Değerli dostlar; İslam tarihinde acısıyla tatlısıyla çok önemli yere sahip olan Aşûre günü aynı zamanda unutulmayacak acı olaylara sahne olmuştur
Öte yandan Muharrem ayının 10. günü olan Aşure (Aşure) İslam inancına göre çok önemli olaylara şahitlik etmiştir ve çok kutsalda sayılmaktadır. Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bildirdiği üzere:“ Allah katında ayların sayısı on ikidir.” Tevbe, 9/36.Bu aylardan biri de içinde bulunduğumuz Muharrem ayıdır. Muharrem ayı, Rabbimizin rahmetine mazhar olmuş müstesna bir zaman dilimidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.):“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” Müslim, Sıyâm, 202 buyurarak bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir. Hanefi ve mâliki mezheplerine göre Muharrem ayının 9.10.11 günü oruç tutmak sünnet kabul edilmiştir. Şafii mezhebine göre ise 10.11 günü oruç tutmak ise mendupdur.
Muharrem ayı aynı zamanda hepimizin ortak acısı, tarihimizin yürek yarası olan Kerbelâ olayının yaşandığı aydır. Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i Beytten olmak üzere, beraberindeki yetmişten fazla Müslüman, Kerbelâ’da şehadet şerbeti içmiştir. Kerbelâ, çetin bir imtihanın ve derin bir hüznün adıdır. Kerbelâ, Sevgili Peygamberimizin aile efradından asırlara miras kalan ağır bir derstir. Bugün Kerbelâ denince bağrı yanan, Hz. Hüseyin anılınca “Ah!” çeken her Müslüman, Kerbelâ üzerine düşünmeli, onu doğru anlamalı ve ondan ibretler çıkarmalıdır.
Bu sene 2023 Aşüre günü ise muharrem ayının onuncu günü yani 28 Temmuz Cuma günü idrak edilecek.
Aşure ayı yani muharrem ayı İslam inancında savaşmanın yasaklandığı 4 "Haram" ayın ilkidir. Bu aylar sırasıyla Muharrem - Recep - Zilkade ve Zilhicce aylarıdır...
Her sene 1 Muharrem yılbaşı olarak kutlanır. Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayının birinci günü Hicri yılbaşı olarak kabul edilmektedir.
Ama çok üzülerek ifade etmem gerekiyor ki! Bu bu sene yılbaşı konusu ne yazık ki yılbaşı geçtikten sonra ki cuma günü camilerden duyuruldu.
Bu kadar önemi ve değeri olan sadece inancı davası uğruna malını mülkünü bütün sevdiklerini geride bırakarak Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacirlerin konusu İslam’da hicri yılbaşını konusu bir hafta önceden camilerde işlenmedi ensarın kardeşliği ne yazık ki anlatılmadı. Kutlatılmadı. Hristiyan alemi ve dostlardan mı çekinildi akıl tutulması; Kutlandı hocam diyenlere; Hicri yılbaşı geçtikten sonra kutlanmasının bir anlamı varımdır sizce?
neyse biz esas konumuza geçelim;
Muharrem ayında meydana gelen önemli olaylardan da bahsedecek olursak oda şöyledir.
a-) Hz. Âdem'in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi,
b-)Hz. İdris'in diri olarak göğe yükseltilmesi,
c-)Hz. Nuh'un gemisinin tufandan kurtulması,
d-)Hz. İbrahim'in ateşte yanmaması yani ateşten kurtulması,
e-)Hz. Yakup'un oğlu Yusuf'a kavuşması,
f-)Hz. Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi,
g-)Hz. Musa’nın Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı firavun'dan kurtarması,
h-)Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması,
I-)Hz. İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi...
İşte bu öneme haiz bir günden bahsediyorum; Bizlerde bir kul olarak bu gün veya gecelerde Rabbi’ ne kulluğunu ihlas ile arz ederse, bu gün veya gecelerin faziletinden istifade edebilir. Yoksa bu günde Hz. Hüseyin efendimizin haince şehit edilmesini izah etmemiz mümkün olmaz. Yezid ve avanesi Rabbimize kullukta ihanet içinde oldular, bu gün onların kurtuluşu değil, azap günü oldu.
Öyleyse biz bu Aşure gününü bir yerinme ya da övünme günü olarak değil de, Rabbimiz ’in bizlerin önüne koyduğu özel bir fırsat olarak değerlendirelim. Önce bize verdiği bunca sayısız nimet için şükredelim. Hatalarımızdan, günahlarımızdan tövbe edelim. Şeytandan, insanın gönlünü, kalbini ifsat eden insanlardan Rabbimize sığınalım. Sonra ona dua edelim. Bizleri bu doğru yolda, sırât-ı müstakimden ayırmaması, Tüm Müslümanlar olarak, Hz. Muhammed’in ümmeti olma bilinciyle kardeşlik bağlarımızı güçlendirmek için bize, önce kendi nefsimize karşı direnme gücü vermesini niyaz edelim. İnsanlığın kurtuluşu için yalvaralım, yakaralım.
İşte bu özel gün, bu Aşure günü bizim için ancak o zaman bir anlam ifade edecektir.
Hz Âdem, Hz Nûh, Hz İbrâhim ve Hz Mûsâ (a.s.) gibi bu dünyada insanlara Allah’a kulluk etme yolunda öncülük etmiş peygamberler gelip geçtiler.
Ebû Cehiller Peygamber Efendimize uymadıkları için, Kâbe’nin içinde de yaşasalar, 100 yıl ramazan ve Kadir Gecesi ile Aşure günü geçirseler bir anlamı olmayacaktır. Bu gecelere değerini bizler ancak ihlaslı kulluğumuzla verebiliriz.
Bende diyorum ki! Bitsin artık şu Müslüman arasında ki haksızlıklar adaletsizlikler kısır döngü çekişmeler birbirlerini öldürmeler bunlar bizlere yakışmıyor, Dilek ve temennim yeni Kerbelâ’lar yaşamamak için, aynı imanı, aynı acıyı, ve özlemi hep beraber taşıyalım. Kalplerimizi birleştirelim. Gönüllerimizde birbirimize yer açalım, hayatlarımızı muhabbetle buluşturalım. Ortak acılarımıza ve çözüm bekleyen sorunlarımıza ferasetle, basiretle, sorumluluk ve duyarlılıkla yaklaşalım. Bizi biz yapan mukaddes değerlerimiz etrafında kenetlenerek özümüze dönmeliyiz . Hz. Hüseyin’in asaletini ve güzel ahlakını kendimize şiar edinelim. Bu vesileyle şehitlerin serçeşmesi Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere Kerbelâ’dan ve bugüne kadar, hakikat, hürriyet, izzet ve mukaddesatlar uğruna canını hiç çektirmeden feda eden bütün şehitlerimizi, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Rabbim’den temennim ve niyazım odur ki; İslâm aleminde kardeş kavgası son bulur, bir daha böylesi acı olayların yaşanmamasıdır.