İslam âlemi olarak bir Kurban bayramına daha kavuşmanın mutluluğunu hep beraber yaşayacağız inşallah.Bu sene kurban bayramı (28.06.2023 Çarşamba gününe tasadüf etmektedir.Dilerim
Yüce Rabbimden tüm Müslümanların sağlık, afiyet ve huzur içinde bayrama ulaşmayı niyet kurduğumuz kurbanlarımızı kesmeyi hepimize nasip eylesin!
Kurban, Rabbimizin bizlere emrettiği bizler için bir lütuf , Peygamber efendimiz (AS) bizzat uygulayarak öğrettiği kadim bir ibadettir.
Allah yolunda samimiyetin, fedakârlığın ve cömertliğin en güzel ifadesidir.Allah yoluna adanmışlığın, İsmail’in İbrahim’e en önemlisi Rabbine karşı takva ve sadakatin, itaat ve teslimiyetin en önemli sembolüdür.
Kurban, kurbiyettir, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Kurban ibadeti Hz Adem (AS) zamanından beri bütün dinlerde vardır.
Kurban bayramı yalnız ve sadece allah’a kulluk bilincine varan onun emrine bağlı müslümanların bayramıdır.
Hz. İbrâhim(AS) oğlu İsmâil'in Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna karşılık mutlak itaat,sadakatı konusunda verdiği sınavın kazanmasıdır.Hz İsmail'in (AS) canını hiç çekinmeden ortaya koyması ve Allah tarafından ödüllendirilmesi kurban vecibesi Hak yolunda fedakarlığın bir nişanı ve Allah u Teala Hz.lerinin verdiği nimetlerin bir şükrüdür. Bunun neticesi ise, sevaba nail olmak ve bir takım bela ve musibetlerden emin olmaktır.
Kurban ibadeti; Allahu Teala'nın rızası için, ibadet niyetiyle, koyun, keçi,sığır, manda ve deve cinsinden kesilen bir hayvan demektir. Kurban kesmek Hanefî mezhebinde vaciptir.
Küçük baş hayvanlardan olan koyun,koç,keçiyi tek kişi keserken, büyük baş olan sığır, deveyi tek bir kişi kesebilir,aynı zamanda yedi kişiye kadar ortaklaşa da kesebilirler.
Kurbanın kesmenin dini kaynağı şöyledir; Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir.Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107)Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz Kurbanla alakalı olarak şu emir ve uyarılarda bulunmuştur: “Şimdi sen Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser: 2), “De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.“(En’am 162) “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!” (Hac: 36-37) kurban ibadeti hali vakti yerinde olana vacip olmasının yanında halis bir niyet,samimiyette ister.Kurban, mali bir ibadet olduğu için Allah’ın verdiği nimetlere teşekkür manası taşır. Bundan dolayıdır ki, Efendimiz (as), kurban kesme konusunda zaman zaman sert ifadelerle hem bizi uyarmış hem de kurban kesmeye teşvik etmiştir: “Kim kurban kesecek kadar mali imkana sahip olur da kurban kesmezse, namazgahımıza yaklaşmasın“(İbn Mace), “Kurban kesiniz. Çünkü o, babanız İbrahim (as)’ın sünnetidir.”(Tirmizi)
Kurban kesim vakti ne zaman başlar ve biter?Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise, fecirden (sabah namazı vakti girdikten) sonra başlar. Hanefîlere göre bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 154). Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şâfiîlere göre ise 4. günü gün batımına kadar kesilebilir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, IV, 383; İbn Rüşd, Bidâye, I, 436).
Peki kimler kurban kesmekle yükümlüdür.?
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148).Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.
Son zamanlarda bazı kişi ve kurumlar Kurbanlık hayvanı elektrik veya narkozla bayıltarak kesilmektedir.
İslam Dininde, birinci şart mutlak’a tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini emretmiştir. (Bkz. Müslim, Sayd ve Zebâih, 57; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 12)
Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi en asıldır. Bununla beraber kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. Ancak hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi gerekir. Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez
Kurban kesilirken dikkat edilmesi gereken hususlarada dikkat edilmesi gerekir,İster kurban niyetiyle olsun ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken kurban kesenlerin orada hazır bulunmaları eğer buna mani bir sebeb varsa orada bulunan birilerine vekalet vermeleri,keserkende mutlaka Allah’ın adı anılarak yani tekbir getirerek besmele çekilmelidir.Kurbanın Kesim esnasında besmele kasten terk edilirse, o hayvanın eti Hanefîlere göre yenmez. Ancak kasıtsız ve unutularak besmele çekilmezse, bu hayvanın eti yenilir.
Ehli kıtap’tan birilerine kestiriliyorlar Allah yerine İsa mesih diyorsa ondanda kurban kabul olmaz
Yolcu (seferî), kurban kesmekle mükellef değildir (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 576). Ancak kesmesi hâlinde sevabını kazanır.Yolculuğun kurbana engel teşkil edecek bir durum söz konusunda değildir
Kendisi adına vekâlet verme kolaylığı getirilmiştir.
Yine Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla veya başka bir sebeple gitmiş olduğu yerde de kesebilir.Seferin olması, kurban kesmesine ve kestiği kurbanın makbul olmasına engel değildir.
Demek ki, kurban kesmek, bir ibadettir; Allah’a yakınlıktır ve hali vakti yerinde her müslümanın bir kulluk görevidir. Yılda bir defa bunu yerine getirmek gerekir. Mal ile yapılan bir ibadet olduğu için de sevabı kurban kesene olduğu gibi, dünyevi menfaat ve maslahatı ise, ihtiyaç sahibi insanlaradır.
Dünyada hergün yüzbinlerce hayvan, insanların ihtiyacı için kesiliyor. Ancak bundan yalnız hali vakti yerinde olup satın alabilenler istifade ediyorlar. Kurban bayramında ise, Allah rızası için, bir kısım hayvan kesiliyor, bunların etlerinden, derilerinden bir çok muhtaç insanlar da istifade ediyor, aynı zamanda ekonomik bir mesele,dini ve ahlaki bir boyut kazanıyor, şahsi menfaatların yerine âmme menfaatı geçiyor. Bundan dolayıdır ki,kurban kesilmesi, İslam’a özel, son derece insani ve sosyal bir paylaşım ve fedakarlık örneğidir.
Kurban kesenlerin kurban kesene kadar oruç tutmaları doğrumudur. Oruç imsaktan iftara kadar olan süre içinde tutulmaktadır sözkonusu buradaki vurgulanmak istenen şey şudur.
Kişi o gün ilk gıdasını kurbanla yapması yeğlenmiştir.
Kurban kestikten sonra kurban namazı diye bir namaz yoktur.Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ama kişi şükür babında kalabilir,Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir.
Kurban eti ve dağıtımı nasıl olmalıdır sorusuna? Kurbandan kasıt Kurban ibadetinin, özellikle sosyal boyutunun, daha da etkili olması için, özellikle yılda bir defa olsun et yiyemiyen insanlara ulaştırma gayreti içinde olunmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10) Hane halkı kalabalık ise tasadduk şart olmakla birlikte kurban etinin tamamı evde bırakılabilir (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, IV, 185).
Ancak, durumu iyi olan ete her zaman ulaşabilenlen müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur.Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir (Bkz. Nevevî, el-Mecmû‘, VIII, 413).
Sözlerime son verirken halis niyetle kesilen kurbanları Rabbim kabul eylesin.Şahsım olarak tüm İslam aleminin kurban bayramını en içten dileklerimle kutlar sağlık,mutluluk,huzur dolu bir bayram geçirmenizi can’ü gönülden temenni etmekteyim