Bugün peygamber,(sav) efendimiz tekrar aramıza dönse, şöyle günümüzde yaşanılan islama be Müslümanlara baksa; Vallahi Bu benim dinim ve ümmetim olamaz, ben böyle bir din ne tebliğ ettim,ne anlattım ne yaşadım diyecektir. Bu Bugün içinde yaşadığımız hayat’ta,”Din hürafaları yok etmezse,hurafalar dini yok eder. (Ali’ye İzzet begoviç) demişlerdir.
Kardeşlerim:Biz müminin ve Müslümanlar olaraktan indirilen diye tabiyiz
Uydurulan dine değil, bu din benim dinim değil, olamaz zaten.
Rabbim Kur’an-ı Kerim Ali-imran 85.ayetinde şöyle buyurmaktadır:”Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.
Maide Suresi ayet üçte de Cenabı hak şöyle buyurmaktadır;”Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.
“İndirdiğim Kur’ân’a inanın. Sizdeki kitabı da doğrulayıcıdır o. Ona ilk inanmayan siz olmayın. Delillerimi az ve değersiz bir parayla değişmeyin, ancak benden sakının.(Bakara 41)
Allah Resul’ü bu dinin peygamberi rehberimiz Kur’an-ı Kerim ‘in bizlere öğreticisi, örnek hayati ile yaşayan, ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen bir peygamberim buyurun, Allah Necmi Suresi 3.ayetinde;”O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. buyurun
“ALLAHIN RASÜL’ÜNÜN” tebliğ etti de bugünkü gibi, hepsini kastetmiyorum Din satan, din bezirganları uyduruk din tarikatları ve cemaatlerı maalesef aklını kiraya verenler insanların sayesinde ülkemizde mantar gibi büyüdü ve adeta hortladı, Bunların başı ve o halkanın olanlar sefalarını sürmekte ve kendilerine sadık ve bağlı olan zavallı molla ve müritleri açlıktan nefesleri kokmaktadır.
Kendileri şavşatalı hayat yaşarken molla ve müritlerine sabır tavsiyesinde bulunarak karınlarına taş bağlayanlar vardı diyerek o zavallı kişileri adeta uyutmaya devam etmektedirler.
Beyler..! Allah Resul’ü Mekke’de VEDA HUTBESİNDE Ümmetlerine aynen şöyle tavsiyede bulundular. Ümmetlerim sizlere iki emanet bırakıyorum,onlara sımsıkı sarıldığınız müddetce asla ziyan da olmazsınız,cehenneme gitmez, cennete gider gidersiniz,O’DA Allahın kelam-ı kelamların en güzeli olan Kur’an-ı Kerim ve Allahın Resul’ünün sünnetidir buymuşlardır.
Bugünkü bazı isimler adı altında hizmet sürdüren tarikat cemaat ve ruhban sınıflarına sormak gerekir?
Acaba neden dört halife dönemi olan olan (Ebu Bekir Ömer Osman Ali) zamanlarda bunlar yoktular?
Onlar peygamber döneminde Sahabe idiler,peygamberin dava arkadaşları ve dostları idiler.
Hz peygamberle (sav) efendimizle bir arada ve birebir yaşayanlardır.
Onlar Allah Resulü‘nden ne görmüşlerse, onu uygulayıp onu yaşadılar onu yaşattılar
inançların da inandığı dinde peygamberi birebir gördükleri halde böyle bir uygulamayı neden, onlar değilde, bugün bizlere din Adına kıblesi belli olmayan kişilerce uydurulan dini yaşatmaya kalkıyorlar.Allah Resul’ü bizlere şöyle buyururlar; Bizi aldatanlar bizden değildir, derken neden niçin aldanıyoruz birileri tarafından aldatılıyoruz.
Bu zamana kadar çıkarcı ve menfaatçi kişiler tarafından hep din kullanılmıştır.
Günümüzün siyasetçileri de bunlar gibi dini kullanmışlar ve
hep vitrinlerine dinini koymuşlardır, Özde olması mümkün değil,sözde İslam’i logo,görüntü,amblem, giyim,kuşam tarzı hep ön planda olmuştur ve bu milleti hep kandırmayıda başarmışlardır.
Beyler; mühim konu ve noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum!
