Meksikaya giden bir grup arkeolog, yanlarına birkaç yerli rehber olarak İnka tapınaklarına çıkmak üzere yola koyulurlar.... Yol uzundur... Tapınak bir dağın tepesindedir... Buna rağmen arkeologlar ve rehberler bu uzun yolu çok kısa bir sürede yarılarlar... Bu durumdan rahatsız olan yerli rehberler önce kendi aralarında fısıldaşırlar... Daha sonra da oldukları yere oturup beklemeye başlarlar... Avrupalı arkeologlar bu duruma şaşırsalar da ilk etapta bir şey sormazlar.. saat bir hayli ilerledikten sonra yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola koyulurlar.. Nihayet, tepenin üstündeki görkemli İnka tapınaklarına varırlar... Arkeologlardan bir tanesi merakına yenik düşer ve yaşlı rehbere dönerek; yolun ortasına geldiklerinde oturup neyi beklediklerini sorar...
Yaşlı rehberin cevabı muhteşemdir;
"Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık... ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı.... Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik…"
Gerçekten, yanlış ideolojilerin peşine takılıp
o kadar hızlı ilerledik ki, ruhlarımız bizden çoook geride kaldı..
Herşey var ama...Hiçbir şeyde ruh yok...
Eğitim var... Eğitilende ruh yok...
Yapı var... Yapılarda ruh yok...
Gıda var.. Gıdalarda ruh yok..
Giyimin en kallavisi üzerimizde... Fakat gelin görün ki kılık kıyafetimizde ruh yok...
Hepimiz o kadar hızlı büyüdük.. o kadar hızlı entel olduk... O kadar hızlı öğrenci... O kadar hızlı âlim.. O kadar hızlı derviş.. o kadar hızlı mürşit... O kadar hızlı meslek sahibi olduk ki;
Bir hızlandık... ruhlarımız çok geride kaldı..
Bu saatten sonra oturup beklesek de, ruhlarımız bizlere yetişir mi..? Ya da bizim geri dönüp onu almaya takatimiz var mı... bilmiyorum...
Bildiğim tek şey var...
Biz hızlandık... ruhlarımız çok geride kaldı...
Ve nihayetinde; hepimiz çok ruhsuz ve çok yalnızız...
- Yahu bu albümünü aldığın şarkıcı, uyuşturucudan tutuklanan değil mi
- Olsun abi sesi çok güzel
- Ya şu kitabını imzalattığın yazar, "Bu ülkeden de, ülkenin değerlerinden de nefret ediyorum" dememişmiydi.
- Ama adam ödül aldı
- Dilinden düşürmediğin televizyoncu, terörü övüp teröriste ağıt yakmıştı diye hatırlıyorum
- Abi esprileri çok kaliteli, çok eğleniyorum.
- Ya şu doktor hakkında...
- Adam işinin ehli
- Ya şu çocuğu onun sınıfına verdiğin öğretmen, hani şey olmuştu ya....
- Sen bir görsen, insan ilişkileri çok iyi. Ha bir de, çok iyiniyetli…
Vs. vs. vs
El üstünde tutulup, toplumun sırtından inmeyenlerin itibarlarının kaynağı,
asla;
Ahlakları olmadı
Karakterleri olmadı
Vatanperverlikleri olmadı
Dinleri, imanları zaten hiç olmadı.
Ondan sonra;
ne oldu bu oğluma kızıma,
nedir bu başımıza gelenler diye dövün dur.
Kılavuzlarına bak.
Sonra, bir daha bir daha bak...
(İktibas)
DEĞİŞTİ
Bir hal oldu bir hal, bizim Ülkede.
Altının elmasın, kuru değişti.
Ne karat kaldı elde, ne de ayar.
Safın, katışığın varı değişti.
Kırk yıllık hocalar, soldan haykırdı.
Yüz yıllık laikler namaz kıldırdı.
Çarşaflılar, tülden örtü giydirdi.
Cilbabın, bürüğün yeri değişti.
Asyacılar, yüzün batıya döndü.
Süleymanlar, hasmına aşık oldu.
Biz çözeriz diyenlerin ışığı söndü.
Doğunun Batının, nuru değişti.
Akıl mantık başa olunca bela.
Sağ iken verdiler, idrake sela.
Ne laf dinledi, ne oldular ikna.
Söz ile sohbetin feri değişti.
Ata Ecdad ters döndü mezarında.
Mazinin bir hükmü yok nazarında.
Hırs, öfke, inat galebe çalanda.
Mantığın, izanın türü değişti.
AK kadrolar karanlığa koştular.
Güç zehirledi kaynayıp coştular.
Ne söz dinledi, ne gözün açtılar
Kök söktü, yaprağı pürü değişti.
Dileriz ki, hayra olsun alamet.
Yoksa, bu gidişat sanki kıyamet.
Rabbim cümlemize vere inayet
Maksadın, mananın toru değişti.
Gören ruhtur, göz değil!
Ruh, yaşlı doğar fakat gençleşir;
hayatın komedisi bu.
Vücut da genç doğar gitgide yaşlanır.
Bu da hayatın trajedisi...
(Oscar Wilde)
Doğru ve güzel sözün alıcısı çok azdır. Helal’de olduğu gibi.
Sağlıklı, bereketli ve huzur dolu Cuma geçirmeniz dileğiyle…