlamda yaşadıklarımız, hâtıra dağarcığımıza yeni kattıklarımızla berâber belki de hayâtımızın en müstesnâ, dolu dolu bir KİRAZ AYI oldu. Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
*İNSAN DA DÖRT MEVSİM GİBİ*
Hani, İnsan Tıpkı DÖRT MEVSİM gibidir; gülerken YAZ'a, sevinirken İLKBAHAR'a, soğurken KIŞ''a, hayâlleri yıkılırken SONBAHAR'a benzer derler ya; elbetteki insan değişik duygularıyla dâim bütün mevsimleri bir arada yaşayan bir varlıktır. Biz burada yazla baharın tadı-tuzu, bereketi ve güzelliklerini bir arada mezceden, kelimenin tam mânâsıyla, dörtdörtlük bir İLKYAZ yaşadık.
*YAZ MEVSİMİ, HÜZÜN GÖLGESİ, GÜZ HİSLERİ*
Lâkin, işte yukarda, yaz içinde KIŞ dediği gibi, her ne kadar bu Hazîran'ın üzerine, İmam-Hatip ve Yüksek İslâm, kısmen de Lüleburgaz, hattâ Akkuş dönemi 70'lere uzanan notlarımızı hâvi birkaç defterimizin geçen ay sırra kadem basmasının gölgesi düşse de bu Hazîran unutulmayacak zaman dilimleri arasındaki yerini aldı.
*EV SÂHİPLERİMİZ, HÜRFİKİR ÂİLESİ*
Bu süreçte kimi plânlarımızda aksamalar oldu ama bunu da telâfî edeceğiz inşâllâh.
Bunlardan 
1.si Lüleburgaz'daki ev sâhiplerimizin köylerindeki kabirlerini ziyâretti. Bayram tâtili dolayısıyla büyük çocukları merkezde olmayıp eşlerinin memleketinde bulunmaları sebebiyle bunu gerçekleştiremedik. Tıpkı, önünden iki kez geçtiğimiz hâlde tâtil dolayısıyla Hürfikir sâhip ve çalışanlarını selâmlayamadığımız gibi.
*SİTEMLER HAKLI, TELÂFÎSİ MÜMKÜN İNŞÂLLÂH*
2 si, kimi arkadaşlara, köylerindedirler düşüncesiyle telâş vermemek adına gelişimizi haber vermedik. Biraz da, nasılsa yine geleceğiz inşâllâh, hem o zaman tâtil de sözkonusu olmadığından herkes burda, merkezde olur diye düşündük.
*İŞTE KEPİR, İŞTE MESAJ*
Ama kimi sitemlerden kendimizi kurtaramadık! İşte; Kepirtepe Öğretmen Lisesi'nde birlikte çalıştığımız çok değerli arkadaşlarımızdan birinin mesajı:
*BURALARDAN GEÇİLMİŞ; KIRGIN DEĞİLİM*
[26/6 14:45] LLB İ. Hakkı ATİK: "Selamünaleyküm;
Lüleburgaz'dan bir Nuri Kahraman geçmiş, demekki bizi dostluktan cikarmis; aramadı sormadı. Ama olsun kırgın değilim; biz insanı Allah rızası için severiz..."
*GÖRÜŞMELER TEVÂFUK, BULUŞMALAR NASÎP*
Siteminde haklı da, biz kimseye haber vermedik. Görüşmelerimiz tamâmen tevâfuk eseri oldu. Buluşma yeri Sokollu Câmii. Geldiğimizi duyan, o vakit biz yoksak diğer vakitte buluşuyoruz gibi oldu.
*MÎMAR SİNAN'DAN KADI ALİ'YE*
Bilginer BÖLÜKBAŞI Bey, o ikindide  Sokollu Câmii'nde imiş, biz mezar ziyâreti dönüşü, Kânûnî dönemi, Mîmar Sinan eseri yaklaşık 500 yıllık TAŞ KÖPRÜ yanındaki Osmanlı Sultanı I. Murat zamanında 1360-1363 yıllarında Hacı İlbeği tarafından oğlu Gazi Ali Bey adına yaptırılan KADI ALİ CÂMİİ'ne tevâfuk edince geçişmişiz. Sabahı pazar da dönüş günümüzdü zâten.
*İLYAS ŞEN BEY, HAYREDDİN DEMİR HOCA*
İşte bu dönüş günü öğlede, görev yıllarında kitapçı esnafı olarak tanıdığımız, sonraları Hürfikir Gazetesi'nde köşe komşuluğu yaptığımız İlyas ŞEN Ağabeyimizle karşılaştık. Beni tanıyan o oldu. Biz ismini, o söyleyene kadar çıkaramadık.
