GİRESUN’DA KAYIKLAR; ORDU FINDIK AYIKLAR! 

NURİ KAHRAMAN2022-12-22 09:25:05


Ne hayat göründüğü kadar sathîdir, ne de yaşananlar yansıyanlardan ibârettir. Arka plân vardır, perde arkası vardır, öbür yüz vardır. Olayların dış dikeyi gibi bir de iç bükeyi vardır. Hiçbir şey göründüğünden ibâret değildir kısacası. 

Bu meyânda, dünkü “GİRESUN, KONYA, CAMİ; ORİMDER, ENSAR, AİLE…” başlıklı yazıda söz ettiğimiz ana konular dışında duygu, düşünce ve gözlemlerimiz de en az birkaç yazı daha çıkacak boyutta.  

HACI MİKTAT’TAN SELÂTİN’E… 

Meselâ, Ordu Millet Bahçesi’ne câmi meselesini görüşmek için geldiğimiz Şehircilik Bakanımız Murat KURUM’la berâber bulunduğumuz Hacı Miktat Câmii’ndeki cumâ vaazında müftü hocamızın kendine has tarzla, nev'i şahsına münhasır biçimde anlattıkları, bizim gidiş-dönüş sefer esnâsında konuştuklarımız, iki şehre dâir karşılıklı gözlem ve de özlemlerimiz.  

Ordu ile Giresun’un özellik ve güzellikleri, benzer ya da ayrı yönleri. Birbirlerine göre eksik ya da fazlaları. İşte bu gün bu keyfiyetle dünün satır aralarında dolaşacağız inşâllâh. 

KOŞMA HAKKI; KONUŞMA HUKÛKU!  

Daha sabah, Giresun’a giderken, hepimiz bir dâvâ peşindeyiz; öyle ya, herkesin işi-gücü var ve onlarla uğraşırken biz niye bırakıp ta buralara doğru gidiyoruz? Meselâ yâni; her neyse, böyle olunca, vatan-millet bâbında bol konuşma, değerlendirme haklarımız da oluyor tabiatıyla!? Ulusal ve global anlamda başarılar yanında taşrada, özelde birebir yaşanan yanlışlar da çok dile getirilmiyor değil bu meyânda.  

DERTSİZLİK; EN BÜYÜK DERT! 

Meselâ bizim şu câmi meselesi. HAKSIZ MIYIZ YÂNİ? Niye birisi çıkıp ta bu işi mesele edinip milletin önüne düşmüyor? Bu câmi gereklidir ve de olacaktır deyip yumruğunu masaya vurmuyor. İşin felsefesine girmeyeceğiz. Bu câmi yapılırsa güzel olur mu olur. Şehrin ortasına boncuk gibi, çok fonksiyonlu bir câmi için fazlalık ya da israf denebilir mi? Hem, bahçeyse, bahçe en güzel câmi çevresinde olmaz mı?  

GAMZEDEYİM DEVÂ BULMAM! 

Her neyse bu bir örnek. Daha ne gamsızlıklar, gafletler, vefâsızlıklar, yanlışlar var. İster istemez dile getiriliyor; her şeyin daha iyi olması, emâneti elinde bulunduranların onu zâyî edip te gerek halk gerekse Hak katında zor duruma düşmemesi, bizim de uyarmayıp ta mesul duruma düşmememiz adına. 

ATLAR, SÜVÂRİLER, LEŞKERLER… 

Sohbet bu minvâl üzere giderken, İHH’yı temsilen aramızda bulunan AFAD aktivisti Olgun ÖZTÜRK Kardeş bu arada güzel bir lâf ederek meseleye neşter vuruyor: 

-Biz atlara değil, süvâriye bakarız! 

O sağlam olduktan sora arkasındakiler huysuz da olsa sürükler, istediği tarafa götürür, hizmet ettirir demek istiyor. Çok doğru ve de güzel bir açıklama. Elbette katılıyoruz; zâten biliyoruz da, atlar da güzel ve de hem tımar, hem terbiyeli olsa sefer daha eğlenceli ve de zafer daha yakın olmaz mı? 

Geçen günlerde sosyâl medyaya düşen binlerin beğendiği paylaşımda ne diyordu: AT ASÂLETİYLE, ADAM ŞEREFİYLE, KADIN EDEBİYLE GÜZELDİR! Bizim de merâmımız güzellik değil mi? 

ŞENER DOKTORUN NEŞTERİ! 

