ÜZGÜN PALYAÇO

Ufuk ERSOY2023-01-09 09:41:00

Bir gün psikiyatrisin muayehanesine çok üzgün vaziyette ağlayan birisi gelmiş ve başlamış anlatmaya;

– Benim bir sorunum var.

– Nedir o?

– Neşelenemiyorum. Sürekli moralim bozuk. Şöyle gülmek, bazen kahkaha atmak, eğlenmek istiyorum. İşte bunun için size geldim.

– Arkadaş, işin doğrusu bu olay, benim uzmanlık alanıma girmiyor. Ancak sana bir öneride bulunabilirim. Şu karşıya 10 gün önce bir sirk geldi. Bir de palyaço var.

Ben gittim. Çok güzeldi, özellikle de o palyaço harikaydı. Gülmekten yerlere yattım, o kadar çok eğlendim ki…  Sana da o sirke gitmeni özellikle o palyaçoyu seyretmeni öneririm.

Bunun üzerine adamın suratı iyice asılmış ve adeta fısıltı halinde demiş ki;

– O palyaço var ya… O benim işte…

***

Çoğunluğumuz bu haldeyiz aslında.

Ayağını yorganına göre uzatmak çözüm değil.

Yorgan gün geçtikçe kısalıyor,

Yada biz sürekli uzuyoruz.

Ayaklarımız hep dışarıda.

Ailenin beklentilerini yerine getirememek,

Çocukların istekleri karşısında ezilmek,

Sürekli ince hesaplar yapmak,

Kısacası ucu ucuna yaşamak zor bu zamanda.

***

Fıkradaki üzgün palyaçoya benziyoruz yavaş yavaş.

Dışarıya karşı dimdik ayakta duran,

Mutlu,

Gülümseyen,

Her daim yaşama sevinci ile dopdolu yüreklerimiz.

Oysa içimizi kimse bilmiyor.

Bilmiyor kim ne yük taşıyor sırtında.

Hangimiz eziliyoruz yaşamak denilen o canavarın dişleri arasında.

Saklıyoruz.

Mutlu ifadeler takınan maskeler takıyoruz suratlarımıza.

***

Ne zaman rahat edeceğiz?

Ne zaman gerçekten güleceğiz?

Sorunun cevabı basit aslında.

Zaman geldiğinde gösteri bitecek nasıl olsa, perde kapanacak.

Hak ettiğimiz kadar alkışları alacağız.

İşte o zaman…

 

Anasayfa