YILBAŞI NÖEL GERÇEĞİ,MİLADİ VE HİCRÎ HİCRİ TAKVİM OLAYI. !

HÜSEYİN DENİZ2022-12-23 09:42:04


Takvim, zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur. İnsanlar zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak güneşi ve ayı kullanmışlardır. Güneşi kullananlar, dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü esas almışlardır. 365 gün 6 saat... Bu şekilde oluşturulan takvimlere “güneş takvimi” diyoruz. Ay’ı kullananlar ise ayın dünya etrafında 12 kez dönmesini, 12 x 29.5 = 354 günü esas almışlardır. Bu şekilde oluşturulan takvimlere “ay takvimi” diyoruz. İlk güneş takvimini Mısırlılar, ay takvimini ise Sümerler oluşturmuşlardır.

Dünya Hiristiyan Ülkelerinin kabul eti Miladi takvimi Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de1926 beri kullanmaktadır.İşte bu sebebten dolayı biz müslümanlar hayatımızda iki takvim kullanmak

zorundayız.

Miladi takvim; Hiristiyan âlemi Hz İsa (AS) doğum yılını başlangıç olarak ele almaktadır. Güneş yılını esas alır

Hicri yılbaşı  1 Muharrem yani 30 temmuz 2022   Cumartesi günü kutlanmıştır.Müslümanların kutlaması gereken yılbaşı işte budur. Aşûre ayı olarakta bilinen Muharrem ayı 30 Temmuz 1 Muharrem ayı Hicri Yıl başı yani Kameri ayların ilki olup "Haram ay" anlamına gelmektedir. Muharrem ayı Kurban Bayramı'nın da içinde bulunduğu ve aynı zamanda Hac ibadetinin yerine getirildiği Zilhicce (Hacca sahiplik eden) ayından sonra gelmektedir.İslam inancında savaşmanın yasaklandığı 4 "Haram" ayın ilkidir. Bu aylar sırasıyla Muharrem - Recep - Zilkade ve Zilhicce aylarıdır...

Hicrî takvim ise Hz Muhammed Mustafa sav efendimizin Mekke'den Medine'ye hicretini esas alır.“Kişinin herhangi bir şeyden bedenen,

lisânen veya kalben ayrılıp uzaklaşması anlamına gelen ‘hicret’, İslam tarihinde Hz. Peygamber’in (sav) ve Mekkeli müslümanların Mekke’den Medine’ye göç etmesi anlamına gelmektedir.”Bu hadise müslümanlar tarafından hicri takvim başlangıcı olarak kabul edilmiş,ve biz müslümanların yılbaşı sıdır.Noel'in bizimle herhangi ilgi ve alakası yoktur.İnançlı bir müslüman bize ait olmayan bu günü kutlaması,günü kutlamak için hazırlık yapması herhangi bir eylemi bu niyetle yapamaz günahtır, batıldır.Hicri takvime  Hz. Ömer (r.a.)döneminden itibaren de resmiyet kazanıp genel bir kullanım amacı bulmuştur.

Hicri yılın ilk ayı Muharrem’dir. Muharrem ayının dikkat çeken üç önemli özelliği vardır:

1-) Allah bu ayda müslümanla savaşmayı yasak kılmış ve Muharrem ayını

müslümanlar açısından kutsal addetmiştir.

2-)Muharrem ayı, Ramazan ayından

sonra oruç tutmanın en faziletli olduğu aylardan

biridir ve oruç tutmanın büyük sevap olduğu

bilinen “aşure günü” bu aydadır.

3-) Peygamberimiz’in ciğerparesi Hz. Hüseyin (r.a.) efendimiz ve beraberindeki bazı müslümanlar bu ayda şehit edilmiş, dolayısıyla müslümanlar için Muharrem ayı, bir hüzün ayı olmuştur aynı zamanda Hicret hadisesi Peygamberimiz döneminde

yaşanmış tarihsel bir olay değildir sadece.

Haramlardan helallere bir kaçış, batıldan hakikata bir yürüyüş, dalaletten hidayete bir yönelişin adıdır, Bu günümüz müslümanları içinde geçerlidir.Haramlardan kaçış helale yöneliş için bir örnek teşkil etmektedir.

