ÇANAKKALE GÜNLÜĞÜ-4

NURİ KAHRAMAN2023-09-23 09:47:40

(FERİBOT, KARŞIYAKA; ECE GÂZİ, ECEABAT)

 

16 Eylül Cumartesi için ajandamıza düştüğümüz kısa not şöyle:

*GÜZEL GEZİ, BURUK VEDÂ*

"Öğlede Necippaşa Câmii'nde Sâlim'le buluşup oradan feribotla ECEABAT'a geçtik. Şehri turladık. İkindiyi ŞEHİTLER CÂMİİ'nde kıldık. Sonra târihî olduğunu öğrendiğimiz MERKEZ CÂMİİ tarafına geçtik. Saat 18.oo feribotuyla dönüp kordon turu ve namazlarla berâber, iki vaktin arası oğlumuz bize yemek ikrâm etti. Sonra misâfirhâneye kadar gelip burada duâlarla vedâlaştık. Rabbimiz ona dünyevî-uhrevî her türlü güzellikleri lûtfeylesin. ÂMÎN..."

*DÜNYÂ BURAĞI, HAMD SANCAĞI*

Evet; notlar böyle. Vedâlaşma dedik ya, aynen öyle. Biz sabah erken yola çıkacağız. O burada kalacak. Pazartesi vâlilikteki  teftiş stajı görevine kaldığı yerden devam edecek. Rabbimiz muvaffak kılsın. İşinin hakkını verme, milletine karşı görevini lâyıkıyla ve liyâkatla yapma cehd, azim ve gayretiyle berâber hem kendisi, hem âilesi, hem de aziz şehitler adına güzel işlere, hayırlı icraatlara imza atma, dünyâda da âhirette de yüz ağartacak güzelliklere vesîle olacak sâlih netîceler ihrâz etmeyi ve hep birlikte bu diyârın şehit, gâzi ve sâlihleri ve de cümle sevdiklerimizle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda, HAMD SANCAĞI altında buluşmayı nasîp buyursun. ÂMÎN...

*ÇOK GÜZEL BİR GÜNDÜ*

Bu son günümüzü biraz daha açayım. Çok güzel bir gündü. Mis gibi bir hava. Necippaşa'dan İskeleye kadar boğaz havasını teneffüs ede ede ve de şehirle boğazın, karşı Avrupa yakasının manzarasını seyrede ede yürüdük.

*FERİBOT NOSTALJİSİ*

İstanbul'da okuduğumuz yıllarda çok binmiştik. Hattâ 74'de boğaz köprüsü açılmadan önce yolcu otobüsleri dâhil tüm vâsıtalar da araba vapurları da dediğimiz bu feribotlarla karşıya geçiyorlardı. Şimdi kaç tane köprü var. Feribot nostaljiye kaldı. Bugün bunu yaşamış olduk tekrardan.

*NEYE NİYET, NEYE KISMET?*

Bir de, buraya kadar gelmişken karşıya geçmemek bir ukde olarak kalırdı içimizde. Kaldı ki, Çanakkale’ye ilk niyet kurduğumuzda hedef GÖKÇEADA idi. Çünkü oğlumuzun ilk gönderilişi oraya idi. Biz fındığı halledip hazırlanana kadar 2.hafta onu ÇAN'a verdiler. Bu hafta da merkezde. Niyet kurduğumuz GÖKÇEADA yolculuğu çift feribotu gerektiren 3 saate yakın bir süreyi, dolayısıyla dönüşüyle berâber yorucu bir süreci gerektirdiği için ECEABAT'la yetindik.

*ŞEHİTLER'DEN ECE GÂZÎ'YE*

ECEABAT'ta iskelede inince hemen karşımızdaki câmiye geçtik. Namaz olmak üzere. Hoca orda. Mikrofon da köşede hazır. Selâm verip kendimi tanıttım. Ezan okumak istediğimi söyledim. Meğer merkezî ezan diğer câmideymiş. Emre ÇELİK Hoca Vezirköprü'lü, hâfız. Ama İstanbul'a yerleşmiş bir âile imişler.

*CÂMİDE CIVIL CIVIL ÇOCUKLAR*

Namazdan sonra ECE GÂZÎ CÂMİİ de denen MERKEZ CÂMİ'ye de geçtik. Müftülükle yanyana.

