İnsan bilmelidir ki bu dünya hayatı bütünüyle mahiyetleri ve amaçları farklıda olsa türlü çabalardan ibarettir; çabaların sonu da Allah’a varır. Kimse bu dünyada ebedî kalamayacağına göre,bu dünya hayatında bir sonucu olduğu bilinmeli ve hayatının sonunda huzuruna varıp yaptıklarının ve imkanı olup imkan verildiği halde yapmadıklarının hesabını vereceği tek güç de Allah’tır. Dünya hayatında mutlaka harcamaları gereken gayretlerini, ömürlerini ilâhî iradeye uygun yollarda, hakikat, dürüstlük ve iyilik uğrunda harcayan insanlar ilâhî huzura vardıklarında iyi karşılıklar bulacak, Kötülük fiilleride böyledir.“kitap”ları (yapıp ettiklerinin kaydedildiği belgeler) kendilerine sağ taraflarından verilecek; kolay bir hesaptan geçtikten sonra sevinç ve mutluluk içinde yakınlarına döneceklerdir; artık onlar için zahmet ve meşakkat dönemi bitmiş, rahmet ve mutluluk dönemi başlamıştır.Lyapıp ettileri kıtapları sol tarafından verilenlere gelince onlar kaybedenlerden olacaklar.
Bu dünya alemi bizler için kıracısı olduğumuz eve benzemektedir.
Başka bir açıdan bakarsak,Bir oteli düşünün;O Otelin müşterisi olduğunuzu farzediniz.Kendinize ayrılan odaya geçtinizde her türlü istekte bulunma lüksüne sahipsiniz. Ve öylede oldu diyelim,Bütcenizi hesaba katmaksızızın her türlü zevkinize uygun arzu ve istekte bulundunuz ve bunlar size otelin görevlileri tarafından sunulmuş olsun,Bu istekleri görevliler adidasyona yazarlar ve otelde kaç gün kaldın ne hizmetler aldığın karşılığında resepsiyona ödemek süretiyle seni oradan salarlar.Bu dünyatında da yaşamanın bir bedeli var,hesabı var aynen otel gibidir Ne kadar arzu istekli ve lüks yaşamışsan bedelide o kadar olacaktır.
Herkes bir kul olarak Rabbinin emrine Dağ,taş hep Rabbine boyun eğerken biz kullar olarakta boyun eğmeliyiz geçici olan dünya hayatını ahiret hayatına değiştirmemeliyiz.
Bir anlık nefes alma hayat sürme yeri olan dünyada Azgınlık,taşkınlık sapıklılik,hak ve hakikate tanımayanları Rabbim Kur'an-ı Kerim inkşah süresi ayetlerinde şöyle uyarıda bulunmaktadır.
Bismillahirrahmanirrahim 1, 2.Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman ki! ona yaraşan budur- 3, 4.Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman,5.Rabbini dinlediği zaman ki! ona yaraşan da budur- (insan yaptıklarını karşısında bulur! 6.Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına Rabbine kavuşacaksın.25.Ancak iman edip de sâlih ameller işleyenler başka. Onlar için, bitmez tükenmez bir mükafat vardır.
