TÂRİH, (FETÖ), FERÂSET; İMAM-HATİP, DİN-DİYÂNET...

NURİ KAHRAMAN2023-09-25 09:32:56

 

Çağın getirdiği gelişmelerden herkes nasîbini alıyor. Kimsenin bundan ârî kalması mümkün değil. Din konuları da öyle. Bir özgürlük furyasıyla herkesin söylediği herşey gündeme geliyor yahut ta özellikle gündeme getirilerek ortalıkta bir fikir buhranı ya da kafa karışıklığı oluşturuluyor. Osmanlı döneminde tarikat şeyhi bile devletin bilgisi, kontrolü ve onayıyla değişiyordu. Sonuçta bugünün diyâneti gibi resmî bir kurum hüviyetindeydi. Şimdi günümüzde herkes herşeyi yapabiliyor. Herkes istediği derneği, Vakfı, istediği isimle kurabiliyor. Dolayısıyla, ortalığı karıştırmak isteyenler için ortam çok müsâit.

Bu hengâmede din gibi ulvî bir kurum en çok kullanılan unsurlardan oluyor. Tüm bu başıbozukluklardan en çok yara alan, niyeti bozukların din kisvesiyle oluşturduğu kimi tüzel kişilikler üzerinden yaptıkları tahrîfat ve tahrîbatlar oluyor.

Sözü uzatmadan, tüm bu hercümerç içerisinde  her şeye rağmen ehl-i sünnet ve de yerlilik bağlamında güvenilecek müesseseler İmam-Hatip Okulları ve Diyânettir. Herkesi dinleyebilirsiniz ama son sözü bu müesseselere bırakmak gerekir. Aksi takdirde her kafadan çıkan sese kulak verirsek kendimizi nerede bulacağımızı kimse kestiremez.

Sözün özü; bugün hiç bir bahâneye sığınma lüksümüz yok. İşte Diyânet. İmam-Hatip temelinden yükselen ve tamâmen yerli, başka ajandası olmayan bu müesseseye güvenmek en güvenli olanı ve de akıllıcası.   Yoksa o öyle diyor, bu böyle diyor; doğrusu hangisi?

Diyâneti bu konuda belirleyici görmek en mâkul ve mantıklı yoldur. Aksi takdirde daha çok dindar olacağız derken hem vasat ümmetin orta yolu ve en geniş caddesi olan  ehl-i sünnetin çizgisinden çıkmış, hem de daha iyisini biliyoruz  zannettiğimiz din binamızı yıkmış, milletimiz ve memleketimiz ve de Ümmet-i Muhammed'in menfaatine ters düşmüş, hem dünyevi hem de uhrevî anlamda kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. İmam-Hatip misyonu ve Diyânet tarikat ve cemaatler üstü çatı kuruluşlarımız olup söz ve kararda ortak noktamız, bu bağlamda en güvenilir müesseselerimizdir. Olaya böyle bakmak lâzım

İşte tam da bunu bize en çarpıcı gerekçe ve örnekleriyle anlatan bir yaklaşım ve de paylaşım; buyrun:

*YA  F.GÜLEN  (FETÖ) 2012 DE  ÖLSEYDİ*

"Bunu hiç düşündünüz mü?

Fetullah Gülen 2012 yılında ölseydi, nasıl bir süreç yaşardık?

Neler yaşayacağımızı kısaca özetleyeyim size:

Önce ‘Alimin ölümü alemin ölümü’ diye yazılar yazacaktı birçok yazar. Yurt dışında gurbette öldüğü için, çileli hayat çileli ölüm hikayeleri anlatılacaktı.

Cenazesi Türkiye’ye getirilecek; büyük Alimlerin defnedildiği büyük Camilerden birisinin Haziresine defnedilecekti. “Cenaze namazında mahşeri bir kalabalık vardı” diye gazetelerde manşetler atılacaktı. Günlerce kendisiyle ilgili hatıralarını yazacaktı birileri.

Fetullah Gülen (FETÖ)2012 yılında ölseydi, büyük bir İslam Alimi muamelesi görecek, kabri kutsanacak, belki kendisi için yeşil kubbeli bir türbe bile yapılacaktı. Kendisi adına bir Üniversite açılacak ve sempozyumlarla anılacaktı.

