AL GİRESUNU VUR ORDUYA! LÂF DİNLETEMEZSİN ÜÇ VARDİYA!

NURİ KAHRAMAN2024-04-26 09:53:34



Ahmet ÇITLAKOĞLU Ağabey bizi de kahırlandırdı, yaramızı deşti aşağıdaki HÜDÂVENDİGÂR KÜLLİYESİ yazısı; daha doğrusu feryâdıyla!
*NE GÜZEL BİR ESERMİŞ MEĞER*
İlk defâ duyuyorum orada böyle bir külliyenin olduğunu, kahroluyorum. Asıl büyük kahrı da, ihyâsı için yapılan çalışmaların akîm kalmış olması sonucuyla yaşıyorum.
*MAKAM EMÂNETLERİ ÇAR-ÇUR!*
Eline fırsat geçen beyler. Ne oldunuz, ne yaptınız? Makâma, mevkîye, havaya taptınız. Şimdi o günler geçti. Geriye bakınca hangi eseriniz var göğsünüzü kabartacak?
*İHYÂ ETSEYDİNİZ İHYÂ OLURDUNUZ!*
Bu külliyeyi ihyâ etseydiniz, -halkın ayırdığı şu emeklilik günlerinde de- şimdi o sizi ihyâ ederdi. Gider ziyâret eder ya da namaz kılar, yüreğiniz yağ bağlandı. Memleketin geçmişi ve geleceğine hitap eden bir eseri kazandırmış olmanın kıvancıyla; iyi ki bunu yaptık, hem ecdâdı memnun ettik, onlara olan sevgimizi ispatladık; inşâllâh onlarla berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşmaya hak kazandık türünden hislerle avunurdunuz.
*BÜYÜK SİYÂSÎ ÇOK; SOMUT ESER YOK!*
Ordu'da da aynen öyle. Ordu'nun bir sürü büyük diyebileceğimiz siyâsîleri var, bürokratları var. Hiç birinin adını hayırla andıracak bir dâvâ eserleri yok. Genel hizmete birşey demiyoruz. Ancak; milletin irfânı ve de medeniyet tasavvuru adına özel gâye edinip Ordu'ya kazandırdıkları göz nûru eserleri yok.
*HİLMİ BEY GÜLER, AMA DUYMAZ ADETÂ!*
Meselâ; son seçimde 15 Temmuz koalisyonu darbesine mâruz kalmaktan kıl payı kurtulan, anlı şanlı bakanımız HİLMİ BEY BAŞKAN Beyimize o kadar söylüyoruz, şânına yakışır, adınla anılacak bir irfânî eser bırak ardından diye ama maalesef dinletemiyoruz.
*EYÜP SULTAN, HACI BAYRAM, ŞEYH ŞÂKİR*
Bir Millet Bahçesi projesi var. İçerisinde BUHARALI ŞEY ŞÂKİR EFENDİ KABRİSTANLIĞI mevcut. Burda, taşında Giresunlu olduğu yazan DERVİŞ mezarı da var. Başkanımıza diyoruz ki; fırsat bu fırsat, burayı HACI BAYRAM ve EYÜP SULTAN misâli diğer kitabevi, çayhane, kıraathâne gibi müştemilatlarla berâber bir irfânî muhîte dönüştürelim diye.
*BEYAZ TÜRK, KARA TÂLİH*
Sen şöyle asilsin, böyle İstanbul Beyefendisi'sin falan diye gönlünü de alıyoruz ama evden korkan beyler misâli, -belki de asıl sosyâl mevkîleri ve gönülleri orada olmalı ki- Beyaz Türk takımından çekiniyorlar. Aslında hepimizin problemi bu; mahalle baskısını bütün herşeyin önüne geçirmek. Hâlbuki nihâî hesap verilecek olan Allâh CC dır.
*HÜDÂVENDİGÂR'DAN ABDULLÂH REİS'E*
Siz yıkılan HÜDÂVENDİGÂR KÜLLİYESİ'ni yazınca bizim de aklımıza, şehrin ilk câmii olarak bilinen ve daha sonra Giresun'daki külliye gibi yıkılan  KİRAZLİMANI'ndaki, tamamlanmadan yıkılan meşhur BELDE EVLERİ mevkiindeki ABDULLÂH REİS CÂMİİ geldi. Şimdi; büyük harcamalarla meydana getiriken yeni düzenlemede sembolik olarak olsun yer alıyor mu, -hiç telâffuz edilmedi- bilmiyoruz.
*MERKEZDE VAR, TAŞRADA YOK!*
Sözün özü; Hükümet dünyânın her yerinde baş hizmet olarak eski eserlerimizi ihyâ efip canlandırırken, MEDENİYET TASAVVURU söylemleriyle idâreye gelen başkanlarımız seçilince daha çok yeni nesil binâların peşine düşüp eskilere bslmıyorlar. Dolayısıyla her yerde böyle gadre uğramış tarihî eserlerimiz var.
*ORDU'NUN DA, SİZİN DE SON ŞANSINIZ*
Şimdi Hilme Bey'e buradan tekrar sesleniyoruz: Allâh rızâsı için Ordu'ya bu anlamda, ecdâdı memnun edecek, arkanızdan fatiha okutturacak birşeyler yapın. Kendimiz için birşey istiyorsak nâmerdiz. Derdimiz; Ordu'muz ve de yurdumuz ve de siz.
*KENDİMİZ İÇİNSE NÂMERDİZ BEY'İM!*
Bu duygu ve düşünceler ve teşekkürlerle berâber dertli insan Ahmet ÇITLAKOĞLU Ağabey'in efkâr dolu yazısını; birbirinin ikiz kardeşi ORDU ve GİRESUN'un iyiliği-güzelliği, irfânî geleceği, emek verenlere sonsuza kadar okunacak Fâtihalar, edilecek duâlar adına sizlere sunuyoruz; buyrun:
***   ***   ***
"SORUMLUSUNU ARAYAN HÜDÂVENDİGÂR KÜLLİYESİ!...
