Daha; dün bir bugün iki. Adamların özlediği ve ilk olarak sergilediklere şeye, hasret duydukları icraata bak! İşte; 28 Şubat'tan beridir yaşamadığımız, kamuoyunun unuttuğu türden bir haber: *HAKAN BİLECEN; HADDİNİ BİLECEN!* "CHP'li Kilis Belediye Başkanı Hakan BİLECEN, zabıta ekiplerine talimat verdi. Ekipler tarafından işyerlerinde Arapça tabela ve afiş denetimi yapıldı. Suriyeli esnafların işletme önlerine asılan Arapça tabelalar tek tek sökülmeye başlandı. Zabıta ekipleri, Arapça tabela ve afişler için esnafa 30 gün süre verdi.15 Nis 2024" https://www.dunya.com › gundem *O HABER; BU DA MANSUR ZAFER* Bu haber üzerine Mansur ZAFER'in paylaştığı aşağıdaki metni biz de arkadaş grubumuza arzettik. Paylaşım şöyle: *ARAPÇA TABELALARA yöneltilen düşmanlığın konusu DİL değil DİN'dir.* *İŞTE YORUMLAR, İŞTE CEVAPLAR* Mehmet TARIM: Kesinlikle Yaşar EFİLOĞLU: Adamlarin örgütlerinin kuruluş felsefesi budur zaten! Ali ÇAM: Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek aklıma geldi. Bir parti için, milletin maneviyatını yıkmaya memur edilmiş bir grup demişti.... *BURASI TÜRKİYE CUMHÛRİYETİ!* TC Izzet Sevinç: "Burası Türkiye cumhuriyeti Devletidir dilide Türkçe dir hocam" *MES'ÛLİYET HİSSİ; BAŞKA DEĞİL* Biz de bunun üzerine dînimiz, îmânımız ve millet olarak geçmişimiz geleceğimiz ve de dünyâmız-âhiretimiz adına bir açıklama yapma ihtiyâcı duyduk. Ne de olsa hocalık var serde birazcık ta olsa. Sorumluluk duygusu. Başka bir şey değil. İşte yazdıklarımız: *İZZET GİTMİŞ, ŞUUR BİTMİŞ!* Nûri KAHRAMAN: (Sn.) TC Izzet Sevinç; Sâdece Arapça için mi, İngilizce, Fransızca, Rusça falan da dâhil mi? Bu mantıkla, Kur'an da Türkçe inmeliydi; öyle ya, şöyle bir söylem de var; HER ŞEY TÜRKE GÖRE, TÜRK TARAFINDAN şeklinde. Sizin sözünüzün ayağı da oraya varıyor. Allâh'ın dîni bile hâşâ Türkiye'ye gelince kitabının, namazının dilini falan değiştirmeli! Bu düşmanlıkların yapmak istediği bu. Nitekim; bir zamanlar ezan bile Türkçe okutulmadı mı dipçik zoruyla? O zaman en iyisi ben bugünlerde yapılmak istenenin türkçesini söyleyeyim; bu olanlar İslâm düşmanlığından başkası değil, öyle ya madem öyle, neden önce Arapça hedef alınıyor? Ötekilere gücümüz mü yetmiyor, yoksa onların harflerine bizi alıştırdılar da herşeyleri gibi harfleri de daha sevecen mi geliyor? Yoksa biz müslümandan başka bir şey mi olduk? Öyle ya, gâvur ne kadar gelirse gelsin, kültürü ne kadar girerse girsin, ama bu arapların, bu harflerin, kısaca bu müslümanların ne işi var burda? Hâlbuki; Öbür dünyâda kişi sevdiği ile berâber olacaktır. Son soru; önce samîmiyetle kendimize soralım; bizim sevgimiz kimden yana? İngiliz, Fransız ya da bir italyan, İspanyol görünce