İSLÂM ÜKELERİNİN BAŞINDA BULUNANLARA ÇAĞRI

NURİ KAHRAMAN2023-11-20 09:14:06

*EYYYYYYYYY... Tüm İslam ülkelerinin başında bulunanlar size sesleniyorum.

Bulunduğunuz yere nasıl geçmiş olursanız olun  size sesleniyorum ve diyorum ki, tarihin en kritik göreviyle, en ağır sorumluluğu ve ödeviyle karşı karşıyasınız. Bu görevi çoktan yerine getirmeniz lazımdı şimdiye kadar. Şimdi, hülûl etmiş vâdenin son deminin son demidir.

Bu görev nedir?

Bu görev, derhal bir araya gelip bir SAVUNMA ANLAŞMASI yapmanız ve bunu harfi harfine uygulamanızdır. Yani herhangi bir İslam ülkesine saldırı olursa, ona hep birden karşı koyma hususunda anlaşmak durumuyla karşı karşıyasınız.

Neden böyle bir anlaşmaya ihtiyaç vardır? Batı ülkeler gazze bahanesiyle, Körfez’in petrol bölgesini işgale başlamıştır..

birer bahane ile sizin ülkeleriniz de aynı batılı ülkelerin hava, deniz ve kara kuvvetlerinin saldırısına uğrayacaktır.  Tıpkı Endülüs’teki parçalanmadan sonra olduğu gibi. Bir beylik, İspanyolların vahşi saldırısına uğradığında öbürleri hareketsiz ve cansız, kurbanlık koyun gibi sıranın kendisine gelmesini bekliyordu.

Ülkelerinizi Bu gün aynı duruma düşürmeyiniz, tarihten ibret alınız, ey başkanlar, cumhurbaşkanları, krallar!

Siz böyle bir anlaşma girişiminde bulunduğunuzda, batılı ülkeler engel olmaya kalkışırlarsa, işte o vakit, böyle bir anlaşmanın zarureti çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktır.. Eğer onlar petrol bölgesinden sonra ülkelerimize saldıracaklarsa, bu savunma anlaşmasını yapmayıp ihmal etmemiz bize çok pahalıya mal olacaktır. Batılıların ülkelerimize saldırma niyetleri yoksa , böyle bir savunma anlaşmasından işkillenmemeleri gerekir. Bu savunma anlaşmasında, kim saldırırsa onunla savaşılacağı zikredileceğine göre, bundan gocunacak olanın niyeti kötü demektir. Kötü niyetli değillerse, böyle, bir savunmaya yönelik anlaşmayı desteklememeleri için bir sebep olmamalıdır.

Ey krallar, hükümdarlar, başkanlar, cumhurbaşkanları! Saniyelerin kıymetli anlarını yaşıyoruz. Vakit kaybetmeyiniz, bir araya geliniz, İslam ülkelerinin sigortası gibi, kutlu savunma anlaşmasını derhal imzalayınız.

Bunu yapmadığınız takdirde, talihsiz halkların çocukları, kıyamete kadar, tarihle birlikte bu ihmalinizi elbet hayırla yad etmeyeceklerdir.

Otuz senedir yazıyorum. Tüm eserlerimde Batı’nın bir gün gelip tüm petrol bölgesini işgal edeceğini, sonra teker teker öbür ülkeleri istilaya girişeceğini açık ve seçik bir şekilde yüzlerce kez yazdım. Bugün ne yazık ki, bu öngörüm tahakkuk etmeye başladı. Keşke yanılsaydım. Keşke yalancı çıksaydım!

 Şimdi de yakın gelecek için sizi uyarıyorum; harekete geçin, protokolleri bir kenara itin. Protokol, esasa engel olmamalıdır. Engel olursa zararlı olmuş demektir, onu çiğnemek gerekir. Evet, protokollerin, diplomatik geleneklerin mahkûmu olmayınız, hâkimi olunuz. Çünkü, bütün bunlar, halkların güveni içindir, yoksa o güveni sarsma pahasına muhafazası gerekli kurallar değildirler. Diplomatik kurallar, evrensel insan hakları ilkeleri değildir. Özgür yaşamak isteyen halkların başları olarak sizler, tüm kuralları bu açıdan görmeye ve değerlendirmeye mecbursunuz.

Hiçbir çağrı, hiçbir yazı, hiçbir mektup benim size yönettiğim bu çağrıdan daha açık yazılamaz.

