Salı arefe, Çarşamba bayram. İşte geldik bir Ramazan'ın daha sonuna. 1445'in de nasıl geçtiğini anlayamadık. Hani derler ya SU GİBİ diye; aynen öyle. Dünyâ bu; her ne ki başlar; netîcede behemahâl bitecek demektir. *ADI ÜSTÜNDE; DÜNYÂ!* Adı üstünde; Dünyâ. Dünyâ deyince de fânilik, geçicilik. Devamlılık ebediyet âleminde. Hep oraya çalışıyoruz. Rabbimiz cümlemizi Ramazan'ın finalini ODDAN NECAT olarak yapıp ebediyete intikâlinde REYYÂN'A doğru yol alanlardan eylesin. *ASIL BAYRAM, FASIL ÖRNEK* Asıl bayram bu. Buradakiler bir ufak misâl, temsil; tamamı ve hakîkîsine götüren adımlarından birer örnekten ibâret sadece. Rabbimiz hakîkìsine ermeyi lütuf buyursun cümlemize. Âmin. *CENNET-İ ÂLÂ DURAK* Hani ne diyor gönül semâmızın yıldızlarından Alvarlı EFE Hazretleri; tam da öyle işte, buyrun: *BAYRAM O BAYRAM OLA * Cân bula cânânını Bayrâm o bayrâm ola Kul bula sultânını Bayrâm o bayrâm ola *** Hüzn ü keder def' ola Dilde hicâb ref' ola Cümle günâh af ola Bayrâm o bayrâm ola *** Mevlâ bizi afv ede Gör ne güzel 'ıyd ola Cürm ü hatâlar gide Bayrâm o bayrâm ola *** Feyz-i mehabbet-i Hakk Nur-i hidâyet siyâk Cennet-i a'lâ durak Bayrâm o bayrâm ola... *MASALDAN, HAKKAL'YAKÎNE* Ramazan deyince akla cennetsi bir iklim gelir hep. Zâten Ramazan cennettir. Cennet hayâtından alınmış bir muhabbet şehrâyinidir. İftarı, Sahuru, terâvihi, akşamı, sabahı, gecesi-gündüzü hep cennet tütsülüdür. *KAVRAMLAR ve KIVRIMLAR* Nitekim, bütün kavramlarının kıvrımlarının sonu da cennete çıkar. Mâmâfih, Çocukluğumuzun Ramazanları zâten bir masal ülkesiydi. Şimdi yaşadıkça hakîkâte dönüştü. Rabbimiz aynel'yakîn ermeyi, görmeyi ve girmeyi de lûtfetsin cümlemize fazl ü keremiyle. Amin. *RAMAZAN MEKTEBİ, HAYAT OKULU* Zâten çabamız bundan ibâret değil mi? Nitekim, bu dünyâda Ramazan'ı yaşayana Bayram hediyesi var. Hem de peşin. Bu demektir ki, hayâtını Ramazan misâli dolu dolu ve planlı, bilinçli yaşayanlara sonsuz bayram olan cennet hediyesi var. *REYYÂN; YA DA VİP GİRİŞ!* Hem de Reyyân adıyla vâdedilen vip girişli, ayrıcalıklı bir bölüm. Rabbimiz lûtfen ve keremen ihsân buyursun. O Rabb ki, kaç âyette kendisine rahmeti yazdığını bildiriyor. Bu ay da başı RAHMET, Ortası MAĞFİRET, sonu ODDAN NECÂT, yâni ATEŞTEN KURTULUŞ olan bir ay. *ÂSÂNI VUR Kİ, YOLLAR AÇILSIN!* Bunun için bizden istenen, Hz. Mûsâ misâli âsâyı denize vurmamız. Ne yapsak zaten ancak bu mesâbede olabilir. Bunu da yaparsak tüm yollar açılacak. Rabbimiz bu kadarını yapmış, bir takım samîmi çalışma ve gayretlerle bu lûtfa muvaffak kılınmış olma bahtiyarlığını cümlemize ihsan buyursun. Âmîn... *RADYO'DAN SİYÂH-BEYÂZ'A* Çocukluğumuz dedik ya; o günler en büyük zevklerimizden biri de radyodan iftar ve mevlid programlarını tâkip etmekti. Zâten bu tür programlar da sâdece böyle vesîlelerle oluyordu. *TEKTEN ÇOKA, ÇOKTAN YOK YOK'A* Televizyonun hayatımıza girişiyle bu bir zaman da siyâh-beyâz, tek kanal olarak devam etti. Özel kanallarla berâber dînî yayınlar katı laik tutumun zorba tekelinden kurtularak yavaş yavaş yayılmaya başladı. Bugün de devlet bu konuda özel kanalları solladı. * OLMAYA DEVLET GİBİ DEVLET!* Sâdece TRT DİYÂNET ve DİYÂNET ÇOCUK özel kanallarını, hattâ TRT ÇOCUK kanalını da mazbutluğu bağlamında buna ekleyebiliriz. Nâmuslu diziler ise sayılamayacak kadar çok. Eskiyi bilmeyenler elbette bunları farkedemezler. *AKILDAN TEFRÎKE, İZ'ANDAN MÎZÂNA* Rabbimiz cümlemizi akl'edenlerden ve de en azından gelişmelere insafla bakanlardan, ne kendisine, ne de hak etmeyen samîmiyetli kullarına karşı nankörlerden eylemesin. Hakkı teslim edenlerden, asgarîden de olsa vicdan terâzisini kullananlardan, meseleleri iz'an mîzânına vuranlardan eylesin. Âmîn... *FÂRUK ERMEMİŞ, NİHAT ULU* Her neyse, söz uzadı; O siyah-beyaz, 70'li yıllardan Nihat ULU merhûmun, tok ama yumuşak, kulağı okşayan tatlı sesiyle okuduğu ELVEDÂ EY RAHMET AYI RAMAZAN kasîdesi ogün bugündür hep kulağımda yankılanır. *ERMİŞ MİYİM, ERMEMİŞ MİYİM?!