Her yıl yılbaşının tekerrür etmiş olması, biz Müslümanlar için miladi takvimin başlangıcından öte hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Ancak Hristiyan alemi için Hz İsa’nın doğum günü olarak kutlama alışılagelmiş bir hadisedir.
Günümüzde Noel ve yılbaşının bir eğlence amacıyla müslümanlarca kutladıklarına şahit olmaktayız.
Sevgili peygamber efendimiz: Her kim ki, kime benzemek kime özenti içinde yaşamak isterse onun dini onlardandır buymuşlardır.
Ayalarımızda; ”Annesi iştir kişinin lafa bakılmaz. "Ya olduğun gibi görün ya göründüğü gibi ol" Sözünün ne kadar isabetli olduğunu görmekteyiz.
İşte konumuzla alakalı hadis ve ata sözünden hareket ettiğimiz takdirde, Müslümanın yaşantısı hiristiyanca olmaması gerekir.
Yüce Allah İsra suresi 81’de mealen şöyle buyurmaktadır; "Ve de ki; Gerçek hak geldi, batıl yok olup gitti, şüphe yok ki batıl, zaten yok olup gidecektir.
Yüce dinimiz islam ile hiçbir alakası olmayan tamamen Hristiyanlara ait olan bu gece için her ne türlü olursa olsun bir faaliyetin içinde bulunan bir müslümanın hiristiyanlardan ne farkı olur.
Ne kadar üzücü bir durum: Yıl başı gecesi ömür muhasebesi yapacak yerde, O geceye has vur patlasın çal oynasın eğlenceleri yapan Müslümanlara acıyorum.
Nüfusunun % 99 Müslüman olan bir ülkenin insanına 2023 veda ederken halkı için 40 bin bilet bastırıp satışa sunması gerçekten akıl karı olmasa gerek, Ülkemin insanları adına üzülüyorum.
Sormak gerekir; yıl başı gecesi için milli piyango, şans oyunları, içki ve her türlüsüne ilgi gösteren başka müslüman ülke varımdır acaba?
Keşke bu gecenin harcamalarını evsiz, yoksul, yetimleri giydirseler daha iyi olur.
Hani övünç ve gururla söylüyoruz TÜRKİYENİN %99müslümandır, Hanı nerde?
Yasin suresini 59.60.61. ayetlerinde Yüce Allah şöyle buyuruyor "Ey” suçlular! Bugün müminlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?
Peki bu kadar açık ve net bir ayetler varken bir Müslüman nasıl olur da ben şeytana uydum Ya rabbi diyebilmektedir.
Bütün geleceğini çalışmadan üretmeden kadercilik yapıp şans oyunlarına bağlayan ailesine perişanlık yaratan, rızkını kumara içkiye toto loto Milli Piyango gibi şans oyunlarına bırakan geçinemiyorum diyen insanların durumuna bakınca aklıma meşhur bir hikaye gelmektedir: “VERMEYİNCE MABUT, NEYLESİN SULTAN MAHMUT”
Bir gün tebdil-i kıyafet ile İstanbul’u teftiş etmeye çıkan Sultan II. Mahmudun yolu bir kahvehaneye düşer.
Oradaki ileri gelenler padişah hazretleri şöyle bir serzenişte bulunurlar.
Padişah hazretleri içimizde çok fakir bir kişi var
Buna bir atsanız sultanım derler.
Sultan Mahmud'u bu durum çok üzer
Ertesi gün adam göndererek bu adamı huzuruna davet eder ve her gün bir tepsi baklava göndereceksiniz. Her baklava diliminin altında da bir altın olacak diye emir verir
Adamlar söylenileni yerine getirir ve bir tepsi baklavayı götürüp verirler derler ki; Büyük tepsi senin asla bunu satmamalısın diye sıkı sılaya tembihlerler.
Adam baklavayı yemez hepsini götürür satar.
Adam nereden bilecek tepsinin altın çıkacağını
Sultan Mahmud bir ay sonra, bu sefer üzerinde padişah kıyafetleri ile kahvehaneye gider
Padişah, bu adamı sorar:
- Evladım sana hiç baklava gelmedi mi?
- Geldi Sultanım, hem de her akşam.
- Peki sen ne yaptın o baklavaları?
- Sattım, evimin ihtiyaçlarını giderdim Sultanım.
Bunun üzerine padişah, o adamın bu haline dayanamaz ve onu alıp saraya götürür
Hazine odasının kapısını açtırarak 'Şuradan küreği al, daldır, ne gelirse hepsi senindir' der
Adam heyecandan küreği ters tutarak altın yığınına daldırır. Küreği kaldırıp bakar ki küreğin ucunda düşmek üzere olan bir altın var. Bunun üzerine padişah, 'adama senin burada nasibin yok' der.
Sonra da adamlarına 'Alın bu adamı Mahmutpaşa'ya götürün. Bir taş beğensin. O taşı ne kadar uzağa atarsa o mesafedeki malı mülkü ona verin' diye emreder
Çok sevinen o adam büyük bir taş parçasını alır, büyük gayretler sonucu kaldırır ancak tam atacağı sırada heyecandan elindeki taş başına düşer ve oracıkta ölür
Adamlarından bu durumu öğrenen Sultan Mahmud artık ne yapsın?
Her zaman dostlarıma sorarım, akıl mı mantık mı?
Peki bu soruyu sizlere sorsam!
Akıl mı önemli mantık mı?
Elbette ki çeşitli cevap verenler olacaktır, sadece akılla bir yere gelinmez; insanlara has akılda olacak, mantıkta olacaktır.
Allah zenginliği istediğime ilmi de isteyene veririm buyurmaktadır. insan akıl ve mantığını kullanarak helal rızık peşinde koşmalıdır. Rızkın kefili Allah'tır. Allah bütün kulların rızkını ayırmıştır ondan ne fazlasını ne eksiğini tadamaz Onun içindir ki bir insan olarak kendisini öyle şans oyunlarına fal oklarından medet umanlardan olmayalım Bir de Allah'ın vermiş olduğu bu emanet bedeni emanet nefesi sahibine teslim etmeden önce şirkle isyanla içkiyle kumarla değil imanla ihlasla yaşamak helal peşinde koşmak yolunda harcamalıyız padişahın dediği gibi 'Vermeyince Mabut, neylesin Mahmud' sözüyle bu hikayeyi özetler...
Her yeni yılın gelmesi, insanoğlunun ömründen ömür gittiğini, yaşlandığını hatırlatılmasıdır.
Başka bir kutlama yaş günüdür. Adam yaşlandığını seviniyor Ömrünün bittiğine seviniyor kutluyor yahu…
Her nedense insanlar neyi niçin kutladıkları farkında değiller.
Üç günlük dünyada misafir olan insanoğlu ömür imanlı geçmişse sevinmelidir. Allah göstermesin ya imansızsa bu dünyaya veda etmişse Allah muhafaza eylesin.
Her yeni bir gün, her yeni ay, her yeni yıl bir umudun ve hayallerin beklentisidir.