FARKIN FARKINDA YAŞAMAK...

NURİ KAHRAMAN2023-08-18 20:45:24

 

Öylesine yaşayıp gidiyoruz sanki. Öyle ya; nereye gidiyoruz? Hem, nereden geldik ve de niçin geldik? Neciyiz bu fânî dünyâda?

Varlıklar içinde insanın farkı ve konumu ne? Ya da insanlar içinde müdlümanların; Yâni Ümmet-i Muhammed'in?

*GÖNÜL SAZI, DÜNYÂ BAZI!*

Bu sorular uzar gider. Lâkin farkı düşünmek gerek ki; dünyânın dönen çarkına dahlimiz olsun. Hem kendi yaşantımız, hem çevremiz hem de ülke ve dünyâ bazında hepimizin hayrı meyânında bir niyet ve gayretimiz bulunsun.

*SÖZ UZAR, ÖMÜR KISALIR!*

Sözü uzatmadan; bir şeyleri fark etme adına paylaşacağımız metinlere geçelim. Dînin direği namaz bağlamında, bizim de kişiliğimizi, farkımızı, özgüvenimizi hissettirecek bir tespitle başlayıp oradan devam edelim:

*DÎNİN DİREĞİ; MÜ'MİN'İN YÜREĞİ*

Günde beş vakit namaz kılanların, tahiyatta selam vermeden önce anne ve babasıyla birlikte bütün müminlerin bağışlanması için İbrahim suresiyle Allah'a defalarca şöyle dua ettiğini biliyor muydunuz?

*ANAM, BABAM, İNANANLAR*

 “Rabbimiz! Hesap gününde, beni, ana, babamı ve inananları bağışla."

Anne ve babasına, bütün müminlere karşı bu muhteşem merhamet ve sevginin kaynağını, kulluk şuurunu idrak edebilenlere ne mutlu!"

*ALLÂH'A BİNLERCE HAMD OLSUN!*

Merhamet duygusuyla birlikte sevgimizi duaya dönüştürüp kulluğa vesile kılan Rahman ve Rahim olan Allah'a binlerce hamd olsun..."

(Ahmet SEZGİN)

 *NEYİ KAYBETTİĞİNİZİ HATIRLAYIN!*

Ahlak yoksa, namaz yoksa, haram-helal hassasiyeti yoksa, kul ve kamu hakkı bilinci yoksa, ana-babaya hürmet, eşe nezaket yoksa, dili gıybet ve iftiradan, gözü haramdan, kalbi hasetten, mideyi haksız kazançtan, cebi faizden korumak yoksa, hangi partiden, cemaatten ve tarîkatten olursanız olun sonuçta kaybedenlerden olacağınızı asla unutmayın!

*FARKINDASIZ; FAYDASIZ!*

Çünkü yaşanmayan ve yalnızca ideolojik bir mensubiyete dönüşen bir inancın ne bu dünya da ne de ahirette size hiçbir faydası olamaz…

*KÂLBİNİZE SÂHİP ÇIKIN!*

Kalbinize vakit ayırın!

Uzun süredir namazlarınızdan tat alamıyorsanız, okuduğunuz Kur’an kalbinize etki etmiyorsa, şöyle gönülden bir dua yapamıyorsanız, dinlediğiniz sohbetler ve nasihatler kulaklarınızı aşıp da bir türlü kalbinize ulaşamıyorsa ya ruhunuzu ihmal ediyorsunuz ya da ibadetin ruhunu kaybetmişsiniz demektir.

*ZİKİR, NAMAZ, KUR'AN*

Hasan el-Basri diyor ki; “Üç şeyde tadı kaybedene kapı kapalıdır: zikirde, namazda ve Kur’an tilavetinde.” O halde kapıyı açmak için çabalayın!

(Abdülaziz KIRANŞAL)

*HİKMET GONCALARI*

Kendine HAK gördüğünü

Başkasına ÇOK görme!...

