ÇANAKKALE GÜNLÜĞÜ-3 (MERKEZDEN EZİNEYE; İKİ SILA, BİR CUMÂ)

NURİ KAHRAMAN2023-09-22 09:18:04

 

Dün nerde kalmıştık; tabîi ki söz uzayınca dünde kalmıştık! Ne diyor Malcom X; "Seyahat insanın dünyâsını genişletir." Çok doğru bir söz. ÇANAKKALE yazımızı bir gün olmasa da iki günde özetlemeyi düşünürken bu 3. yazımız.

*DÜNYÂ GENİŞLİYOR, HİKÂYE TAŞIYOR*

Onun için dünkü yazıda dünü toparlayamadık. Gezdikçe ufuklar, gözlemler ve izlenimler artıyor, sözde de geçtiği gibi "dünyâ genişliyor" anlatılacak şeyler çoğalıyor, sözler köşelerden ve de günlerden yarınlara taşıyor.

*GURBETTE SILA-I RAHİM*

Evet, dün nerde kalmıştık; misâfirliğe gideceğiz ya bizi burdan alacaklar. Dâmat Bey tam saatinde geldi. Kendisi dayı kızımızın dâmâdı. Trabzonlu. Burada çalışıyor. Düğünleri pandemiye denk geldiğinden, gelin kızımız kızlarımızla ötedenberi iyi görüşüp sık sık bir araya gelmelerine rağmen, bizim dâmatla tanışmamız bugüne ve Çanakkale'ye nasîp oldu.

*BARIŞIN KENTİ!...*

Adı Barış. Tevâfukan bu şehre de BARIŞIN KENTİ diye slogan belirlemişler. Her yerde yazıyor.

Meğer evleri bizim hemen üst yanımızda 5 dakikalık bir  yürüme mesâfesindeymiş.

*ŞEHİTLER CÂMİİ *

Onun hemen yanında bir câmi var; adı tahmin ettiğim gibi ŞEHİTLER CÂMİİ imiş.

Tahmin ettiğim diyorum; çünkü müftülükte merkezî ezanın nerde okunduğunu sorunca ŞEHİTLER CÂMİİ demişlerdi. Burayı biraz sâhilden yüksek görünce buranın olabileceğini tahmin ettik. Çünkü ses verici için böyle her tarafa hâkim yüksek yerleri seçiyorlar tabiatıyla.

*BİR TATLI OOOLUŞŞ!*

Eve girer girmez bir tatlı çocuk karşıladı bizi ve hemen;

- Sizin ooluşunuz nerde? diye sordu. Meğer evde ona öyle hitap ediyorlarmış bizde de olduğu gibi. Ona demişlerki misâfir geliyor; anne-baba var, bir de yanlarında oooluşları diye. Çocuk ta hemen onu sordu. Oooluş deyince o da kendisi gibi küçük sandı herhâlde.

*DIŞARDA SILA DAHA BİR GÜZEL!*

Her neyse, ayrıntıya girmeyelim; ama tââ buralarda buluşup görüşmenin, hattâ tanışmanın ayrı bir güzelliği var. Mâşâllâh çok iyi bir âile olmuşlar. İnsan böyle âileleri görünce ülkenin geleceği adına seviniyor.

*TEMEL ÂİLE, AKSİ GÂİLE!*

Mâlum milletin temeli âiledir. Bu müessesenin son dönemlerde çok yara aldığı ve bunun genel savrulmalara sebebiyet verdiği hepimizin mâlumu. Rabbimiz böyle güzel, uyumlu âilelerimizin sayısını çoğaltsın... Âmin...

*İNSİCAM, ANLAYIŞ, İLGİ*

Hele çocuk, mâşâllâh bıcır bıcır. Ne diller var. Bizimle ne güzel muhabbetler kurdu. Annenin çocuk gelişimi uzmanlığının da payı olduğu muhakkak ama daha çok âiledeki insicam, ilgi, anlayış ve mutluluğun eseri bu. Rabbimiz ziyâdeleştirsin. Kem nazarlardan saklasın. Cümle gençlerimiz ve âile yuvalarını her türlü fitne, fesat ve nifaklardan korusun.

*ÂLP ÇOCUK ÇOK CİVELEK*

Ajandaya, bu ziyâretle alâkalı düştüğümüz notla bu mevzûyu kapatalım inşâllâh:

"Akşam Sinem-Barış Âilesi'nde misâfirdik. Çok çok güzel oldu Elhamdülillâh. Hele ÂLP BEBEK; soyadı gibi tatlı ve de CİVELEK Mâşâllâh."

*DÎNİN EMRİ, MUTLULUĞUN  ÖMRÜ*

Tabiî burada dînimizin emri sıla-i rahmin güzelliklerini birebir yaşıyoruz. Bu hem dünyevî bir mutluluk hem de uhrevî bir kazanç.

Bu konu da refahın artması, bu bağlamda yarış, nispet ve de imkânların çoğalması, dolayısıyla kimsenin birbirine ihtiyaç durumu da azalınca selâm vermeye bile tenezzül etmeme hâletleri yaygınlaşır oldu. Bu da savrulmanın bir başka boyutu.

*DİN BÜYÜK NÎMET, HER EMRİ HİKMET*

Dînimizin her emrinde hikmet var. Bunu görmemek mümkün değil. Rabbimiz görenlerden ve hep farkında gibi davrananlardan eylesin cümlemizi. Âmîn...

Hiç gitmeyin, burada kalabilirsiniz dediler.

