YAZ KURAN KURSLARININ ÖNEMİ

HÜSEYİN DENİZ2023-07-05 09:39:25

Kiymetli dostlarım; Üniversiteli olmak,o konuda eğitim almak önemli olmasına önemlidir, Ancak..

O eğitimin pratiği bir o kadar daha önemlidir,en önemli olanı ise hayat fakültesi mezunu olmakta gerekir diye düşünmekteyim,

Nacizane şahsımında yıllarca  bu görevi üslenmiş bu uğurda emek sarfetmiş biri olaraktan deneyimkerim ve tecrübelerimle emekli bir din gönüllüsü olarak yıllarca öğrettiklerimizden ve tecrübelerimden Yaz Kur'an kurslarının başlamasıyla birlikte dini eğitimin yanında  Kur’an-ı Kerim'inde öğretimine başlanılması gerekiyor.

Eğer ki ;Bu kursların başlamasıyla birlikte öğrenciye baştan Kur'an-ı öğretmeye başlatılmazsa çocuklar Kur'an-ı Kerim'i öğrenemezker.

Velev ki  kurs sonunda öğrenmiş olsunlar kurs bittikten sonra o öğrendiklerini tekrarı olmaz ise unutulup gidiyor.

İşte bunun içindir ki  çocuklarımıza ve gençlerimize öncelikle dini eğitim verilirken mutlaka Kur’an öğretilmesi son derece önemli bir husustur.

Değerli kardeşlerim;Yaz Kur'an kurslarında verilmekte olan din eğitiminin itikat, ahlak, ibadet ve beşerî münasebetler gibi temel şubeleri, Kur’an eğitimi ve öğretiminin üzerine bina edilmektedir. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin ve çocuklarımızın, dininine bilen sadık iyi bir Müslüman olarak yetişmeleri, Kur’an’ın cihanşümul prensipleriyle eğitilmelerine bağlıdır.

Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlamak, her konuda onun emir ve yasaklarına uymayı da beraberinde getirir.işte bu ilmide yaz Kur'an kurslarımızda öğrenecektir.

Ancak öğreticiye burada bazı görevler düşüyor

Okullar kapandığında çocuklarımız "tatile çıktım" diye rahatlıyor. Bütün heyecanlarının  temelinde  tatilin tadını çıkarma gayreti var. Çocuk her ne kadar camiye de eğitim için gelsede birazcık oyun oynamak onlarında hakkı olsa gerek,ders verilmesine verilmeli ancak bunlar oyun çocuklarıdır, bunun yanısıra daha çok çeşitli oyun anlayışıyla dopdolu olmalıdır,

Çocuklar bulduğu her fırsatta oynamak isterler,Eğer hoca çocuğun bu ruh halini iyi okuyamamışsa işte o zaman hoca ile  öğrenci arasında hiçte hoş olmayan tavır ve intibalar ortaya çıkmaktadır. İşte bu yüzden öğrencinin göze çarpması hocasıyla restleşme ve güvensizlikler, başlar aynı zamanda bu tip çocukların camiden uzaklaşmaları öğrenci kayıpları başlar.

Çocuk bu durumu ailesiyle paylaştığında;

"Çocuğumuz dinin diyanetini ne pahasına olursa olsun öğrensin." derken yanlış tutumları görmezden geliyor ve bu huzursuzluğun sebebini ana baba araştırmayı onlarda bu sefer çocuğa yükleniyor, yada "boşver canım" deyip geçiştirip gidiyor. Ailesinden bu tavrı gören çocukta bu sefer cami ile irtibatını kesiyor, Kendini boşta hisseden çocuk bu sefer iyice serbestliğe bürünüyor ve binlerce çocuk başı boş şekilde sokaklarda günlerce kalmış oluyor. Burada asıl sorumluluk hoca ve çocuğun ailesi arasında yoğunlaşıyor.

Eğer Hoca taşıdığı misyonun farkında olsa "Senin elinle bir kişinin hidayete ermesi dünyadan ve içindekilerden hayırlıdır." hadisini bir de bu gözle görüverse millet olarak ne kadar büyük kazançlarımız olur değil mi? Yapılacak iş sadece çocuğun ruh halini iyi çözmek ve onun dilinden anlamak. Bize hal lisanı ile "Buyur hocam! Bak sen çağırmadığın halde ben geldim. Ailem de istiyor.Şimdi tatil dönemi başka zaman yanıp tutuşsan gelemem. İşte ne öğreteceksen buyur öğret." dediğini bir duyabilsek. Bu şekilde gelen çocuklara sert davranmak,dayak atmak cezalandırmak çocukları camiden - dinden soğutmak millet adına din adına ve büyük bir vebaldir. Çünkü bu günün küçüğü yarının büyüğü demektir. Bir şekilde yanlış tavır ve davranışla karşılaşan çocuğu siz yarın camiye getirebilirmisiniz? Yanlış tutum ve davranışlardan dolayı yıllarca anlatıla gelen kotu davranışlar dinden soğuyan ya da ibadetlerden uzaklaşan insan sayımızın hiç te azımsanamaz bir yekün tuttuğunu üzülerek hepimiz görüyoruz.

Allah Resulü ne güzel buyurmuşlardır; Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir

Tüm Kur'an gönüllüsü hocalarıma  nacizane tavsiyemdir.Çocuklarımızı boş bir çip, bir bellek ve hartdisk gibi kabul ederek  onu Kur'an ve İslam'ın öğretisiyle dolduralım ki; Yarın onları bir müslüman ve   camii cemaati olarak saflarımızda bulalım.

Hz. Mevlana’dan nakledilen bir kıssa bize Kur’an eğitiminin önemini en güzel şekilde anlatmaktadır: Bir gün huzuruna giren bir genci ayağa kalkarak karşılayan Mevlana, bununla da kalmaz, genci makamına oturtur, kendisi de karşısında bir talebe gibi hürmetle bekler. Çevredekilerin itiraz yollu bakışlarına ise şöyle cevap verir: Bu genç Kur’an’ı ezberlemiş bir hafızdır. Kalbinde Kur’an yazılıdır. Siz sokakta üzerinde Allah yazılı bir kâğıdı görünce hemen hürmet göstererek eğilip alıyor, yüksek bir yere koyuyorsunuz. Ben de kalbine Kur’an’ın tamamını yazdırmış bir gence hürmet gösteriyor, ayağa kalkıyorum. Sizin hürmet gösterdiğiniz kâğıt üzerindeki yazıdan daha fazlası bu gencin kalbinde yazılıdır!

Görülüyor ki Kur’an’ın tamamını olmasa da en azından namazda okuyacakları sureleri ezberleyenler, ortaya koydukları bu davranış sebebiyle üzerinde ayet yazılı olan Kur’an sayfaları gibi hürmet ve saygıya layık hâle gelirler.

Bunlarda sizlerin eserleri olmaktadır,

Rabbimiz neslimizi âhir zamanın tüm fitnelerinden muhafaza eyleyip, Kur'ân rûhuyla ve nûruyla süslesin.

 Allah Resulü bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:"Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir.''Bu hıtap bütün ümmet için genel bir hıtaptır.İnsanların en hayırlısı bu iki özelliği bir araya getiren Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir. Onu başkasından öğrendi ve bir başkasına öğretti.Çünkü Kur'an-ı öğrenmek ilimlerin en şereflisidir.

Bu şerefi ve onuru  çocuklarımıza yaşatan çok kiymetli din gönüllüsü kardeşlerimi kutluyor, ve sizleri selamların en güzeli ile selamlıyorum

İlahiyatcı Yazar Hüseyin Deniz

 

Anasayfa