Sanat, görebildiğimiz kadar görmemize anlayacağımız kadar anlamamıza neden olan bir varlık bir eserdir.
Halka ait olduğu için ortaya çıkışı geniş kitlelerin olduğu yerdir. Sanatın temsil ettiği sınıf halktır.
Sanat halk içindir ve hikayelerini var eden halkın içerisinde yaşadığı koşullardır.
Sanat, kültür gibi toplumun genelini ilgilendirdiği konuları içerdiği için toplumsaldır.
Toplumsal bilincin aklın duyarlılığın gelişmesine neden olan sanatın gücü aynı zamanda iktidardaki sınıfın yanlışlarını görerek düzeltilebilmesi için bir kontrol görevini de yapmaktadır.
Sanatçı tarihe yön veren sanatçı duruşu ile de farklı bir kişiliktir.
Sanatçı, dünyada yanan yangına serinlik veren nesnel gerçeği zorlayan onu değiştiren müstesna nadir bir kişiliktir.
Sanatçının halkın yanında olması halktan yana olması tercih değil gerekliliktir. Böylelikle sanatçı halkın reflekslerini duyarlılıklarını sanatına yansıtarak iktidara mesaj verir ve bu yüzden de sanatın özünde doğasında eleştiri vardır.
Eğer iktidarlar sanatı ve sanatçıyı kendisi için bir tür olumlu kontrol makenizması olarak görmez de bir tehdit olarak görürse sanatın sanatçının özgürlük alanı daralır ve bu sanatçı için cezaya dönüşür.
Bir Ülkede sanatın ve sanatçının yetişmesi üretmesi olanaksız hale gelirse, o ülke kör sağır bir ülke haline gelir.
Sanatı ve Sanatçılarımızı özgür bırakalım ki gelecek kuşaklara gelecek nesillerimize güzel bir miras kalsın...