DÜNYÂ, 28 ŞUBAT; TÜRKİYE, 29 MAYIS!...

NURİ KAHRAMAN2023-05-26 09:47:33

 

Dünyâya baktığımızda görürüz ki onca câzibesi, nimetleri, imkân ve güzelliklerine rağmen, insan olan insan için yaşanası bir dünyâ değildir bu.

Şöyle söyleyelim; meselâ bir tarafta insanlar açlıktan diğer tarafta tokluktan çatlayıp ölüyorsa o dünyânın genel düzeninde ya da hâkim güçlerinde bir problem var demektir. Bu meyânda sözü uzatmaya gerek yok. 

 

ZULÜMLER, İŞGÂLLER, İŞKENCELER, KATLİÂMLAR...

 

Dünyadaki zulümler, işgâller, işkenceler, adâletsizlikler, insan haysiyetiyle bağdaşmayan envâî tür ahlâksızlıklar. 

 

*** NERDE YERYÜZÜNÜN HAKÎKÎ MÎMARLARI? ***

 

Kısaca insanlık madden de mânen de perişân. Bu hâliyle dünyânın ne üstünde ne de altında hayır var tabir yerindeyse.

Peki, bu böyle mi olmalı? Hani yeryüzünün madden-mânen îmârına memur olanlar? Hani; Allâh CC ın insanoğlunu yeryüzünün halîfesi olarak yarattığını bilen ve sâdece kendi beldesine değil tüm dünyâya bu gözle bakanlar?

İşte, o bakan gözler Türkiye'dedir, yâni buradadır; yâni o şeref bizlere bahşedilmiştir. 

 

SÛRİYELİLER DIŞARI, "SINIR" KÖLELİĞİ İÇERİ...

 

Geçmişte bu yaşandı. Osmanlı sonrası işler değişti. Dünyânın ne hâle geldiği ortada.

Bize Sûriyelilere hakâret ettirmeye çalışanlar aslında bizim tekrar o misyona sâhip çıkarak o mevkîye yükselmemizin önüne taş koymak isteyenlerdir.

Ama, tıpkı ülkemizde 28 Şubat dönemi zulüm, bankaları boşaltma, haksızlık ve yolsuzluklarının sonunda Rabbimiz bizlere bugünleri lûtfetmişse, batının bu küresel zulüm ve soygununun sonunda da yepyeni bir dönem gelecek inşâllâh. O da bizlerin mârifetiyle olacak. 

 

"YENİ DÜNYÂ" BEKLİYOR; "DÜZENİ" TEKLİYOR!...

 

Dünyâ da bunu bekliyor. Çünkü tıpkı bizim 28 Şubatımızda olduğu gibi insanlığı canından bezdirdiler.

İş sarmısak, soğan meselesi değil. Aslında böyle bir mesele de yok. Ama âdîler işi bu kadar basite indirgiyorlar. Başka tutunacakları şey yok. 

 

SOĞAN DEĞİL, MUZ KABUĞU DA KOYSANIZ!

 

Ama bunun arka plânında soğan kabuklarıyla, ilâhî ve târihî misyonu yolunda ilerlemeye çalışan ülkemizin ayağını kaydırma operasyonu var. 

 

KÜÇÜK MESELELER, BÜYÜK HESAPLAR!...

 

Soğan meselesi de ayrıca değerlendirilebilir, öyle bir şey de yok gerçekte lâkin kısaca bu küçük mesele arkasında büyük hesaplar var. Milletimizin irfânı bunu da çözüyor çok şükür. 

Bu gerçeği; sıcak siyâsî gündemler ekseninde değerlendiren bir yazıda şimdi sıra:

 

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ KURULMADIKÇA ÜLKE OLARAK BİZE DE TÜM İNSANLIĞA DA RAHATLIK YOK!

 

"Günümüz dünyasının küresel düzeni hakk ve hakikatten uzak Allahsız ve ahlaksız  şeytanî zihniyetin hakim olduğu bir düzendir. 

Bu düzen insanlık düşmanı bir avuç inançsızların; insanların genelinin olurunu da alarak kurup yönettiği sapık ve sapkın bir düzendir. 

Her inançlı, erdemli insanın imkan ve gücü nispetinde bu düzeni degistirmekle veya değiştirmek için  mücadele verenlerin taraftarı olmakla mükelleftir. 

İşte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu yüzden "Dünya beşten büyüktür" sloganıyla başta BM olmak üzere küresel dünya düzeninin yeniden Hakk ve hakikat üzere kurulması için canhıraş bir mücadele vermektedir."

(Fehmi YAĞLI)

 

GERÇEKTEN ÇOK İLGİNÇ BİR SÖZ!...

 

“İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın!”

BALZAC

 

"Balzac'ın bu sözünü şunun için paylaştım.

Bu kişi Fransız meşhur yazarlarındandır. Dini hıristiyanlıktır. Bu sözü, kendisi, inancı ve onunla aynı inancı paylaşanlar ile günümüzün batı hayranı bazı insanları açısından doğrudur."

 

İYİLİK YAP DENİZE AT; BALIK BİLMEZSE HÂLIK BİLİR...

