BEYAZ EKMEK, KARA TÂLİH; CÜCE TOHUM, YÜCE MİLLET!...

NURİ KAHRAMAN2023-06-22 09:54:06

 

Bugün konumuz, insanın aldığı gıdalarla davranışları arasında bir bağlantı olup olmadığı husûsu. Alınan gıdâların kişisel ya da sosyâl hayata etkileri; topluma yansımaları.

Şunu bilelim ki bu bir gerçek.

***** SU İLE KOLA; AYNI MI OLA? *****

Kısaca belirtmek gerekirse, su tüketmekle kola tüketmek hiçbir zaman ne bedenen ne de rûhen aynı kapıya çıkmaz.

***** KONU DERİN, YOL UZUN... *****

Konu derin. Biz kısa geçmeye çalışacağız.

Bu o kadar gerçektir ki, günümüzde GIDÂ ETİĞİ diye bir kavram dahî vardır.

***** GIDÂ ETİĞİ, EKMEK AHLÂKI... *****

Bu “gıda bilimi, teknolojisi ve bunların uygulamaları olan; tarımsal ürünlerin üretimi, gıdaların işlenmesi, dağıtımı, ticareti ve tüketimi aşamalarında doğru olan değerleri araştırmak ve bu değerlerin uygulanması” olarak târif edilebilmektedir.

İşi buraya getirmeden, ama yine bu târifi de gözönünde bulundurarak dînimizin helâl gıdâya verdiği önemi ve bununla ilgili ahlâkî kıssa ve hikâyeleri hatırlatmak isteriz.

*** FASTFOOD ZİNCİRİ, KOLA KÖLELİĞİ! ***

Gelelim sadede. Ahlâkî dejenerasyonun temelinde de maddî bozulma ve çürümelerin etkisi çok. İşte bugünün dünyâsı ve de ülkemizin durumu ortada. Dünyâyı saran zincir fastfood benzeri sektörlerin, kola misâli uluslararası zoraki oluşturulan bağımlılıkların sâdece bir ticârî sarmal olduğunu düşünmek safdillik olur.

*** KÜLTÜREL ZAAF, AHLÂKÎ OBEZİTE! ***

 Bunların kültürel olduğu kadar biyolojik olarak ta bir gâye boyutu olduğu gençlerin suratlarındaki edâ ve renklerden, vücutlarındaki gayri mütenâsip tezâhürlerden anlaşılıyor. Bu kadar obezite iyi beslenmenin mi, sağlıksız beslenmenin mi sonucu?

***** İKİ İKTİBAS, ÇOK IZDIRAP *****

Her neyse; günün iktibaslarına geçelim şimdi. Biz diyeceğimizi kestirmeden dedik; bundan sonraki yorumlar, elbette söylediklerimizi de göz önünde bulundurmak kaydıyla size âit.

*** ESMER/KAHVERENGİ EKMEK ***

     "1948 yılına kadar Ekmeğimiz esmerdi. Maya, ekşi maya olarak evde üretilirdi, organikti, doğaldı. Sofrada doyduğumuzu bilirdik.    

     ABD, Anadolu'nun 14 kromozomlu siyez buğdayı ve 28 kromozomlu kavılca buğdayının genlerini oynayarak 48 kromozomlu "Cüce Buğday" türü geliştirdi."

*** ADI KİMYÂSAL, SOYADI ZEHİR... ***

     Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı.

     Tehlikenin farkında değillerdi.  

     Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı; ortaya çıkan "buğdayımsı" bir şeydi! Kavılca ve siyez artık tanınmaz haldeydi...."

*** PAKİSTAN, HİNDİSTAN, TÜRKİYE... ***

     Sapının kısalığından dolayı bu buğdayımsı "Cüce buğdaylar" Pakistan ve Hindistan'a da ihraç edildi; üretim rekoru kırıldı.

     ABD, 1950'den itibaren "ihtiyaç fazlası" diye "yardım" adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye'ye soktu. Türkiye kurak geçen yıllarda ucuz buğdayımsı "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı ithal etmeye başladı."

*** OBEZİTE, DİYÂBET, ALZHEİMER... ***

     "Ülkemizde gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans,dikkat eksikliği vb. nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklar patladı."

*** BEYAZ TUTKUSU, GÛYÂ "REFAH!" KATKISI! ***

     DP'nin iktidar vaadi 10'dan fazla katkı maddesi konan endüstriyel beyaz undan yapılan "Beyaz Ekmek"ti. Medya, beyaz ekmeği "kalite", zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. zenginlik göstergesi, refah göstergesi olarak sundu."