*KUBBENİN ALTI, TRAKYA'NIN ORTASI, ORDU'NUN DUÂSI*
Hâfız Hayreddin Bey hocamız da vardı. Osmanlı döneminde orduların Balkanlar'a sefere giderken duâya durduğu, bizce Trakya'nın tam orta noktası mesâbesinde, dün oğlumla bir hâtıra yemeği ekl'ettiğimiz, sıcakta uzun yürüyüş ve dolaşmaların etkisiyle bakır tastan bolca içtiğimiz köy ayranlarını unutamayacağımız KUBBEALTI'nda birlikte çay içip hasbihâl ettik.
*İYİLİKLER KAYB'OLMAZ*
Sağolsun yemek ısrar etti. Yeni yemiştik. Daha sonra ona; sen zamânında bize bir yemek ikram etmiştin, Allâh râzı olsun, ne de olsa biz gurbetteydik, makbûle geçmişti dedim. Hatırlayamadığını söyledi. Tabiî iyiliklerin unutulması gerekiyor. Mâkul ve makbul olanı bu. Nasıl olsa Hak defterinde kaybolmaz.
*ŞUAYİP GÜZELYURT; MUSTAFA İSMET*
Evet, ne diyorduk; bu irtibat meselelerinin bir diğeri de şöyle: İsmet Bey daha önce bizi ayın ta başında aramıştı Ordu'ya geliyorum diye. Hattâ babam rahmetliyi de sormuştu hayatta mı diye. Meğer o, bizim dükkâna falan bayağı gelmiş.
*MUSTAFA İSMET; İNŞÂLLÂH KISMET*
Herhâlde bizim Akkuş'ta görev yaptığımız yıllar. Hafta sonları arada geldiğimizde oturmuşuz. Çay içmişiz mağazada babam falan berâber. Zaman zaman görüşmelerimiz olmuş.
Ben hayâl-meyâl hatırlıyorum ama o epey mâlûmât verdi o günlere dâir.
*O BURALARA, BİZ ORALARA!*
Bunları yüzyüze dinlemek ve babama dâir tuttuğumuz özel defterimize not etmek isterdik; fakat biz de o zaman o taraflara, ilk göz ağrısı taraflarına doğru yola çıkmıştık. Dolayısıyla biz oralardayken o da ilk görev yeri olan bizim taraflarda, Ulubey/Güzelyurt, kadim adıyla Şuayip'teydi. Şu an bulunduğumuz Konya'dayken ondan da fotoğraflarla berâber şöyle bir mesaj aldık:
*YILLAR NE ÇABUK GEÇMİŞ*
[28/6 21:37] LLB. İsmet Mustafa ŞİMŞEK: Güzelyurt köyünde ev sahibim ve çocukları.
[28/6 21:37] LLB. İsmet Mustafa ŞİMŞEK: Geçen hafta ilk görev yaptığım Ordu iline kısa bir ziyaret yaptım. 1982 - 2024 Tam 42 yıl sonra. O güzel günleri andık. Yıllar ne çabuk geçmiş.
*ŞEMS-İ TEBRÎZÎ'DE LÜLEBURGAZ BULUŞMASI*
[28/6 21:53] Nuri Kahraman: Çok güzel kardeş. Teşekkür ederim. Ben de geçen hafta Lüleburgaz'daydım. Pazar gün döndüm. Şu an Konya'da, akşam namazında Şemsi Tebrizi camiinde Lüleburgazlılarla, burada da bir araya geldik. Oradayken bahsetmişlerdi. Ben de o gün gelince aradım. Yerlerini öğrenince gittik. Bir büyük otobüs gelmişler. Kadın-erkek 40 kişi kadarlar. Yarın dönecekler. Dr. Mehmet Bey ve eşi, âile gezisi grubu olarak gelmişler. Allâh CC râzı olsun. Her yere böyle adanmış kişi ve âileler gerek. Rabbimiz sayılarını çoğaltsın. Âmîn...
*NEDEN; LÜLEBURGAZ DA LÜLEBURGAZ?!*
Bunları anlatmamın, Lüleburgaz, Lüleburgaz dememin sebebi sâdece şahsî muhabbet muktezâsı değil, orada gördüğüm sosyâl, irfânî  örnek davranışlardır. Sokollu Câmii mîmârî ve mânevî havasıyla başlıbaşına bir değer. Bunu, orayı gören, bilen herkes söylüyor.
*ÖMÜR BİTER, HİZMET BİTMEZ*
Ama, en az onun manevî kıymeti boyutunda çok güzel insanlar ve ortaya konulan faaliyet ve gayretler var. Baylı-bayanlı, yaşları 80'e dayanmış bu insanlar bu sıcakta Konya'da neyin peşindeler? Hem kendileri yaptıkları mânevî ziyâretlerden feyiz umuyorlar ve de daha çok insanlara ağabeylik, ablalık yaparak öncülük etmeye çalışıyorlar.