Hiçret, İslâmın aleminde çok önemli bir yere sahiptir.Hiçret  İslam tarihinin en önemli olaylarından biridir."Yüce Allah Kuran'ı Kerimin ayetinde;"İman edip de hicret edip, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler Allah katında en büyük dereceye sahiptirler.İşte bunlar murada etmiş olan mutlu kullardır.(Tevbe suresi, 9:20) Burada hiçreti anlamak için bir müslüman olarak soruyorum sizlere?  insanın doğduğu, büyüdüğü ve yaşadığı toprakları inancı uğruna terk etmesi büyük bir fedakârlık değilmidir? Bu nasıl bir fedakârlık iman etme inanmak meselesidir. Nitekim Cenâb-ı Hak böyle yapanları Allah rızasını elde edebilmek için kendilerini feda eden insanlar olarak anmış ve şöyle buyurmuştur: "Yine insanların kimide vardır ki Allah'ın rızası ermek için kendini feda eder . Allah ise kullarına çok merhametlidir."(Bakara suresi, 2:207) Bu âyet-i kerîmenin Mekke’den ayrılarak Medine’ye hicret edeceği zaman bütün malını müşriklere bırakmak suretiyle Mekke’den çıkışına müsaade edilen Suheyb-i Rumi (r.a.) hakkında indiği rivayet edilmiştir.

Hicrî takvim;Sevgili peygamberimiz (s.a.v) Mekke'den Medine'ye hicretini esas alır ve müslümanlarca hicri yılbaşı olarak kutlanır.

Bütün İslam ülkelerinde Dini vecibelerini (ibadetlerini)yerine getirirken hicri takvimi kullanılmaktadır.Bununda biz müslümanlara

sağladı bir takım faydaları vardır.

1-) Hicri takime göre ayarlanan namaz vakitleri bizim pek çok ibadetimize yön verir. Örneğin oruca başlarken imsak vaktini dikkate alırız, orucumuzu açarken ise akşam namazı vaktinde açarız.

2-)Önemli gün ve gece ve ayları ona göre belirleriz; Kur’ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir. Her biri zaman mefhumuna dayalı olan İslamî kavramlar, Ay Takvimi’ne göre düzenlenmiştir. Temel ibadetlerimizden Hacc’ın ifası, orucun ne zaman başlayacağı ve biteceği, mübarek kandiller ve bayramlarımız, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicri Takvim esasına göre belirlenmiştir.

3-) Hicrî takvim önemlidir.İslâmi bir takvimdir; Hicrî Takvim, Ay’ın hareketlerine göre zamanı hesaplayan Server-i Ser Efendimiz (s.a.s)’in Medîne’i Münevvere’ye hicretini tarihin başlangıcı olarak kabul eden takvimdir. Kur’ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir. Her biri zaman mefhumuna dayalı olan İslamî kavramlar, Ay Takvimi’ne göre   düzenlenmiştir.

O zaman müslümanların hayatında bu denli önemli arz eden Hicrî takvimin yeri çok büyüktür.Neden müslüman âlemi olarak hicri takvim varken miladi takvim kullanmaktayız?

Miladi takvim Hz İsa'nın doğumunu esas alan Hiristiyan âlemin hayatında çok önem teşkil etmektedir.Her yıl Miladi yılbaşı  Hiristiyan âlemince görkemli kutlamalarlara alet olmaktadır.Ne yazık ki buna müslümanlarda alet olmaktadırlar.

Bu hususta sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu hususta bize önemli bir hatırlatması vardır.

"Kim bir kavme (topluluğa) benzemek çalışırsa o, ondadır.(Ebu Davud, libas 4)

Neden bir müslüman Ülke olarak Hiristiyan âleminin kullandığı miladi takvimi kullanmak hayatımızı ona göre almak zorunda kaldık burasını düşünmemiz gerekmezmi?

Bizler hristiyanların takvimi yerine kendi hicri takvimimizi kullanmalıyız. Kur’an-In mesajının hicri takvime göre indiğini de unutmamalıyız. Dünya ile uyumlu olma yalanlarına karnımız tok zira bizden çok daha zengin ülkelerden hicri takvim kullanıp sorunsuz ticaret yapanlar da vardır.

Bizler de hicri yılbaşımızı kutladığımız bu günlerde hem maddi hem de manevi olarak kendi şahsımızda ve içinde bulunduğumuz toplum içinde hicreti yaşamalı ve yaşatmalıyız. Haram ve günahlardan uzak bir hayat yaşamaya gayret etmeliyiz. Bunun için de başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlık bizim dilimizden ve elimizden asla zarar görmemeli, Allah’ın yasakladığı haram ve yasaklardan uzak durmalıyız.

Sözlerime son verirken tüm İslam âleminin ve müslüman kardeşlerimizin Hicri yılını ve Muharrem ayını tebrik eder, Cenab-ı Allah’tan sağlık, afiyet ve hayırlar temenni ederim.

Selam ve mahabbetlerimle..

 

Anasayfa