Böyle güzel, damardan bir güzel tespiti de İstanbul’dan gelen Ensar Vakfı Genel Başkanımız Dr. Şener KARAAĞAÇ’ın Ordu Boztepe Kitap-Kahvemizde gerçekleştirdiği bölge toplantısı konuşmasından seçtik: 

AMAN HÂ; HER ZAMAN ÜMİT! 

  • "Arkadaşlar; olumsuzluklara bakmayacağız, takılmayacağız, dillendirip toplumu karamsarlığa sürüklemeyeceğiz. Bunların hiç faydası yok zararı var. Bunlar zâten kasıtlı pompalanıyor. Millet sersemletilip, ne yapacağını bilmez, sağlıklı düşünemez hâle getiriliyor. Bir hekim olarak söylüyorum ki insanları ümitsizliğe sürüklerseniz “DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR!” Bunu unutmayacağız, her şeye rağmen iyimser olacak ve ümit aşılayacağız! İşimiz bu, görevimiz de!” 

GİRESUN’DA KAYIKLAR, MİLLET NEYİ SAYIKLAR? 

Ordu-Giresun müşahede ve değerlendirmelerimize gelince; Ordu yerleşim, deniz ve sâhil olarak Giresun’dan daha elverişli meselâ. Ama Giresun’un da farklı olarak adası var. Târihî eser ve câmi olarak ta daha zengin. Bulancak Sarayburnu Câmii hesaba katılırsa Giresun yeni câmilerde; hattâ bölgeye de fark atıyor denebilir. Ancak, merkezinde büyük bir câmii yok. Kaleden bakınca yeni yerleşim yerlerinde de gözler minâre arıyor ama bulmakta zorlanıyor. Yeni millet bahçesi plânında şöyle çok fonksiyonlu güzel bir câmi var mı; onu bilmiyoruz.  

CÂMİSİZ BAHÇE, YAPRAKSIZ AĞAÇ!  

Dışardan bakan bir gözlemci olarak Giresun’un şehri simgeleyen, halkı sıcaklığıyla sarmalayan mîmârî özellikli, câzibedâr, üniversite öğrencileri başta olmak üzere gençliği çekecek, çevresiyle berâber nezih, çok fonksiyonel, ayrıca kültürel muhit niteliğinde, tüm halkı 5 vakit 24 saat bağrına basıp kaynaştırabilecek bir câmiye ihtiyâcı olduğunu görüyoruz.  

EN AZ BİR STAD KADAR! 

Böyle bir câmi bir şehre en az bir stad kadar gereklidir! Nitekim Şehircilik Bakanımız geldiğinde daha büyük, dışarı çıktığında da halkla iç içe çay içebileceği, çevresi müsâit, geniş avlu ve bahçeli bir câmide namaz kılabilseydi şehir ve halk adına daha güzel olmaz mıydı?!  

İKİMİZ BİR FİDANIZ 

Daha önce ifâde ettiğimiz gibi Seyyid Vakkas Türbesi’yle şehir bize fark atıyor. Bu anlamda Ordu belki de ülkede türbesi olmayan tek vilâyet merkezidir. Diğer yandan, Giresun’un da bir selâtin câmisiyle berâber bambaşka bir hüviyet kazanacağını söylemeden geçemiyor, keyfiyeti âmmenin nazar-ı dikkâtine arz ediyoruz.   

DUÂDA BİRİZ, RUHTA İKİZ! 

Böyle bir eser, tıpkı stadda olduğu gibi, Kale’den bakınca hemen göze çarpar ve de şehre ayrı bir hava katar. Ama korkarız bu noktada kaderi, adam gibi bir câmiye sâhip olma derdi bulunmayan Ordu ile aynı. Bu anlamda, bizim âmin tutan yan yana iki ele benzettiğimiz bu iki kardeş şehir maalesef bir ruh ikizi gibi. 

HALKA HİZMET; HAKK’A İBÂDET… 

Rabbimiz tüm şehirlerimize dertli evlâtlar, îmârî, mîmârî ve de irfânî hizmetleriyle tarihe geçecek hayırlı devlet ve hizmet adamları nasîp eylesin… Âmin… 

Bu duygu ve düşüncelerle sözü bağlarken cümleye sevgiler-saygılar sunuyor, sevdikleriyle berâber ebedî mutluluklar diliyoruz sevgili dostlar wes’selâm… 

 

Anasayfa