MERHUM İSMET SELİM, ya da;YUSUF KARATAŞ YAZMALI MI?

NURİ KAHRAMAN2023-11-22 10:41:36

Bugün; Ordu'da yıllarca hademe-i hayrâttan olarak diyânet görevi yapmış değerli bir hocamızın bizi cezbeden, bu sahada örneği az türden olup eli kalem tutan herkesin gerek çalıştığı müessese ve meslek ve de suyunu içtiği toprak adına yapması gerektiğine inandığımız bir vefâ yazısını sizlere arz ediyoruz.

*HOCA'NIN KİMLİĞİ, MÜFTÜ BEY'İN KİŞİLİĞİ*

Hocanın da, anlattığı müftü hocamızın da kim oldukları yazının akışında kendini belli ediyor. Sözü uzatmamak adına direkt paylaşıyoruz:

*KONUMUZ İSMET SELİM*

"Değerli dostlar! Ordu ilimizde 1970 ve 1980'li yıllarda uzun süre il müftülüğü yapmış merhum İsmet Selim hocam hakkında bir yazı yazmıştım. Şu anda biraz daha kapsamlı tekrar bir yazı yazmayı düşündüm."

*GÖZLERİM YAŞARIYOR!*

"Saygıdeğer müftüm İsmet Selim hocamın ismi anılınca hemen duygulanıyorum ve gözlerim yaşarıyor. Yıl 1981 temmuz ayının altısında beni Ordu Merkez Atik İbrahim paşa Orta camiye 3. Müezzin olarak tayin etmişti."

*İKİ İMAM, ÜÇ MÜEZZİN-KAYYIM*

"Orta camide  İmam Hatip ve 3 müezzin kayyım olarak 5 görevliydik. Orta camii'nin 3. Müezzinlik kadrosunu 3 yıl boş bırakmıştı. Bu kadro bize nasip oldu beni orta camiye şartlı olarak almıştı."

*HÂFIZLIK ŞARTIYLA!*

Bana hafızlık yapacaksın hafızlığı bitireceksin bizzat seni dairede ben dinleyeceğim eğer hafızlık yapmazsan Hakkari Şemdinli ve Mesudiye topçama gidersin demişti."

*EZBER DERSLERİMİ BİZZAT DİNLİYORDU!*

 Araya Ramazan girdi bayramdan sonra ben hafızlığa başladım. Saat dersleri makamında İsmet Selim hocama veriyordum her cüzdan 6 sayfa ezberledim."

*ORTA CÂMİ'DEN YALI'YA*

Orta Cami'de 11 ayı aşkın bir zaman kaldıktan sonra beni Yalı Camii'ne verdi. Orada Salih delice isminde bir müezzin hocamız emekli olmuştu. O yıl yalı camii'nde 4. Görevli olarak 5 sayfa mukabele okumuştum. Zaman zaman yalı camiye gelir ve bizi dinlerdi mest olurdu. O yıllarda benim iki tane çocuğum vefat etmişti. Bu yüzden hafızlığa devam edememiştim."

*TAYYAR ALTIKULAÇ'I GETİRECEĞİM!*

"Bana şöyle diyordu hafızlığı bitir diyanet işleri başkanımız sayın Tayyar Altıkulaç'ı Ordu'ya getireceğim sana büyük merasim yapacağım demişti. Ne yazık ki bana hafızlık nasip olmadı buna İsmet Selim hocam çok üzülmüştü o bir hafız aşığı idi. O Bir alim, o bir amir, o bir deha, o bir kari yani güzel Kur'an okuyucu bir şahsiyetti."

*GÖREV KONUSUNDA ÇOK HASSASTI*

"Çok disiplinliydi görevlilerini Candan ve gönülden severdi kesinlikle hiç kimseye ezdirmezdi. Aleyhinde olanlar vardı onları bile rahatsız etmezdi."

*GÜZEL SES, KIRAAT ve HÂFIZLIK*

"Camilere görevli seçiminde çok hassastı güzel sese ve güzel okuyuşa önem verir hele bir görevli hafız ise onu ayrı bir sever bağrına basardı. Kendisi çok güzel giyinirdi giyim ve kuşama önem verirdi görevlilerin de böyle olmasını isterdi."

*KIYÂFETE ÇOK ÖNEM VERİRDİ*

"Makamına giden bir görevliyi baştan aşağı şöyle bir gözden geçirir eğer bir eksik gördüyse onu uyarır ve nasihat ederdi. Namazlarını mutlak surette cemaatle kılardı cumartesi pazar 5 vakit eğer Ordu'da olursa yalı camii'nde olurdu orta camiye de çok giderdi."

