Gelişin bir bayram, gidişin bir bayram...
Hayırlara vesile ol Ey Ramazan!
Ve sonunda bayram geldi. Biraz buruk, biraz kırık da olsa geldi işte. Gazze yangın yeri, İslam ümmeti darma dağın olsa da, geldi. Hoş, bayramlar gerçek bayramın bir provası, bir benzeri değil miydi zaten?
Ve bir bayram düşlerim; hesap gününün sonunda “Ey (sadece Allah ve cennetle) tatmine ulaşan insan; gir kullarımın arasına (çünkü cennetin yolu kulların arasından geçiyor) ve gir cennetime!” muştusunun verildiği bir bayram.
İşte o bayramın provasıdır bu bayramlar. O mutlak bayramlardan bir efilti taşıdığı oranda anlamlıdır bu bayramlar. Onun içindir ki, “bayram” anlamına gelen “ıyd” sözcüğüyle “ahiret” anlamına gelen “me’ad” sözcüğü aynı köke aittir.
Aslında gerçek bayram da ahiret bayramıdır; insanın yaptığı tüm güzel çabaların karşılığının kat kat fazlasıyla verildiği, ibadetlerin ve tüm güzel davranışların ödülünün insanın önüne “cennet” biçiminde konulduğu gün. Bu bayramlar, ahlaki davranışın mutlaka ödüllendirileceği müstesna zamanlardır. Ama her şeyden önce bu bayramlar Allah''ın hayata müdahil oluşunun, O''ndan bağımsız bir mutluluk tasarımının muhal oluşunun, O''ndan bağımsız hiç bir dünyevi güç ve otoritenin, toplumları bu denli motive edemeyeceğinin en açık şahididir.
Yüce Allah, kâinatın gözbebeği olarak yarattığı insanı başıboş bırakmamış, kendi haline terk etmemiştir. İnsan, daima ilahi bir denetim ve gözetim altındadır. Vakti geldiğinde muhasebe edilmek üzere bütün yapıp ettiklerimiz kaydedilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle ifade edilir: “İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında yaptıklarını gözetleyen ve kaydeden hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf, 50/18) “Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.” (Hadîd, 57/4)
Murakabe, niçin yaratıldığımızı, nereden gelip nereye koşmakta olduğumuzu kendimize sormaktır. Hatalarımızın ve günahlarımızın hesabını tutarak telafi etmek için uğraşmaktır. Allah’ın her an bizimle beraber olduğu bilinciyle yaşamaktır. İmanımızdan güç alıp aklımızı kullanarak nefsimize hâkim olmaktır. Şeytanın tuzaklarına ve dünyanın bitmek bilmez arzularına kapılmamak için daima uyanık olmaktır. Murakabe, gönlünü Allah’a bağlayarak samimiyetle ibadet etmek, hayırda ve takvada yarışmaktır. Kendini bilerek ve Rabbine güvenerek yaşamak, bir Müslümanın hayat sermayesidir.
Yenişehirli Avni Bey, o ölümsüz mısralarında ne diyordu:
Sanman taleb-i devlet-i câh etmeğe geldik
Biz âleme bir yâr için âh etmeğe geldik
Eyvallah üstadım! Biz âleme bir yâr için âh etmeğe geldik, eyvallah!
Bu âleme “sahip olmak” için geldiğini sananlar gücün, paranın, kadının, sarının, sapın, samanın ardında bir ömür koştursunlar. Biz “şâhid olmak” için geldiğimizi unutmayalım.
Elhasıl, ömürlerini Ramazan ettiler. Şimdi söyleyin a dostlar: Ömrü Ramazan olanın, ahireti bayram olmaz mı?
Ahlak, insanlık, adalet, merhamet, barış, sevgi, emeğe saygı ve kalitenin arttığı;
kula kulluk, yalan, cehalet, zulüm, sömürü, savaş, katliam, kin ve nefretin azaldığı bayramları hak edebilmemizi dilerken;
Muhammed İkbal'in dediği gibi "insan Kur'an okur da hiç umutsuz olur mu?"
Umudumuz daim olsun.