Ben hatırlatma görevimi yerine getiriyorum. Eğer mümkün olsa ve bir etkisi bulunsa, her birinizi ziyaret edip bu anlaşma için sizi ikna etmek isterdim.

Fakat, heyhat ki, o güç ve imkânda değilim. Ancak, buradan seslenebilirim. Ve işte sesleniyorum.

Vakit kaybetmeden, İslam Birliği Sekretaryasını, gerçek, etkin, askeri, ekonomik ve kültürel bir Birliğe çeviriniz. En azından bir Savunma Paktı haline getiriniz.

Bunu yapmanız için kendi kendinizi aşmanız gerekiyorsa, aşınız, bir kerecik olsun aşınız; Allah için, din için, yurt ve milletlerimiz için kendinizi aşınız. Çünkü: biliniz ki, kim ne derse desin, Batılılarca ne kadar bölünmüş olursa olsun, yurt ve milletimiz, aslında birdir. Bu millet, yekpare bir millettir, bu yurt yekpare bir yurttur. Geçmişte böyleydi, gelecekte de böyle olacaktır. Bugünkü durum geçicidir, arızî bir fetret döneminden başka bir şey değildir.

Bakınız onlar her halükarda nasıl bir ve beraber oluyolar...

Her şeyi unutmuş olamazsınız.

Çocukluğunuzu gençliginizi hatırlayınız. Dedenizin, babanızın, annenizin, bu ülke gerçek düşünür ve şairlerinin, er ve erenlerinin size vasiyetlerini hatırlamıyor musunuz?

Bulunduğunuz mevkilerde ebedi kalacağınızı mı sanıyorsunuz?

Dost acı söyler. Biliniz ki, tarihin bu en korkunç anında gerekeni yerine getirmezseniz,sizden öncekiler gibi fırtınaların en şiddetlisiyle bulunduğunuz zirvelerden sizde yokluğun uçurumuna savrulup gideceksiniz.

Lütfen,lutfen,lutfen derhal hemen toplanıp anlaşınız.bir kerecik olsun kendinizi aşınız.

Birinci Dünya Savaşında, dinleri, milletleri, yurtları, dinimiz, milletimiz, yurtlarınîz uğruna canlarını veren, kanlarını kara toprağın içtiği, çöllerde ve gurbetlerde kalmış şehitleri hatırlayınız. Dökülen kanları ve gözyaşlarını hatırlayınız. Annelerin döktüğü gözyaşlarını hatırlayınız.

Birliğin bozulmasının üzerinden yüzyıl geçti. Ülkelerimizin kârı ne oldu? Bir parça geriye dönüp baksanız, bir savunma birliği kurmayı, bir hayat memat meselesi olarak görürsünüz.

Gözünüze Batılıların çektiği perdeyi yırtıp atmak için bir kerecik olsun kendinize geliniz... ey başkanlar, liderler, cumhurbaşkanları, krallar!

Allah ve Çağ, sizi hesaba çekmeden siz çağın hesabını yapınız.

Size, bir milyardan fazla  Müslüman’ın gönlüne tercüman olduğuma yürekten inanarak sesleniyorum. Vaktin kalmadığını, mukadder anın yaklaştığını haber veriyorum. siz de görüyosunuz aslında...

şimdi iktidarda olduğunuzdan sizi uyarmak bir görevdir.

Sizi uyarıyorum, şahıslarınızı ve şahıslarınız dışında tüm İslam dünyasını, büyük İslam milletini son kez uyarıyorum.. ne olur biraraya geliniz... Allah o zaman sizin yar ve yardımcınız olacaktır..."

*ÜSTÂD SEZÂİ KARAKOÇ'A RAHMET NİYÂZIYLA*

Ocak -1991 Diriliş Dergisi’nde bu bildiri yazıyı yayınlayıp tüm çağların İslâm ülke yöneticilerine ve bizlere seslenerek yol haritası çizen merhum Sezai KARAKOÇ üstâdımızı vefâtının sene-i devriyesinde minnetle anıyor, uyarıları, özellikle şu sıcak GAZZE SÜRECİ bağlamında hepimizce dikkâte alınması dileğiyle Mevlâ'mıza yalvarıyor, başta Filistin olmak üzere tüm Ümmet-i Muhammed'e yardımcı olması niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

 

Anasayfa