*TEŞEKKÜRLERLE VEDÂ*

Teşekkür edip vedâ zamânı gelince de Barış Bey bizi tekrar misâfirhânemize bıraktı sağolsun. Bu arada, Ordu'ya döneceğimiz sabah havalimanına biz götürelim, haber verin teklifinde de bulundular. Çok sağolsunlar. Allâh CC râzı olsun. Rabbimiz yavrularının güzrl günlerini göstersin, mutluluklarını sonsuzlaştırsın. Âmîn...

*SABAH EZİNE DURAĞI*

Sabah Ezine yolcusuyuz. Dünden belirlediğimiz durağa geldik. Burası İzmir yolu güzergâhı. Fazla beklemeden önünde Ezine yazan uzun minibüs geldi. Yol 45 km. yazdı. Ücret kişi başı 75 TL. Ankara'da Esenboğa'dan merkeze Bel-Ko HAVAŞ kişi başı 65 TL idi. Yol yarısı kadar olduğu hâlde. Tabiî havalimanlarının târifesi farklı oluyor mâlum.

*BU DEFÂ HANIM TARAFI*

Bu sefer de hanım tarafına sıla-i rahimdeyiz. Muallâ Hanım amca kızımız. Eşi Mahmut Beyle berâber bizi Otogar'dan aldılar. Evleri hemen yakındaymış. Sağolsunlar; mükellef bir hazırlık yapmışlar.

*ZEYTİN MANZARALI KAHVALTI*

En güzel tarafı da yiyeceklerin çoğunun yerli ürün olması. Burada ziraat ve hayvancılık yaygın. Zeytinlikler, peynir fabrikaları, süt ürünleri eksenli işletmeler çoğunlukta.

En orijinâli de, zeytinini yediğimiz ağacın manzarası altında kahvaltı etmemizdi.

*15 BİN NÜFUS, 9 CÂMİ*

Kahvaltı sonrası Mahmut Bey'le dışarı çıktık. Önce müftülüğe uğradık. Müftü Mustafa ARDA Bey'le tanıştık. Onun anlatmasına göre burası 15 bin nüfuslu bir yer. Bir o kadar nüfus ta köylerde varmış. Orta bir kasaba yâni.

*ÖLÇÜ; BİN KİŞİYE BİR CÂMİDİR*

9 câmi varmış merkezde. Müftü Bey; her 1000 kişiye bir câmi ölçüsüne göre bunun az olduğunu, daha önce görev yaptığı Hisarcık'ta 5 bin nüfus 9 câmi olduğunu söylüyor. TUNCELİ Çemişgezek'te bile 4 bin nüfusa 4 câmi vardı diyor.

*ORDU TUNCELİ'DEN ÖNDE!*

Ben de bu arada Gülyalı ilçemizde sâdece 1, Ulubey'imizde 2 câmi, 200 binlik Ordu merkezde mescidlerle berâber bu sayının 50'yi bile bulmayacağını hatırlıyor, müftü beyin Çemişgezek örneğinden sonra Ordu'nun Tunceli'den sonra 2.sıra olduğu söyleminden vaz geçip

*HATTÂ AÇIK ARA ŞAMPİYON!*

Güzel Ordumuzu câmi sevmezlik değerlendirmesinde 1.sıraya alıp şampiyonluğu veriyorum!

*ORDU; BATI'DAN DA BATI!*

Buraları batı diyoruz ama câmi açısından biz daha batıyız Ordu olarak maalesef.

Müftü Mustafa ARDA Bey câmide sohbet teklifinde de bulundu. Teşekkür ettik. Kendisi Bursa İlâhiyat mezunu. En don epey sohbet ve muhabbetin ardından cumâ salâsıyla berâber ayrıldık.

Mahmut Bey bizi târihî câmilere götürdü. SEFERŞAH'tan sonra ZEYTİNLİ, oradan da tâmiratta olan ULU CÂMİ'ye geçtik. Fotoğraflar çektik.

*ULU CÂMİ, MERKEZÎ EZAN*

Vakit yaklaşınca merkezî ezanın okunduğu MERKEZ CÂMİ'ye geldik. Sağolsunlar ezanı okumak nasîp oldu. Efendimiz SAV buyuruyor ya ezanı duyan herkes ve dağ-taş herşey okuyanın şehâdetlerine, yâni müslümanlığına şehâdet edecek diye; çok şükür orada da bir sürü şâhitlerimiz var artık. Elhamdülillâh. Vesîle olanlara tekrar teşekkür ediyorum. Allâh CC râzı olsun... Âmîn...

*ÇARŞI, ÇAY, DONDURMA, VEDÂ*

Namazdan sonra hep berâber âilece şöyle bir çarşı turu, çay ve en son nefis bir dondurma ikrâmının ardından 15.20 îtibârıyle Sakaryalı KÖROĞLU âilesiyle teşekkürlerle vedâlaşıyoruz. ÇOMÜ Araştırma'da inip oradan belediye otobüsüyle devamla 16.30'da misâfirhâneye ulaşıyoruz.

*MERKEZ ÜSSÜ; NECİPPAŞA*

Birazdan ikindide Necippaşa Câmii'nde buluşup namaz sonrası kordon boyu yürüyüş yapıp birlikte yemek yiyip namazlarımızı edâdan sonra ayrılıp herkes kaldığı yere istirâhate geçecek.

Nitekim öyle de oldu. Yarın tâtil. Öbür gün Ordu'ya dönüş. Niyetimiz yarın hep birlikte feribotla karşıya geçmek. Bakalım nereye?

*YÂ NASÎP; İNŞÂLLÂH*

Yâ nasîp diyor, tekrar görüşmek ve o günü de kısaca yazabilmek dileğiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

 

Geldiğimiz gibi giderken de zeytinlikler arasından geçerek geldiğimiz noktaya ulaşıyoruz.

 

Anasayfa