*MİNÂREYE ÇIKMAK YETMEZDİ!*

"O yıllar yönetmelik gereği müezzinlerin minareye çıkıp ezanları şerefeden okumaları gerekiyordu. O yıllar bu çok önemliydi toplantılarda 1. Gündem maddesi buydu. Bir gün yağmurlu ve rüzgarlı bir havada yalı caminin minaresine çıktım şerefenin kapısını açtığımda aşağı baktım saygıdeğer müftüm köşeden bana bakıyor ve beni izliyordu. Ona kendimi iyice gösterdim yağmur ve rüzgar olduğu için içeri girdim ezanı içeride okudum."

*ÇIKMAK YETMEZ, DÖNECEKSİN!*

"Camide namazdan sonra beni çağırarak yönetmeliğe niçin uymadığımı, şerefede sağa sola ezan okurken niye dönmediğimi sordu. Ben de hocam şerefeye çıktım ya ben sizi gördüm dışarı yağmurlu ve rüzgarlı bir hava olduğu için çıkamadım minarede hafif sallanıyordu korktum dönemedim deyince, bana daireye gel ben seni döndüreceğim dedi."

*CEZÂSI DA DOKUNMAZDI; ÂDETÂ MUTLULUKTU!*

"Benden savunma aldı ve bana kınama cezası verdi. Bir kınama cezası da bir gün izin tecavüzünden aldım böylelikle iki kınama cezası almış oldum. Onun verdiği kınama ya da bizi azarlaması bizim geleceğimiz için bir umut ve mutluluk idi."

*BAMBAŞKA BİR İNSANDI!*

"Çünkü o bir babaydı, çünkü o bambaşka bir adamdı ben Türkiye'de öyle bir müftü duymadım ve tanımadım. 6 yıl beraber çalıştık çok anılarım var. 1987 yılında Sakarya il müftülüğüne tayini çıktı."

*SANKİ BABAMIZI KAYBETTİK!*

"Öyle üzüldük öyle üzüldük ki sanki babamızı kaybettik bu bir abartı değil sanki Boztepe başımıza yıkıldı. Onu kalabalık bir ekip Ordu Samsun il sınırına kadar uğurladık gözyaşlarımız sel oldu."

*FESÜBHÂNÂLLÂH; YİNE DE ARAR MIYDI?*

"Dairede çalışan arkadaşlar dönüşte şöyle diyorlardı oyalanmayalım hemen daireye gidelim görevimizin başında olalım İsmet Selim hocam şimdi daireyi arar diyorlardı."

*SONRA ONA MEKTUP YAZDIM*

"O çok saygıdeğer bir insandı caddede sokakta aramız uzak bile olsa onu gördüğümüzde kalbimiz yerinden oynardı. Ona bir mektup yazdım çok değerli hocam. Bana iki tane kınama cezası verdin keşke her hafta bir kınama alsaydım da Ordu'da kalsaydınız."

*GÖZYAŞLARIMA HÂKİM OLAMIYORUM!*

"Yalı camii'de namaz kıldığınız yere bakıyorum sizi orada göremeyince duygulanıyorum gözyaşlarıma hakim olamıyorum diye duygulu bir mektup yazmıştım. Mektubu almış okumuş ve duygulanmıştı."

*ORDU'YA İZNE GELDİĞİNDE...*

"Ordu'ya izine geldiğinde bana buraya gel sen nasıl bir mektup yazdın? Kıymetli hocam özür dilerim galiba hata yaptım deyince hayır hayır çok duygulu bir mektup yazmışsın beni ağlattın, yarın ikindiye kadar kararını ver seni Sakarya Merkez Orhan camii'ne alıyorum dedi."

*SAKARYA'YA İZİN ÇIKMADI!*

"Ben de eşimle görüştüm razı olmadı bize Sakarya Merkez Camii de nasip olmadı."

*ONUN ZAMÂNI ÇOK FARKLIYDI*

"Onun zamanında cami görevlileri olarak birbirimize çok bağlıydık. Her ikindiden sonra yalı caminin önünde 30 ya da 40 görevli bir araya gelir, demlik çay yaptırır şahane bir sohbet yapardık."

*ZAMAN ZAMAN O DA KATILIRDI*

"Zaman zaman bu sohbetimize çok değerli müftümüz İsmet Selim hocam da katılırdı. Kimseye elini cebine attırmaz çay paralarını kendisi verirdi çok cömertti lokantada bile kimseye para ödetmezdi. Biz görevlilere gösterdiği hassasiyeti mutlak surette ailesine çocuklarına da gösterirdi."