* Bu arada unutamadığım bir kısım da Fâruk ERMEMİŞ'in iftar duâsını Türkçe seslendirişi. Ne bileyim, kıyaslamayayım ama onun, kendine has fon müziğiyle berâber okuyuşu ayrı bir başkaydı. Ya da, o zamanın şartlarında bana öyle geliyordu. Vefat ettiyse, Allâh CC rahmet eylesin. Bilmiyorum, o sese şimdi belki Google'dan erişmek mümkündür. Merak eden bulup dinler, bu ifadeketimde ferçeğe ermiş öiyim, ermemiş miyim testleyebilir. *KADİR GECESİ, ELVEDÂ KASÎDESİ* Evet, nerde kalmıştık; o zamanın gözdelerinden Hâfız Nihat ULU merhum üstâdımız kadar özgün ve nâif olmasa da her Ramazan, fırsat olursa olanca duygusallığı İle biz de bu kasîdeyi seslendirmeye çalışırız. Çok şükür bu Ramazan tevâfukan bulunduğumuz Çakalçıkmaz HACI MUHARREM CÂMİİ'nde bu bahtiyârlığı yaşadık. Sizin de dinlemenizi isterdim. *AYRILIK HİSSİ, VUSLAT DÜŞÜNCESİ* İllâ bizden değil, her kim okursa. Çünkü sözleriyle de, icrasıyle de okunaklı ve de dokunaklı bir kasîde. Şimdi buraya alıyoruz. Hele bir okuyun. Seslendirmeseniz dahî ifâdeler insana buruk bir tat yaşatıyor. Hem hüzün var, hem tat, hem sevinç. *ENGİN AY, ZENGİN MİSÂFİR* Mânevî iklim ve heyecanına alıştığımız, bir ay misâfir edip ağırladığımız, onun da bize cennet dâhil sayısız armağanlar sunduğu cennet elçisi gidiyor gönlümüzü peşine takarak. O artık bizden biz de ondanız. Allâh ömür verirse yine görüşeceğiz. Vermezse öbür dünyâda Rabbimizin lûtfuyla. Güle güle güzel misâfir. Yine görüşmek dilek, arzu ve temennîsiyle. *BURAM BURAM HASRET; HÂZÂ HÜZÜN!* Bu yıla mahsus son olarak, ardından şu tatlı, daha şimdiden buram buram hasret kokan hüzünlü metni terennüm etmemize müsâadelerinizi istirhâm ediyor, Rabbimizden bizlere tekrar kavuşmayı lütuf buyurmasını diliyoruz. Evet dostlar; İşte kasîde metnimiz: *BİZ RÂZIYIZ, SEN DE OL BİZDEN!* Elveda ey Rahmet Ayı Ramazan Seni haber verdi bize Kuran Mescidlerde okunuyorken Kur'an Minarelerde ezan duyuluyorken her an Yıllardır hep uyuyan kalk artık sen de uyan Elveda ey Rahmet Ayı Ramazan... *** Onbir ayın sultanı ne güzeldir Ramazan Elle tutulmuyor ki akıp gidiyor zaman Dokuyor ömrümüzü bize vermiyor aman Arkasından yılların yetişemiyor insan Elveda ey Elvedâ, Rahmet Ayı Ramazan *** Beşer âciz kalır hep; saymakla bitmez faydan Leyle-i Kadr'in var ki hayırlı bin aydan Sende nâzil olmuştur Hak Teâlâ’dan Kur’ân Elveda ey Elvedâ Rahmet Ayı Ramazan... Seni haber verdi bize Kur'ân... *** Her taraf çiçek açtı döndü bahçeye Kim kalır, kim erişir gelen seneye? Can kuşu uçmaya hazır, bakar bahâneye Tâzeledin rûhumuzu dönmüşken virâneye Yine buluşalım dost medet et bîçâreye Bize mağfiret olarak lûtfetti seni Rahmân Razıyız biz senden, sen de râzı ol bizden aman! Elvedâ ey, elvedâ; Rahmet Ayı Ramazan... *RAMAZANSIZ; "ELVEDÂ" BİLE TATSIZ!* Umarım beğendiniz. Yermediyse sesini beğendiğiniz birine sesli okutun. Değilse, karşılaşmamız durumunda size yardımcı olabiliriz de her şey deminde ve yerinde. *TARLA'DAN SERAYA, DENİZDEN KARAYA!* Ramazanın bulunmadığı yerde belki güzel seslendirilir ama mevsimsiz sera bitkisi gibi olur. İnşâllâh gelecek seneye diyor; nicelerine sevdiklerimizle berâber sıhhat-âfiyetlerle ulaştırması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, başta *GAZZE, DOĞU TÜRKİSTAN, KEŞMİR, ARAKAN* olmak üzere tüm mazlumların, gönül coğrafyamız ve insanlığın, küresel canavarların cenderelerinden kurtuluşlarına vesîle teşkil etmesi temennîsiyle, Ordu'dan Lüleburgaz'a, kuzeyden güneye, milletten ümmete tüm ehl-i îmânın *BAYRAMLARINI TEBRİK EDİYOR* cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz; Allâh'a emânet olunuz sevgili dostlar wes'selâm...