Şairin dediği gibi;
“Allah’a ibadet eden,
Ahirette sultan olur,
Ömrünü Ramazan eden,
Ahireti Bayram olur."
Ömrümüz ramazan,
akıbetimiz bayram olsun.
"BAYRAM" DEDİ
Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine
Kızı "Bayram" dedi yalın ayaklı
Adam "Bayram" dedi tam ağlamaklı
Eli öpüldükçe içi burkuldu.
Konuşmak istedi dili tutuldu
Güç bela ağzından bir "OF" kurtuldu.
Oğlu "Bayram" dedi sırtı yamalı
Adam "He ya" dedi gözü kapalı
Düşündü kış yakın evde odun yok
Tenekede yağ yok çuvalda un yok
Yok yok’a karışmış tuz yok sabun yok
Avrat "Bayram" dedi eğdi başını
Adam "Evet" dedi sıktı dişini.
Çalışsa ne iş var ne cepte para,
Dağ oldu içinde büyüyen yara,
Dikti gözlerini karşı duvara,
Takvim "Bayram" dedi silindi yazı,
Adam "Öyle" dedi bağrında sızı.
Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Aylar, yıllar, günler erirken yasta
Yer-gök "Bayram" dedi ağzını açtı
Adam "Bayram" dedi dünyadan göçtü.
(Abdürrahim Karakoç)
İyi Olmak Kolaydır, Zor Olan Âdil Olmaktır.
En Mükemmel Adalet ise Vicdandır.
Geminin Tek Kaptanı Olur, Gerisi Mürettebattır.
Yüreğin'de Tek Sahibi Olur, Gerisi Teferruattır.
Biz ALLAH'TAN isteriz, Verirse Yüceliğindendir, Vermezse Hikmetindendir.
Canın Kıymeti ''ÖLÜMDE''
Gözyaşının Sırrı ''TEBESSÜMDE''
Sözün Güzeli ''YüREKTE''
Bayramın Tadı ''HATIRLAMAKTA" Saklıdır.
Hüzün keder def ola;
Bayram o bayram ola;
Can bula cananı
Kul bula sultanını
Bayram o bayram ola.
UMMET OLMADAN OLMAZ:
” Osmanlı’nın artığısınız dediklerinde kahroluyorum” diyen Kerküklü nineye;
“Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz diye haykıran Şamlı dedeye;
Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam” diyen Bosnalı teyzeye;
“İki patik ördüm, köyüme ilk gelen Türk
askerlerine vereceğim” diyen Ahıskalı geline; ordumuza katılmak için ceketini satan Pakistanlı gence;
Şehadet parmağını İsrailli askerlere uzatarak, “Bir gün gelecekler diye ağlayan Gazzeli çocuğa,
Baykal’a, Hazar’a, Tuna’ya, Fırat’a ve Nil’e, Türkmen Dağına, Apşeron’a, Elbruz’a ve Erciyese,
Mekke’ye, Medine’ye, Ahlat’a, Urumçi’ye, Fergana’ya ve Tebriz’e,
Velhasıl-ı kelam, Yürek bohçasında bize dair ağıt ve umut taşıyan herkese dualarla İslâm Âleminin Ramazan bayramı mübarek olsun ”
Gelecek bayram Tek sancak Muhammed sas sancağı altında olsun sancak Topkapı sarayındaki kınından çıksın, yelkenleri semâya açsın, Ümmete birlik muştusu saçsın.
(İktibas)
RAMAZAN BAYRAM’ININ dirilişimize uyanışımıza, selamete, barışa vesile olmasını, niyaz eder
en kalbi duygularla kutlar, esenlikler diler,
Günahsız geçirilen her gün,
Ruhun, İmanla teslim edildiği gün,
Amel defteri, sağdan alındığı gün,
Cennete girildiği gün,
Allah’ın cemalinin görüldüğü
Gün gerçek bayramdır.
Allah, gerçek bayramları
Bize nasip etsin inşallah!
Bu Ramazan bayramı
İntibaha, İnşiraha, ittihada, ittifaka ve ümmetin İstiklaline, felahına,
nice nice fetihlere vesile olsun İnşallah...
Bayramınız Mübarek Olsun...