*ANLATMAYA KİTAP YETMEZ!*

"İsmet Selim hocam hakkında bir kitap yazılsa o kitap onu tarif etmeye yetmez. Çok güzel bir sesi vardı tok sesi ile Kur'an okur insanların ruhuna dokunurdu. Muazzam bir hatipti alim ve Bilge olduğu vaazlarından hep ortaya çıkardı."

*HER DÖNEMDE KENDİNİ SEVDİRİRDİ*

"O yıllarda sık sık hükümetler değişirdi her dönemde kendini sevdirir, hiçbir parti ile kötü olmazdı. Mülki amir olan valilerle iyi bir diyalog kurardı. Ramazan aylarında mukabele orta camide öğle namazını müteakip, yalı camide ise İkindi namazını müteakip okunurdu."

*DUÂLARDA AĞLAR, AĞLATIRDI!*

"Arefe günü ya da bir gün önce duaları İsmet Selim hocam yapardı. Öyle bir dua yapardı ki duygulanmamak mümkün değil, kendisi ağlar ve tüm cemaati ağlatırdı."

*DİB'TE AĞIRLIĞI VARDI*

"Kendisi bir ilim aşığı idi. Diyanet işleri başkanlığında ayrı bir yeri vardı çok sevilirdi. Bir dediği iki olmazdı. Zamanın başkanı şu anda hayattadır Rabbim uzun ömürler versin Tayyar altı kulaç onu çok ama çok severdi."

*SAKARYA'DAN ADANA'YA*

"7 yıl Sakarya İl müftülüğü yaptıktan sonra Adana İl müftülüğüne tayin olmuştu. Adana depreminde çok korkmuş, kadere bakınız ki yıllar sonra 1999 yılında Marmara depreminde Sapanca gölü'nün kenarında kendi evinde kızı ile beraber enkaz altında kalarak hayata veda etmişti."

*ANKARA'YA GELEMEDEN GİTTİ*

"Eğer yaşasaydı Ankara il müftülüğüne tayini yapılmıştı. Yüce Rabbim eşine kızına ve kendisine gani gani rahmet eylesi eşi de kendi vefatından 23 gün önce Ordu'da trafik kazasında vefat etmişti."

*ORDU'DA 22 YIL!*

"Kırık dökük cümlelerimle Ordu ilinde 22 yıl müftülük yapan çok değerli saygıdeğer müftümüz İsmet Selim hocam hakkında gerçekleri yazmaya gayret ettim. Yüce Rabbim makamını cennet eylesin, nurlar içinde yatsın ruhu şad olsun..."

(Ordu Merkez Yenimahalle Camii emekli imam hatibi Yusuf KARATAŞ)

Son cümleden sonra Âmîn dedik ve altına şöyle bir yorum geçtik:

*YUSUF HOCAM; MÂŞÂLLÂH!*

Hocam; mâşâllâh. Ne güzel anlatmışsın. Böyle 10 tâne yazsan bir kitap olur. Senden bunu bekliyoruz. Bu senin himmet gördüğün insanlara ve yaşadığın topraklara bir vefâ borcundur.

*YAZI KÂBİLİYETİN DE SESİN GİBİ!*

Bu yazı gösteriyor ki senin en az sesin kadar gürül gürül bir yazı kabiliyetin var. Benzer hâtıra ve gözlemlerin, duygu ve düşüncelerinle berâber bir kitap oluşturmalısın.

*KİTABA ÂDETÂ MECBURSUN!*

Bu yazıdaki performansın seni buna mecbur ediyor. Bekliyoruz, kolay gelsin; Rabbimiz şimdiden sa'yinizi meşkûr eylesin; duâlarımız seninle muhterem hocam wes'selâm..."

*SİZLER NE BUYURURSUNUZ?*

Acabâ haklı mıyız? Sizler ne buyurursunuz değerli okurlar?

Bu sorularla berâber sizlere vedâ ederken, herkesin kendisi için olduğu kadar memleketi için de kabiliyet ve imkânınca yapacağı bir şey olduğunu düşünüp îfâya yönelmesi ve de muvaffak olması niyâzıyla

*DUÂYA DEVÂM, CÜMLEYE SELÂM*

Rabbimize yalvarıyor,

bu duygu ve düşüncelerle berâber cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

 

Anasayfa