Bu memleketin Yahudisi Hristiyan Ermenisi hep yorgu isimlerini bıraktılar Ahmet Mehmet Mustafa isimlerini aldılar ve içimizde hala yaşıyorlar, yaşamakla kalmıyor kinlerini kusuyorlar,zehirlerini sıçmaya devam ediyorlar.
En güçlü silahları olan tefrika fitne yolu ile müslümanları parçalayıp bölmeye çalışıyorlar.
Allah Resul’ü:”Bir Müslüman bir delikten iki defa sokulmaz der. Ama ne yazık ki günümüzde bölünmeler parçalanmalar fitne ve tefrikalar boy göstermektedir.
Kur’an-ı Kerim de 49 yerde Allah akıla vurgu yapar, hiç düşünmez misiniz, hiç akıl etmez misiniz, hiç fehmez misiniz?
Gelin hep beraber bir defaya mahsus olsun kafamızı iki elimizin arasına alalım.
Bizi bugüne kadar cehennemin ateşi ile korkutlara sormak lazım?
O cehennemin ateşi sade bizi mi yakacak?
Peki bu cehennemin ateşi onları acaba yakmayacakmıdır?
Bunun garantisini onlara kim verdi?
Bunlar Allah’la nasıl anlaştılar da kendilerini cennetlik, bizleride cehennemliksiniz diye korkutuyorlar?
Kim bunlar?
Kimi diyorki; benim şeyhimin yüzünü görmeyen cennet yüzü göremezler.
Kimi diyor ki ben Sofiler almadan cennete girmeyecegim .
İyi de beyler i..! bu cennetin tapusunu size kimler verdi, peki kim,kimlerle anlaştı?
Allah aşkına bize de söyleyin?
Birgün papaz kilisede vaaz verir ve parayla günah çıkarır, çünkü onlarda böyle bir inanış var bizde yok bize yedi yeni bulaşmaya başladı.
Papaz Para vermeyenlerin günahlarının af olunmayacağını cehenneme gideceklerini söyler.
İşlerden birisi çıkar derki;papaz efendi,ben cehennemi satın almak istiyorum param var der!
Anlaşırlar Papaz cehennemi o kişiye satar.
Sözde cehennemi satın alan sahibi orakilere bir dakika beni dinleyin der!
Artık bir daha günah çıkarmanıza gerek kalmadı,papazada daha para vermeyiniz deyince..!
Papaz efendinin aklı başına gelir ben bundan sonra bu milleti bir daha kandıramam der karşı çıksada.
Adam artık bu sahtekarlara daha inanmayın, cehennemin tapusu bende cehennemin kapısını kilit vurdum kimse cehenneme daha gitmeyecek der.
Biz de bugün bizi sömürenlerin,din satanların din bezirganlarının bu çıkarlarını ortadan kaldıracak bu tefrika’yı ortadan kaldıracak, yöneticiler,siyasetçiler,ve idareciler istiyoruz.
Sevgili dostlarım, güzel insanlar.!
Bu din insanlığa indirilmiş ekmel yaşanması gereken güzel bir dindir.
Bu dinimizi bu sahtekar ve çıkarcı, menfaatçi kişilerin elinden gelin hep birlikte kurtarmaya çalışalım.
Dini ticarethaneye dönüştürenlere alet olmayalım.
Allah Kur’an-ı Kerim de Kaf Suresi 16. ayette şöyle buyuruyor:”Gerçek şu ki, insanı yaratan biziz. Benliğinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliriz ve biz ona şahdamarından daha yakınız. peki bize şah damarımızdan daha yakın olan kalpten geçen fısıltıyı duyan Rabbimizin bu emrini bırakarak, Allah‘la kendi aramızda neden bir aracı koyuyoruz.
Vali beyle arası iyi olan bir kişiyi götürüyoruz işimizin halledilmesi için torpil yapıyoruz
Peki o zaman biz şeyhi Allah’la aramıza koymak kaydıyla, Allah’a kendimiz için torpil mi yapıyoruz?
ne kadar garip değil mi!
Kuluna şah damarından yakın olan Allah’a başka bir aracı koymak ne demektir.
Allah’ım bizleri; fasıkların,münafıkların,zalimlerin zındıkların,fesatçıların ve şeytanlaşmış insanların şerrinden bizleri muhafaza eyle.