içimiz açılıyor da Arap ya da zenci görünce yüzümüzü ekşitiyor muyuz? Eğer müslümansak ve öbür dünyâda müslümanların olduğu yere gitmek istiyorsak İslâm'ın inancını, örfünü, harflerini, insanlarını, değerlerini, kültürünü, kitabını, defterini sevmek durumundayız. Kısaca; Bu harf nefreti basit bir şey değil. Harf nefretinden ibâret de değil! Bir müslüman Kur'an harfine nasıl karşı çıkar? Ama; biz Türküz. Dünyânın en kahraman milletiyiz diyorsan, ben de bu kahramanlığın âhirette bir geçerliliğinin olmayacağını hatırlatıyorum komşu köyümüzün TC İZZET Bey'i, hem bu tavrımız bizim izzetimize yakışmaz, biz araplar dâhil bütün kardeşlerimizle omuz omuzayken izzetliydik. Bizim aramıza nifak soktular. Her millete kuru kahramanlık pompaladılar. Araya da kültürlerini boca ettiler. Biz şimdi kendi kardeşlerimize horozlanmayı kahramanlık sayıyor, Gazze'de, Doğu Türkistan'da olanları göğsümüzü gere gere(!) kahramanca(!) izliyoruz!?! Durum bu maalesef ve biz, bizi bu duruma getirenlere iş bırakmadan kendi kardeşlerimizin gırtlağına yapışıyoruz; nasıl onların gönüllü otomatik askeri hâline gelmişiz, hele bir görelim görecek gözümüz varsa wes'selâm... *AÇIKLAMAMIZA SÜPER İLGİ OLDU* O fikre, -hem de kâlp imojesiyle- beğeni konduran, soyadından onun da hemşehrimiz olduğunu zannettiğimiz Tâhir KARASAY'dan başka kimse yokken, bize, bu zamana kadarki paylaşımlarımızda pek şâhit olmadığımız süper diyebileceğimiz bir ilgi oldu. *HAKKI HAK BİLİP HAKK'A İTTİBÂ* En azından Kur'an ve irfânımız, ecdâdımız ve onların i'lâ-yı kelimetullâh gayretleri hatırına arapçayı savunmamızı beğenen kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. İnanıyoruz ki bu liste yarın âhirette de onların kâr hânesine yazılı olarak karşılarına çıkacaktır. Ne mutlu Hakk'tan yana olanlara... İşte o, müspet yorum yazanlardan ayrı olarak beğenide bulunan; *GÜZEL KARDEŞLERİMİZ VE İSİMLERİ:* (Hasan SERDAROĞLU, Wehbi AÇIKSÖZ, Ali VARİLCİ, Mustafa ÇALTEPE, Ârif ÖZTÜRK, Beşir KASAP, Yılmaz GÜRGEN, Turgay KAHVECİ, Mustafa İNEZ, Osman TİRYÂKİ, Şükür UYGUN, Zeki KAHRAMAN, Ali KIRCA, Fâtih CAN, Ercan AYDIN, Zeki GENÇAY, Burhan SARI, Tâceddin UYGUN, Durmuş Ali ÖZTÜRK, Necmettin ASLAN, Kemâl YILMAZ, İbrâhim SEZER, Hümeyrâ-Mustafa BÜYÜK.) *CEVÂBA GELEN CEVÂP* TC İzzet SEVİNÇ: Nuri Kahraman Türkçe harici tüm dillerinkine karşıyım hocam kuran Arapça olarak gönderilmiştir başımız üstüne ama sen gel yabancı dille iş yeri adı yaz olmaz benim görüşüm budur her ülkenin her milletin kendine özgü ana dili vardır o kullanılmalıdır benim görüşüm budur *GÖRENEDİR GÖRENE; KÖRE NEDİR, KÖRE NE?