Allah bu deprem faciasında ölenlere rahmet ve yaralı olarak kurtulan canlara da acil şifalar nasip etsin. Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde bu ve bunun gibi depremlerde ölenlerden başta toplumun çıkarlarını değil, kendi güçlerini sağlamaya ve korumaya çalışan Siyasiler, Belediyeler, binaları çürük yapan Müteahhitler olmak üzere Denetimsizlik, Rüşvetçilik, Plansızlık, Aç Gözlülük, Arsa Yağmacılığı, toplumdaki Cehalet ve insan eliyle sulandırılmış bir Kadercilik anlayışı olmak üzere birçok kalem ihmal ve günah zinciri vardır.. Müteahhit bir anlamda zurnanın son deliğidir.. Mutlaka ve mutlaka bu işin başlangıç halkası neresiyse oradan işe girişmek gereklidir..
Ne yazıktır ki, bugün gelinen noktada kimi siyasilerle, inşaattan zenginleşen ve insan öldüren kimi müteahhitler her zaman olduğu gibi paçaları tutuşunca yine adeta sorumluluğu Allah ’a yükleyerek ‘Kader planı, Takdiri İlahi, ya da Alın Yazısı..’ hikayeleriyle işin içinden sıyrılmaya çalışmaktadır..
Siyasetin hizmet için değil, adeta zenginleşmek için yapıldığı, güzelim değer yargılarımızın alt üst edilip, ahlakın yozlaştırıldığı ve köşe dönücülügün akıllılık sayıldığı bu ortamda bir mahalle muhtarından tutun da, hükümete kadar toplumu yönetme ve yönlendirme konumundaki tüm üst kadroları seçen bireyler olarak bizim de sorumluluğumuz vardır..
Toplum artık gözünü açarak bu kabustan bir an önce uyanmalı ve sandık önüne geldiğinde gereğini yapmalıdır.. Zira o çok özlediğimiz Hak, Hukuk, Adalet, Vicdan ve Liyakate çok, ama çok ihtiyacımız vardır… Zaman işte böyle bir
zamandır...! Herşey bizim elimizde yani halkın elinde Düşün bir daha Düşün sandığa oy vermeye giderken....!