*KOTKU KÜLLİYE, MÜESSESE-İ HAYRİYE*
Nitekim geleceğimiz gün katıldığımız Lüleburgaz Mehmet Zâhid KOTKU Külliyesi'nde çocuğuna sünnet dâveti düzenleyen delikanlı onlara ne iltifatlar etti. Bunlar bizim herşeyimiz dedi; Allâh CC râzı olsun dedi. O külliyenin öncüsü de bu Dr. Âile.
*SÂDECE BAYLAR DEĞİL, HANIMEFENDİLER DE*
Evet, Şems-i Tebrîzî'de namaz sonrası, kalacakları yere yürüyene kadar 15-20 dk. hasbihâl etme imkânımız oldu. Câmiden misafirhâneye kadar bayağı muhabbet yürüyüşü yaptık. Eşim ve kızlarım da bayanların yanına geçmişlerdi. Çok güzel tanışma, kaynaşma ve sohbet olmuş.
*HERŞEY NASÎP; İNŞÂLLÂH HOCAM*
"İşte böyle İsmet Bey Hocam. İnşâllâh ilk fırsatta Lüleburgaz'a yine geleceğiz. Görüşürüz diye ümit ediyoruz. Ama mâlum herşey nasîp.
*EV SÂHİPLERİNİZ İYİ İNSANLAR*
Senin ev sâhiplerini de çok iyi tanıyoruz. Orası bizim karlı köy; hem annemin köyü. Annemler VELİEFENDİOĞULLARI, onlara KULOĞULLARI diyorlar. Vedat Amca âilesi iyi insanlardır. Rabbimiz cümlesine selâmetler ihsân eylesin. Âmîn.
Görüşmek dileğiyle Konya'dan sevgiler-saygılar wes'selâm..."
*KEŞKE TELEFON ETSEYDİN!*
[28/6 22:53] LLB. İsmet Mustafa ŞİMŞEK: Aleyküm selam, hayırlı akşamlar diliyorum.
L.Burgaz'da iken keşke alo deseydin."
Buradan anlıyoruz ki, biz Lüleburgaz'dayken onlar da dönmüşler. Ama, demekki herşey nasîp. İnşâllâh bir dahaki gelişte bunları telâfî edeceğiz.
*YUSUF KEREM DE BURAYI SEVDİ*
Bu defâ arabamızla gelmeyi hedefliyoruz. Kırklareli, Edirne dolaşmayı düşünüyoruz. Oğlum Yusuf Kerem'i de getirmiştim. Gâyem biraz da onu buralara alıştırmaktı. Nitekim, tahmin ettiğim gibi o da buraları çok sevdi. Sokollu ve şadırvanı, o civâr çok farklı bir hava solutuyor insana ve bağımlılık yapıyor. Sanırım Yusuf Kerem de bu havayı sevdi.
*EZANDA HALEF-SELEF OLDUK*
Orada ezan okumak ta nasîp oldu kendisine. İnşâllâh birlikte en az bir kez daha tekrar birlikte geleceğiz buraya. Ne yalan söyleyelim; tadı damağımızda kaldı buraların. Allâh'ın izniyle; bekle bizi Lüleburgaz.
*AY DEĞİL BELKİ AMA; YIL HEP HAZÎRAN!*
Belki oraya geldiğimiz ayın adı Hazîran olmayacak ama, benim için Lüleburgaz ilk görev yeri, müstakil hayâta ilk adım, cıvıl cıvıl ümit çiçekleriyle masalsı bir dönem ve benzeri güzelliklerle ilk göz ağrısı olarak, diğer yandan belki, köyde çocukluğumuzda ağaç tepelerinde okuduğumuz ezanları, burada da 112 badal çıkarak Sokollu Câmii minâresinden bol bol okuma imkânları ve de bu defâki gelişte tâzelemeleriyle berâber burası hep Hazîran.
*MİLLET'TEN ÜMMET'E, LÜLEBURGAZ'DAN DÜNYÂYA*
Bu duygu ve düşüncelerle yazımızı noktalarken, nice böyle güzel bayramlı-seyranlı, dolu dolu  Hazîranlara bizleri tekrar tekrar eriştirmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, başta Gazze, Arakan, Keşmir ve Doğu Türkistan olmak üzere cümle mazlum coğrafyaların kurtuluşu, milletimizin birlik-dirliği, Ümmet-i Muhammed'in vahdet ve hilâfeti, insanlığın hidâyeti ümîdiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyor, sevdikleriyle idrâk edeceği sonsuz mutluluklar diliyoruz wes'selâm...

 

Anasayfa