* Celâl CIDIK: Nuri Kahraman değerli hocam görene görene köre ne!... *ELİNİZE SAĞLIK, SELÂMLAR* Halim ÖZDEMİR: Nuri Kahraman aleyküm selam elinize sağlık bizden de selamlar *AYNI KONU, FARKLI YER, DİĞER PAYLAŞIM* Selahattin ÇETİN'in paylaştığı, Erol ÇAM'ın, Belediye başkanının Kur'ân-ı Kerîm'i öperken alınmış fotoğrafı eşliğinde sunduğu metni: *KUR'ÂN'A EL, TABELAYA DİL!* Kur'an-ı Kerim üzerine el basarak görevine başlayacaksın, sonra onun dilinde yazılmış tabelaları kaldırtacaksın! *İNGİLİZCELER YABANCI DEĞİL Mİ?* "Yabancı dilde tabela istemiyorum" diyorsan yiyorsa McDonalds, Sturbucks, BurgerKing gibi ingilizce tabelalarını da kaldırt.. Yiyo mu Tanjuuuu *KİLİS-BOLU HATTINDAN İZMİR/KONAK'A!* Mehmet KOÇAK'tan yaptığımız bir paylaşımda da, Fetih Sûresi'nin ilk âyeti yazan levhanın indiriliş fotoğrafının eşliğinde şunlar yazıyor: ARAPÇA TABELA DİYE ÂYETİ İNDİRİYORLAR. BU KİN BU NEFRET NİYE? İzmir/Konak'ta Arapça diye indirtilen AYET-İ KERİME... "Îmân edenlere düşmanlık cihetiyle insanların en şiddetlisi (olarak), elbette yahudileri ve (Allah'a) ortak koşanları bulacaksın! (Maide 82) *BİR BAŞKASI; BU DEFÂ BAŞÖRTÜ* Bizim paylaştığımız yine Erol ÇAM imzalı bir metin: "Başörtüsü Türklerin töresinde yokmuş. Sanki mini etek Göktürklerden, tayt da Selçuklulardan kalmıştı." *IRKÇILIK BATAĞI, KÜFÜR YATAĞI!* Evet sevgili dostlar; gözünü din caddesinden başka tarafa çevirir de etkisinde kalırsan başın döner, ayağın kayar, farkında olmazsın. IRKÇILIK ta bunlardan biri. Başörtü TÖRE işi mi, İslâm'a GÖRE işi mi? Töre'yi temel alırsan ayağın işte böyle kayar! Töre'de yoksa biz de yokuz demek, İslâm bizi bağlamaz ve de -en hafifiyle- Allâh'ın emrini HAFÎFE ALMAK anlamına gelir ki bu düpedüz inkâr demektir! *KAHRAMAN ÖTESİ TÜRKLER!?!* Ne demek yâni; Allâh emredecek, sen TÖREDE YOK diyeceksin! Bu az uz bir kabadayılık değil. Bunu ancak Kahraman ötesi Türkler yapabilir! Arapça tabela konusundaki tutum da aynı. Böyle, tutum belirlerken İslâm'ı ıskalayan bir Türk olmaktan Rabbimiz hepimizi muhâfaza eylesin; Âmîn. *HERKESE CEVAP, OLUR MU SEVAP?* Ömer Ertuğrul YILDIZ: Yaa Nuri hocam; Bu sokakta her salağa, zavalliya cevap vermekten akıllı soru soranlara zaman bulamayacaksin; bu da kul hakkı olur diye düşünüyorum. Dua eder dua bekleriz... *İTTİHAT-TERAKKÎ'DEN CHP’YE* Bunu artık anlamak lâzım; İttihat-Terakkî'nin misyonu nasıl Osmanlı'yı tasfiye ise ve bu görevini bihakkın yapmış ve bugün bütün dünyâ müslümanları ve mazlumların yetimliğine sebep olmuşsa, CHP'nin görevi de bu aziz milleti dinden uzaklaştırmak, değilse parçalayıp batıya yem etmektir. Bu anlamda bu kışkırtıcı ve kardeşliği bozucu bu tabela hareketi sıradan bir olay değildir. Em azından niyet ve zihniyetlerin âşikâr etmişlerdir. Rabbimiz şerlerinden korusun. Âmin. *SÖYLEYENLER SÖYLEMİŞ ZÂTEN!