Giresun Taşbaşı Parkında 1930’lu yıllarda hizmet veren Hüdâvendigâr Külliyesinin (Sultan Selim Câmii ve Medresesi) 1937 yıllarında yıkıldığı, cami minaresinin Şeyhkeramettin Camii bitişiğinde, şadırvanının Hacıhüseyin Camii bahçesinde, revaklarının da Çınarlar Camii ana giriş kapısına taşındığı rivayet edilmektedir.
Bu külliye ve caminin açığa çıkartılıp yeniden hizmete sunulması; bu eseri vakfeden ecdadımızın ruhlarının şad edilmesine vesile olması yanında, torunların ecdadına saygılarının da izharı olacaktır.
İnancımız o dur ki; hayra vesile olan hayrı yapan gibidir…
Sadaka-i cariye gayesiyle umumun hizmetine sunulan bir ibadethanenin hizmetten mahrum bırakılması; o eseri vakfedenlerin sadakalarının kesilmesine de sebep olmak demektir…
Bu eserlerin tekrar hizmete sunulması ise vakfedenlerin sadaka-i cariyelerin yeniden devamına vesile olacaktır.
Netice itibariyle bu tür ibadethanelerin ihyasına vesile olmak da; vesile olanlar için bu sadaka-i cariyelere manen ortak olmaları demektir.
***
2012 yılında (dönemin) Giresun Valisi Sn. D.Ali Şahin, mezkûr külliye ve caminin yer tespiti maksadıyla kazı yapmak için Belediye Başkanlığından kazı izni istemesine (İl Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, 01.03.2012 tarih ve 535 sayılı yazı), hatta Belediye Başkanı Sn. Kerim Aksu’nun da bu meseleye olumlu yaklaşmasına rağmen nedense Belediye Encümeninden kazı izni çıkmamıştır.  (13.03.2012/551 sayılı karar, Belediye Encümeni)
Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğünün bölge müdürlüklüleri eliyle ülke genelinde bütün tarihi camileri restore ettirdiği bir dönemde mezkûr külliyenin ihyası; hem güzel bir fırsat, hem de ecdat torunlarının üzerinde bir sorumluluktur.
***
Bu külliyenin açığa çıkmamasındaki bugün tek engel; bürokratik engeldir.
İktidar ve muhalefet milletvekilleriyle belediye başkanının koordineli ve müşterek hareket etmeleri halinde değil bu mevzuda, Giresun’la ilgili sair bütün meselelerde aşılamayacak hiçbir engel yoktur.
Seçenler, seçtiklerinden/seçilmişlerden tarihlerine ve inançlarına uygun hizmet beklemektedir.
***
Malum olduğu üzere inancımız odur ki; yarın Huzur-u İlâhî’de herkes yaptıklarının hesabı vereceği gibi yapması gerektiği halde yapmadıklarının da hesabını verecektir…
Takriben 12 yıldır hemen hemen her yıl bu meseleyi gündeme taşımaya naçizâne gayret ediyorum…
***
‼Geçmiş yıllarda siyasette ve bürokraside sorumluluk üstelenen, lâkin sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyen, bu meseleyi dert edinmeyen ve duyarsız kalan etkili ve yetkili siyasetçi ve bürokratları;
- Yarın kitabınızı okuyun denildiğinde rahat okuyabilmeleri(!) için siyah sahifelerden mürekkep kara kaplı kitaba siyah kalemle not ederek Allah’a havale ettik!..
 Keza (az da olsa) gayret gösteren, sorumluluklarının gereğini hakkıyla yapan siyasetçi ve bürokratları da;
- Beyaz sahifelerden mürekkep beyaz kaplı kitaba yeşil kalemle not ederek Allah’a havale ettik.
***
Günümüz siyasetçi ve bürokratlarının bu meseledeki tavırlarını da merak ediyor, müjdeli haberlerinin geleceği ümidiyle onları da kamuoyuyla paylaşmak için sabırsızlıkla bekliyoruz!,,
***
 “Ben öyle yöneticiler istiyorum ki, halkın arasında iken halktan biri zannedilsin; halktan biri iken de yönetici gibi görünsün.” (Hz. Ali)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
25 Nisan 2024 / 16  Şevval 1445
https://www.facebook.com/100001962144445/posts/25270094822639241/"
*TEŞEKKÜR'DEN TEFEKKÜR'E*
Ahmet ÇITLAKOĞLU Ağabey'e teşekkürlerle berâber, sorumlu mevkîdeki herkesi, imkânlar elde iken Hak için ve de halkın dünyâsı ve âhiretine faydalı işler yapmak için kafa yormaya, hizmet üretmeye ve sorumluluğun ağırlığınca derin tefekküre dâvet ediyor, bizlere herşeyin hayırlısını lûtfetmesi ve de hayırlı çabalarımızda yardımını esirgememesi; yazıda mevzû târihî eserlerimizin ihyâsı ve tevsîi niyet, irâde ve tahakkukunu yetkililere nasîp etmesi, bizlere de tez zamanda göstermesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor; cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

Anasayfa