 

"İslâm inancıyla yoğrulmuş insanımız ise şöyle demişlerdir:

"Yap iyiliği, at denize bâlık (balık) bilmezse;

Hâlık (Yaratan Allah) bilir."

Dinimiz İslam'a göre her şeyde olduğu gibi, iyilik de yanlız "Allah için, Onun rızası için" yapılır.

Bu sebeple İslâm medeniyeti gittiği her yere iyilik ve adalet... medeniyeti götürmüştür."

 

TANZÎMÂT FERMANI; TESHÎR SEYRANI...

 

"Kendimize has özelliklerimizi bırakıp özellikle Tanzimat Fermanından itibaren batıya özendiğimiz, insanımıza onların sözde "medeniyeti"ni zaman zaman ıslahat, yenilik ve çağdaşlık, devrim... adıyla aldığımız, zaman zaman zor kullanarak dayattığımız için İslam'ın bu güzelliklerini kaybettik."

 

NE ŞARKTA NE GARPTAYIZ;

BİR BİLİNMEZ DARPTAYIZ!...

 

"Neticede, ne doğulu kaldık, ne de batılı olduk. İnsanımızı da, bütün iddialara rağmen, yaratılışına uygun yetiştirip eğitemedik.

Bütün kavramların içini boşalttık. İşimize gelmeyenleri çıkarıp attık. Yerine koymak istenilenleri de herkes kendisine göre yorumladı. Doğrular yanlış, yanlışlar doğru kabul edildi....."

 

"GERİCİLİK, İRTİCÂ!"; MAKSAT GARBA İLTİCÂ!...

 

"Herkes kendisini ölçü alıp ilahi, tabii, ilmi, akli... ölçüler göz ardı edildi. Hatta o ölçüler "gericilik" olarak ilan edilerek "yıllarca insanlığa hayat veren prensipler" "irtica" gibi yaftalarla hayattan uzaklaştırıldı."

 

BİR SAĞ, BİR SOL; SONUÇ ARPA BOYU YOL?!...

 

"İşte ortaya çıkan durumu hep beraber görüyor, yaşıyor ve birbirimizi kısır döngü içinde suçlayıp duruyor, asırlarca milletlere medeniyette önderlik yapmış bir millet olarak, yaklaşık iki asır boyunca bir arpa boyu yol alamıyoruz."

 

BU BÖYLE GİTMEZ; MİLLETİM BUNU KABÛL ETMEZ!...

 

"Bu böyle gitmez. Yanlışta ısrar edilmez. Zararın neresinden dönülürse kârdır...

Bütün mümin kardeşlerime selâm dua ve mehabbetlerimle Allah'a emanet olunuz sevgili kardeşlerim."

(Aydın İŞBAKAN)

 

HER TOPLUMUN BİR YÖNÜ VARDIR

 

Bakara Sûresi 148. Âyet

Bismillahirrahmanirrahim

 

ﻭَﻟِﻜُﻞٍّ ﻭِﺟۡﻬَﺔٌ ﻫُﻮَ ﻣُﻮَﻟِّﻴﮩَﺎۖ ﻓَﭑﺳۡﺘَﺒِﻘُﻮاْ ٱﻟۡﺨَﻴۡﺮَٲﺕِۚ ﺃَﻳۡﻦَ ﻣَﺎ ﺗَﻜُﻮﻧُﻮاْ ﻳَﺄۡﺕِ ﺑِﻜُﻢُ ٱﻟﻠَّﻪُ ﺟَﻤِﻴﻌًﺎۚ ﺇِﻥَّ ٱﻟﻠَّﻪَ ﻋَﻠَﻰٰ ﻛُﻞِّ ﺷَﻰۡءٍ ﻗَﺪِﻳﺮٌ﴿١٤٨﴾ٲ

 

Her toplumun yöneldiği bir yönü (kıblesi) vardır. Öyleyse (siz) hayırlarda yarışınız. Nerede olursanız olun, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz ki Allah, herşeye kâdirdir.

 

*****  M İ L L E T   O L M A K  *****

Kabilenin bir üstü ırk, onun bir üstü millet... Millet olma bilincine ulaşamayanlar, birbirleriyle savaştıklarından, ayrıca bir düşmana ihtiyaçları yoktur.

Türk milleti, her zaman olduğu gibi bu deprem felaketinde de millet olma bilincini göstermiştir. Kabilecilik ve ırkçılık fitnecilerini, elinin tersiyle iterek, düşmanlarına korku salmıştır. Bundan böyle, bizim bu toprakların ezelî ve ebedî sahibi olduğumuzu bütün dünya anlamıştır.

(Prof.Dr. Durali YILMAZ)

 

*** 28 MAYIS 29 OLSUN; ÂMÎN! ÂMÎN! ÂMÎN! ***

 

Evet muhterem hocam, bütün dünyâ anladı; Biz de anlayıp kenetlendiğimiz gün daha bir kanatlandığımız gün olacak inşâllâh. 

Bu duygu ve düşüncelerle 28 Mayıs'ın "29 MAYIS" olmasını, "dünyânın beklediği inkılâb"a büyük bir adım teşkil etmesini Cenâb-ı Rabb-i Zül'Celâl'den niyâz ediyor; cümleye sevgiler-saygılar, sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV e komşuluklar diliyorum wes'selâm...

 

Anasayfa