ALLÂH SENİ CENNETİNE ÇAĞIRIYOR...

NURİ KAHRAMAN2024-02-10 10:59:27

Bu hikâyeyi okuyunca çok sevdiğim ezan okumakla ilgili duygularım aklıma geldi. Hattâ geçen bir arkadaşla mütâlaa ederken açıklamağa çalıştığımız gibi;  ki o da şöyle:
*EZANIN TINISI, TEBLİĞİN ANISI*
Ezan okurken şöyle bir duyguyla okuyorum. Sanki, dünyâya aldanıp rûhen boğulacak, yükün altından kalkamayacak bir duruma gelmiş ve sonuçta intihara karar vermiş bir kurbanın duyup ta bundan vazgeçip kurtulacağı kıvamda bir okuyuş.
Bakalım siz de aynı ilgiyi hissedecek misiniz? İşte hikâyemiz; buyrun:
*SON ANDA GELEN KURTULUŞ...*
"AGalip Akınmsterdam’da bir cami imamı, her Cuma günü 10-11 yaşındaki oğluyla şehrin sokakla rında dolaşır, İslâm’a dair kaleme aldığı küçük dergiyi dağıtır, insanları İslâm’a davet edermiş.
*BU HAFTA TEBLİĞE ÇIKMAYALIM!*
Yine bir Cuma günü rahatsız olduğundan oğluna;
- "Bu hafta tebliğ için çıkmayalım."der.
Bir insanın hidayetine vesile olmanın ne büyük bir devlet olduğunun hazzını defalarca yaşayan çocuk, babasına yalnız çıkmada ısrar eder.
*PEKİ; HADİ O ZAMAN!*
Şiddetli yağışın da olduğu soğuk bir kış günü İmam, oğlunun ısrarına dayanamaz ve;
- "Peki." der, ve onu gönderir.
Çocuk Amsterdam sokaklarında dolaşır ve her gördüğü kişiye o dergiyi takdim eder ve onlara;
- "Allah, seni cennetine davet ediyor." der.

Fakat hava soğuk olduğu için sokaklarda pek kimseler yoktur.
*SON DERGİ, SON KAPI, SON HAMLE*
En son elinde tek bir dergi kalır, verecek birilerini arar, bulamaz. Sonunda bir kapıya gelir ve defalarca zili çalar. Lakin kimse kapıyı açmaz.
*TAM DÖNECEKKEN KAPI AÇILIR*
Tam dönerken yaşlı bir kadın açar kapıyı. Kadın, karşısında bir çocuk görünce ona;
- "Niçin geldin." diye sorar.
Soğuktan üşümüş çocuk;
*- "Allah, seni Cennet'ine davet ediyor.*
Kur’an’a iman etmeye, sonra da ondaki buyrukları yaşamaya davet ediyor, gelir misin?" der.
*KİTAPÇIĞI VERİR, CUMÂ GELİR*
Çocuk kitapçığı verir ve geri eve döner.
Ertesi cuma, namazdan sonra babası adeti olduğu üzere cemaate vaaz eder.
*SORU-CEVAP FASLI, İŞİN ASLI!*
Ardından soru-cevap faslı başlar.
Salonun arka taraflarında oturan kadınlardan biri ayağa kalkar ve şunları söyler;
*AYLARDIR KİMSE KAPIMI ÇALMADI*
- "Ben önceki haftaya kadar Hristiyan’dım. Eşimi kaybettim, çocuklarım da yok, hayatta birinci derece tek bir yakınım olmadığından, aylardır kimse kapımı açmadı.
*ÇÖZÜMSÜZ KRİZ, ÜMİTSİZ VAK'Â*
Yapayalnızdım. Yalnızlıktan tarifi imkansız bir krize girmiştim.
Herkesin benden nefret ettiğini, topluma yük olduğumu düşünüyordum.
*ÖLSE DE YÜK HAFİFLESE DERLER!*
Çünkü Batı’da emekli bir vatandaş topluma yük kabul edilir. "Ölse de devletin yükü hafiflese. diye düşünenler vardır.
*AMA SİZLER FARKLISINIZ*
Lakin siz müslümanlar, insanlar yaşlanınca onlara hizmet etmeyi ibadet kabul edersiniz."
*GÖZYAŞIYLA ANLATIR İP HALKASINI!*
Yaşlı kadın gözyaşı içinde geçen hafta; evin yatak odasına çıktığını, tavana ip bağladığını, ipin halkasını boynuna geçirdiğin, tam ayağını sehpaya vurup, intihar edecekken zil çaldığını duygulu bir şekilde anlatır.
*İNTİHARA TEŞEBBÜS ÜZREYKEN!*
Kendi kendine;
- "Benim kapımı kim çalar ki?" deyip biraz beklediğini, sonra tekrar intihara teşebbüs etmek istediğini;
ama zilin ısrarlı bir şekilde çalınınca, ipi boynundan çıkarıp kapıya yöneldiğini,
karşısında duran çocuğun ona;
*ALLÂH SİZİ CENNETİ'NE DÂVET EDİYOR!*
- "Ben, Hz. Muhammed (SAV)’in öğrencisiyim, Allah seni Cenneti’ne davet ediyor." deyince sarsıldığını,
çocuğun kendisine verdiği kitapçığı alıp okuduğunu ve Müslüman olduğunu anlatır.
*HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN SÖYLÜYORUM!*
Camideki bütün cemaat ağlaşmaktadır. Kadın sözlerini şu ifadelerle tamamlar.     
- "Bana şu anda dünyada en mutlu insan kimdir, diye sorsalar tereddüt etmeden, kendimi gösteririm.
*BUNDAN SONRAKİ İŞİM; BENİM GİBİ ZAVALLILAR!*
Bundan sonraki ömrümü benim gibi zavallıların kurtuluşuna adadım.
Ben de hayatımın geri kalan bölümünde Amsterdam sokaklarında dolaşacak ve insanlara,
- Allah, sizi cennetine davet ediyor, diyeceğim." der...
*NASÎP OLACAKSA HER HÂLÜKÂRDA OLUR!*
Rabbim bir kimseye iman nasip edecekse, ilmeğin ucunda olsa bile nasip eder.
Rabbim bizleri de son nefesimize kadar imandan, Kur'an'dan ayırmasın. Amin..."
*İKTİBAS'TAN TEŞEKKÜRE*
Kendisinden iktibas ettiğimiz bu iç açıcı, heyecanlandırıcı, misyonumuzu hatırlatıcı, uyandırıcı güzel paylaşımdan dolayı Gâlip AKIN Bey hocamıza çok teşekkür ediyor,
*ÖNCE KENDİMİZ, SONRA HERKES*
müslümanlığımızdan, önce kendimizi daha bir faydalandırmamızı, sonra da örnekliğimiz başta olmak üzere bizzat ya da çeşitli vâsıtalarla
*irşad ve tebliğden geri kalmamaya odaklanmamızı*
bize lûtfetmesini Cenâb-ı Rabb-i Zül'Celâl'den niyâz ediyor, bu meyânda muvaffakiyetler dileğiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

Anasayfa