* Necip Fazıl: "CHP bir parti değil, Türke dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir." *MİSYONLARI İSLÂMLA MÜCÂDELEDİR* Bu meyânda Hilmi DAŞDEMİR'in paylaşımı da şöyle: Cumhuriyet Halk Fırkası için Süleyman Hilmi TUNAHAN Hazretleri: “CHP’ye bırakın oy vermeyi, muhabbet beslemek bile imanı götürmeye kafidir. Çünkü bu fırka İslam ile mücadele için kurulmuştur.” *SEKÜLER TAVIR, REEL BASKIN KONDİSYON* Aslında tâ Tanzimat'la bozulmaya başlayan denge İttihat Terakki ve CHP ile batı kültürü lehine zirve yapmış, bugün asırlarca hilâfet merkezliği yapmış ülkemizde bırakın batıyı, mazlumların kulak yırtan feryatlarına rağmen cânînin cânîsi İsrâil sempatizanı azımsanmayacak bir gürûh oluşmuştur. Son seçim sonuçları, Gazze'nin çok da umurda olmadığının bir göstergesidir aynı zamanda. Yâni 100 yıllık eğitim sistemi meyvesini vermiş, hilafetin merkezinde sekülerizm, yâni inançtan bağımsız tavır baskın kondisyonunu tekrar hatırlatmıştır. *O ZAMAN; NE YAPACAĞIZ?* Sorunun cevâbını Devlet-i Aliyye Osmanlı Torunlarından Eyüp AYDIN'ın bir paylaşımında görüyoruz: *MÜSLÜMANLARIN TEKRAR MÜSLÜMAN OLMASI LÂZIM!* Yahudiler tevrat'ı Hristiyanlar İncili değiştirdiler. Kur'an'ın değişmeyeceğini anlayan kâfir geldi bizi değiştirdi. Müslümanım deyip İslâm ile alakası olmayan bir topluluk haline gelindi. Yeniden iman edip dinimize dört elle sarılmalıyız. (Doğu'nun Bilge Şâiri; Muhammed İKBÂL) *YÂ EYYÜHELLEZÎNE ÂMENÛ, ÂMİNÛ...* Nisâ 136. Âyette; "EY ÎMÂN EDENLER, ÎMÂN EDİNİZ..." buyurulduğu gibi, bildiklerimizi gözden geçirmek, TEVHİD ve ŞİRK kavramları üzerinden çizgimizi netleştirmek ve hatâlarımızı görüp tevbe ederek finâle gitmek zorundayız. Aksi hâlde evdeki hesap çarşıya uymaz ve de en fenâsı dönüşü olmayan yol çâresizliğiyle berâber ebedî hüsrâna dûçâr oluruz. *HAZIMSIZ TEPKİLER, MÜSPET ETKİLER* Buradaki tüm paylaşımlarımızda gütmeye çalıştığımız gâye de bu. Bâzen hazımsız tepkilere dûçâr olsak ta acısız ameliyat olmaz diye düşünüyoruz. Dünyânın acıları nedir ki; hele sabredip te öbür dünyânın mutluluklarına inkılâp ettikten sonra! Rabbimiz bizi yanlışlarımızdan arındırıp hakîkâtin özüne hidâyet buyurarak âhiretin ebedî acılarına dûçâr olmaktan muhâfaza eylesin. *BÂTILDAN İCTİNÂB, HAKK'A İTTİBÂ* Cümlemizi tüm sevdiklerimizle berâber Hakkı Hak bilip HAKKA İTTİBÂ edenlerden, bâtılı bâtıl bilip BÂTILDAN İCTİNÂB edenlerden ve Firdevs-i Âlâ'da Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşup; Gazze ve Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm mazlumlar ve kâffe-i ehl-i îmânla berâber arşın gölgesinde seyran edenlerden eylesin; Âmîn, Âmîn, Âmîn değerli dostlar wes'selâm...