Câmiye girdik. Genellikle TAHİYYETÜL'MESCİD (Mescidi Selâmlama) namazı kılıyoruz ama, sanırım burada da kıldık. Fotoğraf falan çekerken bir çocuk grubu girdi içeri. Bunlar sorup öğrendiğim kadarıyla Ramazan ve yaz kursları bağlamında câmide sıcaklık bulup buraya alışmış, oyun gibi, gezi gibi gelen çocuklar. Bunu sağlayan hoca kardeşlerimizden Allâh CC râzı olsun.

*İSİMLERİ DE GÜZEL*

Hepsi de buralı olduklarını söylediler. Birisi biz Mardinliyiz dedi. Benim anladığım bunlar ülkenin çeşitli yerlerinden gelip buraya yerleşmiş âilelerin çocukları. Rabbimiz cümlesini de âilesi ve de vatanları için hayırlı evlat eylesin. Âmîn...

İsimleri şöyle; İbrâhim, İsmail, Âzad, Genco, Mahmud, Kaan, Ayaz.

*TAMÂMEN TURİSTİK MERKEZ*

Evet böyle. Dönüşte, daha feribottayken gördüğüm iki minâreyi daha önce gittiğimiz TIFLI ve FÂTİH Câmileri sanmıştık. Oraya doğru yönlendiğimizde buranın asıl turistik merkez olup farklı bir yer olduğunu hemen anladık. Kitap evleri, sanat galerileri, müze, sokak çalgıcıları, müzisyenler diyelim de daha kibar olsun.

*TAVİL(uzun) AHMET AĞA*

Câmiye ulaştığımızda baktık yaygın adıyla YALI CÂMİ yazıyor. Asıl ismini içerde okuyoruz altında açıklamalarla berâber; TAVİL AHMET AĞA (Yalı) CÂMİİ.

Gerek bu câmi gerekse önceden adını zikrettiklerimize dâir bilgi apayrı bir konu. Onlara giremiyoruz. Hepsine ayrı yazı gerekir. Lâkin biz onları fotoğraflarıyla berâber Facebook'ta MİNÂRELERİMİZ adlı grupta tek tek paylaştık, paylaşıyoruz. Ayrıca, isimlerini verdiğimiz bu câmilere âit bilgilere İnternetten ulaşmak mümkün mâlum olduğu üzere.

*BELKİ BİR YAZI DAHA*

Evet; belki bir genel değerlendirme yazısı daha yazabiliriz. Bugünlük te son olarak dönüşümüzü özetleyip vedâ edelim.

*ÇANAKKALE'DEN ANKARA'YA*

Pazar sabahı havaalanına geçtik. Orada bizi hanımın yeğenigil aldılar. Akşam uçağına kadar orada misâfir olduk. Fâtih EMRE ve annesi Kübra Hanım, babası Mustafa Bey yeğenlerimiz bizimle çok ilgilendiler sağolsunlar. Ziyaretimiz çok iyi oldu. Dâmat Bey de çok birikimli, hoş sohbet mâşâllâh. Rabbimiz râzı olduğu, olacağı kullar arasına katarak istikâmet üzere hayırlı, uzun ömürler, âilece sonsuz saâdetler lûtfeylesin. Âmîn... Sonra da hava alanına bıraktılar.

*VE DE; VER ELİNİ ORDU!*

Oradan da 1 saat civârında bir rötar sonrası 22.30'a doğru GÜLYALI'ya indik.

Evet; çok güzel bir sefer ve yolculuğun ardından 23'te Akyazı Mahallemizde, evimizdeydik.

*6 GÜNLÜK SEFER*

Böylelikle 2 günü yolda olmak üzere 6 günlük Çanakkale seferimiz huzurla, mutlulukla, selâmet ve her anlamda maddî-mânevî bol istifâdelerle berâber nihâyete ermiş oldu.

*YOLLAR GEÇİCİ, DOSTLUKLAR KALICI*

Ama kazanımlarımız ve pekiştirdiğimiz yakınlık, tanış ve biliş olmaklık ve dostluklarımız ömür boyu devâm edecek inşâllâh.

*KARDEŞLİK GÜZEL, DUÂLAR BÂKÎ*

Bu duygu ve düşüncelerle bugünlük te vedâ ederken cümleye bu yalan dünyâda her iki dünyâmıza da fayda sağlayacak sâlih dostluklar, akrabalık ve arkadaşlıklar, onlarla berâber idrâk edilecek sonsuz saâdet dilekleriyle sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

Anasayfa