Ölümünden birkaç yıl sonra yayınlanacak bazı kitaplarda, Fetullah Gülen’in (FETÖ) kerametleri (!) anlatılacak hatta kendisinden bahsederken Sahibüzzaman Muhterem Fetullah Gülen Hocaefendi Hazretleri Kuddisu Sirruhu diye yazılacaktı. Birkaç yüzyıl sonra mezarına çaput bile bağlanmaya başlanacaktı.

Ölmeden önce nasıl bir hain olduğu deşifre oldu da, bu süreci yaşamadık elhamdülillah.

Fetullah Gülen (FETO) ölmeden önce deşifre olduğu için böyle bir süreç yaşamadık. Ya deşifre olmadan ölenler varsa?

Sadece Fetullah Gülen (FETÖ) değil ki milletimizin aldandığı. 1980’li yılların en güçlü cemaati İhlas grubuydu. *TGRT ilk açıldığı yıllarda,* Kuran tilaveti ile yayına başlayıp Kur’an tilaveti ile yayınlarını bitiriyordu. Kuran okutarak televizyon açılışı yapan kanal sahipleri “Gör bak neler olacak” diyerek, nerdeyse dansöz oynatacak duruma gelince, millet uyandı. Dansöz oynatacak duruma gelmeden ölseydi liderleri, büyük bir İslam Alimi muamelesi görecekti.

1990’lı yıllarda *Harun Yahya* furyası esti Türkiye’de. Bizim İslamcı gazete ve dergilerimizin tamamı sayfa sayfa reklamlarını yapıp kitaplarını ve CD’lerini dağıttılar. İslam’a en büyük hizmeti yapan grup diye pazarlandı. Kendi kurduğu televizyon kanalında transparan kıyafetli kadınlara göbek attırıp “İnşallah! Maşallah!” demeye başlamadan ölseydi, büyük bir dava adamı sanılarak gömülecekti.

İslam coğrafyasında, özellikle Türkiye’de yüzlerce Fetullah Gülen (FETÖ) gibi özel yetiştirilmiş ajanlar var. Biraz tarih okuyanlar *Hampher, Lawrence, Topal Molla gibi* geçmiş yüzyılların Alim sanılan hainlerini bilirler. Daha yakın tarihlerde Irak ordusunu ABD’ye teslim eden Paralel Subayların *Kesnizani Tarikatını* ve yeni yaşanan Pakistan Halk Hareketi lideri *Tahir-ul Kadri* olayını unutmayın.

Deşifre olanlar hain, deşifre olmayanlar Alim sıfatı ile gömülüyor. Deşifre olmayanların türbesi bile yapılıyor. Deşifre olmadan ölen hainler, kahraman olarak anılır...

Türkiye'de deşifre olmadan ölmüş, milleti, F.Gülen (FETÖ) gibi vaaz ve kitaplarıyla zehirlemiş, Alim sandığımız kaç hain var acaba? Asrın en büyük Alimi veya üstad sandığımız bazılarının, kabirlerinin bile *gizlice Vatikan’a götürüldüğünü* dinlediğimde çok şaşırmıştım. İnşallah onlarda en kısa zamanda deşifre olur.

Uyanın ve gençleri uyarın…

Enerjimizi çalıyorlar. Paramızı alıyorlar. Daha önemlisi gençlerimizi kandırıp kullanıyorlar. *“Nur”* deyip kandırıyorlar. *“Işık”* deyip kullanıyorlar. *“Yaratılış”* deyip oyalıyorlar. *“Altın Nesil”* deyip hain yetiştiriyorlar. Biz uyanıp uyandırmazsak kandırmaya, kullanmaya, oyalamaya devam edecekler.

Çocuklarınızı, öğrencilerinizi uyarın. Gençlere sahip çıkın. İsminin başına *“muhterem”* sonuna *“hocaefendi”* yazan herkesin peşine takılmayı bırakın. Her sakallıyı *“hoca”* sanmaktan vazgeçin. Kuran’dan başka kusursuz kitap, Peygamberimizden başka mutlak lider olmadığını gençlere anlatın.

Bizim, bir nesil daha kaybetmeye zamanımız yok."

*Dr. İbrahim Kahraman*

(Aydınlar ocağı eski başkanı)

İnşâllâh ne millet ne de ümmet olarak böyle bâdirelere düşmemek, Efendimiz SAV in murat ettiği, ferâsetinden korkulan mü'minler olarak bir delikten tekrar ısırılmamak, yakın-uzak bütün tarihimizden örnek almayı başarmayı lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

Anasayfa