İşte Rabb'imiz bu âyetlerde de kıyametin kopması esnasında göklerde ve yerde meydana gelecek değişiklikler tasvir edilerek kıyamet günü hakkında Tekvîr ve İnfitâr sûrelerinde anlatılanlar pekiştirilmekte, insanlar uyarılarak şimdiden o gün için hazırlık yapmaları istenmektedir. 1-2. âyetlerde kıyametin kopma zamanı geldiğinde gökteki yıldızların Allah’ın emrine boyun eğerek yörüngelerinden çıkıp birbirine çarpmak suretiyle parçalanacakları anlatılmaktadır. 3. âyette zikredilen “yerin uzatılıp dümdüz edilmesi” bu günkü deorem olayının İbn Âşûr (XXX, 219-220) üç şekilde açıklamıştır: 1. Derinin gerilip düzeltildiği gibi yeryüzündeki dağ ve tepelerin yok edilmesi sonucu dümdüz hale getirilmesi (krş. Tâhâ 20/105-107); 2. Şiddetli deprem sebebiyle yeryüzünde meydana gelecek olan yarılma ve lav püskürtme neticesinde yeryüzü alanının genişlemesi; 3.Yerin küresel şeklinin bozularak uzun bir şekil alması.Denizin karaya hücum ederek tusunami oluşturması, İnsanların tapulu arazilerinin kayıp yer değiştirme neticesinde sınırlarının bile değiştiğini,Bu ve buna benzer değişikliklerin neticesinde evrendeki genel düzenin bozulmasının doğal bir sonucu olarak meydana geleceği düşünülebilir.4-5. âyetlerdeki anlatılmak istenen yeryüzünde meydana gelecek bu değişiklikler sonunda yerin, içindeki ölüleri, maden ve diğer şeylerden ne varsa hepsini dışarı fırlatacağı bildirilmektedir (krş. Tekvîr 81/1-6; İnfitâr 82/1-5). Bu fırlatma işi öyle böyle kolay olmuyor, işte günümüzdeki depremler ve bu deprem sonucunda binlerce canlı hiç habersiz ve hazırlıksız karşılaştıkları ibretlik durumlar ve binlerce ölüm hadisesi bizlere şunu hatırlatmaktadır.Konuyla ilgili baştaki yazımdada belirttiğim üzere otelin sahibinin olduğu gibi,Bu içinde yaşadığımız dünyanın bir sahibinin olduğunu ona hesap verileceğini kul unutmaması gerekir. Allah Taâlaya savaş açan karşı gelen hesabı gününü unutanların çok olduğu günümüz dünyasında maalesef Allah'ın kanun ve kurallarına uygun yaşamayan kulları, Allah'ü Taâla sadece onlara değil top yekün geçmişte ki kavimleri uyarıldığı gibi günümüzde de bu denli uyarı niteliğinde deprem,bela musibetlerle uyaracağını ayetlerde belirtmektedir.
Aziz dostlarım! Sizleri günümüzle alâkalı hep beraber yaşadığımız bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum;Daha dün pandemi sebebiyle hiç kimse sokağa çıkamazken , Bakarmısınız bügün tam tersi yaşanmakta ve kimse evlerine girememektedir.
Misafiri olduğumuz dünyanın sahibi ve maliki olan Yüce Allah biz kullarına bakınız Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:"Ey müminler, (itaatkârı âsi olandan ayırd etmek için) sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsüllerden yana eksiltme ile, andolsun imtahan edeceğiz. (Ey Habibim) sabredenlere (lütuf ve ihsanlarımı) müjdele.(Bakara 155) Başka bir ayette buna mukabil olarak şöyle buyurulmaktadır.'Ki onlar başlarına bir belâ geldiği zaman: “Biz Allah'ın (dünyada takdirine teslim olmuş kulları)yız ve biz (ahirette de) yine O'na döneceğiz.” derler.157İşte onlara Rabblerinden mağfiret ve rahmet vardır. Ve işte onlar hidayete erenlerin ta kendileridir.(Bakara 156 157)
Evet kıymetli dostlarım. Sözün özü yazımda da sizlere anlattığım gibi, Cenabı Hakkında bizlere buyurukları, önce kül olmak sonra kul olmak rabb'inin emrine uymak bir nefeslik dünya için ömür harcamak yerine ahireti unutmamak gerekir,Ölümü canlının her an ensesinde hissetmesi gerekir.
Bu duygu ve düşüncelerle Rabbim bizleri her türlü afat bela musibetlerle imtihan eylemesin rabb'imden yaşanılan depremden dolayı ölenlere rahmet yakınlarına sabır yaralılara şifa diliyor Sizleri Allah'a emanet ediyorum Selam ve dualarımla..