*   *   *   *   *   *   *

"Bütün mü’minler kardeştir; öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’a gönülden saygı besleyip, O’na karşı gelmekten sakının ki O’nun rahmetine erişesiniz...

(Hucurât suresi:10.Ayet)

*FAKİRLİKTEN KORKTUĞU KADAR!*

Zavallı insanoğlu; eğer fakirlikten korktuğu kadar

cehennemden de korksa,

ikisinden de kurtulurdu...

(İmam-ı GAZÂLÎ)

*BİR’DEN GELİR, BİR'E GİDERİZ*

Yolcuyuz yoldayız.

Ama yolun neresindeyiz bilmeyiz,

Bir’den gelir, yine bir’e gideriz.

(Yunus EMRE)

*ZAMAN KONUŞACAK OLSA...

Zamana kusuru buluruz oysa;

Zaman konuşacak olsa utanırız!

(İmam-ı ŞÂFİÎ)

*YOKSULLUK MU, APTALLIK MI?*

Yoksulluktan utanmak

aptallıktır; aptallıktan utanın!...

(DOSTOYEVSKİ)

*DEĞERİMİZİ KİM BELİRLER?*

Değerli dostlar; unutmayınız ki insan kendi değerini kendisi belirler. Siz kendi değerinizin farkında olun ve ona devamlı değer katmaya çalışın. Hattâ, başkalarının değersizliğini konuşmak da bize değer katmaz. Aksine değerden düşürür.

Hani ne derler; Hak bellediğin yolda yalnız fa kalsan yürüyeceksin. İşte değer de, asâlet de, zenginlik ve de mutluluk ta budur.

Cenâb-ı Hakk'tan niyâzımız, bizleri HAKKI HAK BİLİP HAKK'A İTTİBÂ, BÂTILI BÂTIL BİLİP BÂTILDAN İCTİNÂB hassâsiyeti ile yaşayıp bunda lûtfuyla muvaffak kılınanlardan eylemesi,  sevdiklerine katarak sevdiklerimizle Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşturması...

Selâm olsun gönlü güzel insanlara,

Her şeyi Allah için yapanlara,

Birbirlerini Allah için

sevenlere...

Hasadınız kolay, harmanınız bereketli, hayırlarınızı yazan melekleriniz hareketli olsun.

*FINDIK BAHÇELERİNDEN TEFEKKÜR BAHÇELERİNE*

Fındık bahçelerinden cümleye sevgiler-saygılar; âhiretimiz de böyle ağaçlı, yapraklı, meyveli, çiçekli olsun. Belki zaman   daralıyoruz ama, dünyânın yeşilsiz diyârlarını, çölleri, deprem çadırlarında yaşayanları, zulüm altında inleyenleri; hele bir de âhirette karşılaşılacak merhale ve muhtemel sonuçları düşünelim.

*SABIR DİYELİM; ŞÜKRE ERELİM*

En azından SABIR diyebilelim. Herhâlükârda ŞÜKÜR demesini bilelim. Sonuçta herşey Allâh'tan ve Allâh'ın. Biz sâdece emânetçiyiz ve de darlık ta olsa bolluk ta olsa herhâlükârda imtihandayız. Dünyâyı kazanmaya çalıştığımız kadar âhireti de kazanmanın gayret ve hassâsiyeti içerisinde olmalıyız. İşine gelmediği için imtihan kâğıdını yırtmakla kurtulacağını sanan hoyrat, akılsız, sorumsuz talebeler gibi olmayalım. İmtihan de, deme, kabul et, etme; sonuçta nir karnen olacak ve sonsuz âlemde ona göre muâmele göreceksin.

*ŞEFKÂT, MERHAMET, İNÂYET*

Sözü bağlarken, Rabbimizin şefkâti, merhameti, inâyeti tüm ehl-i îmanla berâber cümlemizin üzerine olsun, gönüllerimiz dünyâda da, ahirette de sürurla dolsun diye duâ ediyor; Âmîn, Âmîn, Âmînlerle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz değerli dostlar wes'selâm...

Anasayfa