*** EKMEĞİ DE EKMEKLE YEMEK?! ***

     Halk, beyaz ekmek yedikçe, açıktı. Açıkçası, beyaz ekmek yedi. "Ekmeksiz doymuyorum" haline getirildi.

     Tıka basa yemenin sonucu sağlığı bozuldu.

     Şeker olduk, astım olduk, alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı."

** ÇABUK BOZULAN VE BOZAN EKMEK?! ***

"Fiyatı çok daha pahalı olan kara ekmeğin, aslında hem bütçe, hem sağlık açısından çok daha ucuza geldiğini hiç bir beslenme uzmanı halka anlatmıyor.

     Dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyoruz. Aynı zamanda dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir."

*** AVRUPA BIRAKTI, SIRA BİZDE... ***

     "Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile beyaz ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri beyaz ekmek yemeyi bıraktı.

     Beyaz ekmek ile tam buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık...      

     Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil, sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor."

*** BİLİNÇLİ TÜKETİCİ, BİLİMSEL TARIM... ***

     "Tüketici parasını neye verdiğini bilmelidir. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş, GDO'suz, kimyasal ilaç ve gübre olmayan, kimyasal katkı maddesi içermeyen" gıda talep etmelidir...

      Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından. desteklenmelidir..."

Nitekim, ülkemizde bu tür çabaların yoğunlaştığına dâir haberler alıyor, belgesellerde şâhit oluyoruz.

*** ÇOK ŞÜKÜR; ARTIK BU İDRÂKTEYİZ... ***

Çok şükür hükûmetimiz her konuda millîleşmeye affettiği değeri burada da esirgemiyor tâkip edebildiğimiz kadarıyla.

Şimdi de, mısır üzerinden yine tohum ve önemi eksenli, ahlâken ve sosyâl gerçeklik ve de toplumsal hedef noktasında ders alacağımız bir iktibastayız. Buyrun birlikte okuyalım:

***** MISIR KALİTE ÖDÜLÜ... *****

"Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış.  Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış.  Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş."

***** "BUNU NASIL GÖZE ALABİLİYORSUN?" *****

"Gazeteci çiftçiye sormuş:

“- Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?”

***** "YOKSA BİLMİYOR MUSUN?!..." *****

Çiftçi cevap vermiş:

“- Yoksa bilmiyor musun?

Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır. Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer."

***** KALİTE TOPYEKUN OLUR!... *****

"Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim."

*** "RABBENÂ, HEP BANÂ!" OLMAZ... ***

Evet sevgili dostlar; bizim hayatlarımız da böyledir.

Onu anlamlı ve iyi bir şekilde yaşamak isteyenler başkalarının hayatlarını da zenginleştirmelidir. Yaygın tâbirle; "Rabbenâ, hep bana!" dememelidir yâni. Aksine bizlerin de daha iyi olması çevredekilerin de durumunun iyileşmesine bağlıdır.

*** BAŞARININ İLKESİ; ERDEMLİLER ÜLKESİ... ***

Hayâtın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür. Buna başarının ilkesi diyebiliriz ya da hayatın kalite kanunu...

Sözün kısası; ne madden ne de mânen, hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça...

Aslında tüm bu sözlerin özü; Allâh'ın buyurduğu gibi yaşamak; fıtrata uygun, bozmadan ve de netîce îtibârıyle ne rûhen, ne bedenen, ne de ahlâken bozulmadan...

*** ESAS OLAN; KARDEŞİ İÇİN DE İSTEMEK... ***

Çünkü dînimiz de toplumsal bir dîn olup kardeşliği esas almaktadır. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" buyuran bir Peygâmberin ümmetiyiz Elhamdülillâh. Bize yakışan da, kendimiz için madden ya da mânen olmasını istediğimizi başkası için de isteme erdemidir.

*** ALLÂH HAKKI'NDAN KUL HAKKI'NA... ***

Bu duygu ve düşüncelerle, Zilhiccemizi tekrar tebrik ediyor, insanlara karşı iyi olmanın ilk şartı Allâh'a karşı iyi olmak olduğu şuuruyla bugünleri değerlendirmeye bizi muvaffak kılması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor,

*** KURBAN ÖMÜRLER, SONSUZ BAYRAMLAR... ***

cümlenin bayramlarını şimdiden tebrik ediyor, sevdikleriyle sonsuz bayramları ve Efendimiz SAV in komşuluğunu idrâkleri temennîsiyle içten sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

 

Anasayfa