BİR BİREYİN TOPLUMDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

HÜSEYİN DENİZ2023-06-02 09:32:45

Kıymet okuyucularım! Bugün sizlerle çok güzel bir konuyu ele alıp işlemek istiyorum.

Bir bireyin toplumdaki yeri ve önemi topluma olan katkısı ,artısını ,eksisini ele alıp müsaadenizle işlemek istiyorum.

Toplum olarak gelişime de bireyin topluma olan katkısı önemlidir. Toplumun başarısında, bireylerin gelişimi, davranışları, toplumun şekillenmesinde etkili rol oynar. Tüm bu nedenlerden ötürü, birbirinden farklı iki olgu olarak görülen toplum ve birey arasındaki ilişki, aslında insan vücudunun organları arasındaki ilişki gibidir.Günümüz şartlarında birey ve toplum arasındaki iletişimin doğruluğu, dünya sisteminin içinde var olma çabasıdır. Bireyin toplum içerisindeki yeri, yine toplumun bireye vermiş olduğu görevler doğrultusunda şekillenecektir. Yani birey içerisinde bulunduğu sistemi, hem bilgi ve birikim olarak beslemek zorundadır hem de sistemin belirlemiş olduğu ortak kurallara uymak zorundadır. Toplum, bireyleri bir bütün olarak ele aldığı için belirlenen ortak değerlere uyulmasını beklemektedir. Birey ise, toplumun belirlemiş olduğu bu kurallara uyarken aynı zamanda o kuralları şekillendirmek zorundadır. Bireylerin sahip olduğu başarılar, toplumun kalkınmasında ne kadar etkiliyse, başarısızlıklarda toplumun geriye gidişinde aynı derecede etkilidir. Toplumu şekillendiren ve ileriye götüren bireylerin, bireysel başarılarıdır.Bireylerin toplumun gelişimi için öncelikle kendi gelişimlerini sağlıklı olarak sağlaması gerekmektedir. Örneğin mutsuz bir toplumun ileri refah düzeyine ve gelişmişlik olgusuna ulaşması beklenemez. Ancak mutlu toplumlar, her zaman daha açık ve ileri görüşlü oldukları için değişen değer yargılarına da kolaylıkla uyum sağlayabilirler

Dünyayı kurtarmanın en kısa ve öz yolu bu hikayede. Çok güzel anlatıyor. Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra keyif yapmak ister. Pazar sabahı kalktığında, bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini alır ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşünür. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak gelir ve sinemaya ne zaman gideceklerini sorar. Baba, oğluna söz vermiştir. Bu hafta sonu sinemaya götürecektir. Ama hiç dışarı çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekir. Gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişir. Önce haritayı parçalara ayırır. Ve oğluna şöyle der: “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim.” Ardından şöyle düşünür: “Oh be kurtuldum. En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı akşama kadar düzeltemez.”  Fakat aradan on dakika geçer, çocuk babasının yanına koşarak gelir. “Baba” der, “Haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz.” Adam şaşırır, inanamaz. “Getir göreceğim” der. Gördüğünde de halen hayretler içindedir. Ve oğluna bunu nasıl yaptığını sorar. Çocuk şöyle açıklar: “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzelttiğim zaman, dünya kendiliğinden düzelmişti.” Projeler üretiliyor. Planlar, programlar yapılıyor. Kurallar konuyor, yasaklar getiriliyor. Yasal düzenlemeler yapılıyor. Ama insanı düzeltecek bir çalışmayı pek göremiyoruz. Diyeceksiniz ki bütün bu yapılanlar, insan için değil mi? Hikayeyi iyi anlayın. Ve sapla samanı birbirine karıştırmayın. Elbette bütün hizmetler insan için yapılıyor. Ama insanoğlu, bu hizmetlerin değerini biliyor mu? Şahsi çıkar için dağıtılan görevlere bir bakın. Daha çok para için talan edilen şu dünyaya bir bakın. Üç-beş kuruş için anasını-babasını kesenlere bir bakın. Yaşadığı sokağı, mahalleyi, kenti pisletenlere bir bakın. Menfaati için en yakınlarına, dostlarına kazık atanlara bir bakın. Devletine vergi vermeyip, zevki sefa içinde yaşayanlara bir bakın. Komşusu aç yatarken, zengin sofrası kuranlara bir bakın. Kaç tane düzgün insan sayabilirsiniz bana? Eğer insanoğlu düzeltilebilmiş olsaydı bu kadar şikayet eder miydik hayatımızdan? İyi de, ne yapılacak, nasıl düzeltilecek bu insanlar? Bilinçlendirerek. Sevgi aşılayarak. Hizmetlere, değerlere değer vermeyi, saygı göstermeyi öğreterek. İnsanoğlu için, yaşayabilecekleri başka bir dünya olmadığını anlatarak. Defalarca, günlerce, aylarca, yıllarca sürse bile. İnsan olmanın, yaşamın anlamını belleterek. Çok mu zor bunu yapmak? Evet, çok zor ama imkansız değil. 

Önce yaşanılacak bir ülke sonra bu ülkeyi muhasır medeniyetlere çıkarabilecek bilgi beceri liyakat Sahibi olmaktan geçer

Bu dünyayı idare eden insandır insanoğludur önce vatanını bayrağını milletini seven ülküsü ve misyonu olan insanlara ihtiyacımız var böyle güzel insanların başa gelmesi görev yapması gerekir yoksa çıkar için takım tutar gibi vizyonsuz her düşüncenin ülke ve millet açısından sonu hüsrandır

Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum selam ve muhabbetlerimle..

İlahiyatçı yazar/Hüseyin Deniz

 

Anasayfa