Laiklik asla, Din karşıtlığı ya da Dinsizlik değildir. Laiklik, bütün Dinleri, Mezhepleri ve Ateistler de dahil her türlü inancı ve inançsızları koruyan bir devlet ilkesidir.. Demokratik Devlet, bütün vatandaşlarına, Din, Mezhep, Irk, Dil, Cinsiyet farkı olmaksızın eşit davranmak zorundadır. Ve işte bu eşitlik ancak laiklik ilkesi ile sağlanabilir..
Laikliği saptırmak isteyenler, “Birey laik olmaz, devlet laik olur” diye yanlış bir iddiayı da öne sürerler. Oysa laik devletten yana olan her birey laik kabul edilir.
Örneğin, bir Budist, bir Yahudi, bir Hıristiyan bir Müslüman, ya da bir ateist devletin laik olmasından yanaysa, laik kabul edilir...Pek çok inanç sahibi olan dindar kişi, laik devletten yana oldukları için laiktir…
Yani,
Büyük Atatürk’ün dediği gibi ; ‘’Laiklik, sadece din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların Vicdan, İbadet ve Din Özgürlüğü demektir..’’ Laik devletin, din ve devlet işlerini ayırmasının yanında şu iki önemli görevi daha vardır:
Birinci olarak, çoğunlukta olan inanç sahiplerinin, bu inançta olmayan vatandaşlara baskı yapmasını engellemekle, bütün inanç sahiplerini ve elbette inançsızları da "Çoğunluğun baskısına rağmen korumak’",
İkinci olarak da, Allah adına, Peygamber adına, Din adına, Piskoposlar, Papazlar, Rahipler, Şeyhler, Şıhlar, Mollalar, Hocalar tarafından, insanlara inançlarını nasıl yaşayacaklarına, özel yaşamlarını nasıl
düzenleyeceklerine ilişkin "Baskı yapılmasını önlemek.." Yaşasın LAİKLİK ve Yaşasın CUMHURİYET..!