İnsanların dünyaya gelişinin bir amacı vardır İşte bu hedef ve amaçlar kişiye göre değişir ve uğurda yaşarlar.Burda kişinin kim ve ne için hangi amaç ve uğraşı peşinde olduğunun bilmesidir.
İnsana yakışan duruş zalim nemrut tarafından ateşe atılan Hz ibrahim'e ağzıyla su taşıyan karınca misali olmak Hakk'ı haykırmak olmalıdır.Herkesin sahip olduğu değer ilmine ve ve bilgisine göredir.
İnsanların hobileri arasında yazdığı çizdiği birşeyler mutlaka vardır.Kendi alanında paylaşım yapan bir internet fenomeni bana sizlerin kaç takipçisi var diye bir sual eyledi.
Bende kendilerine 8 takipçim ve bir dostum var dedim.
Meraklanmış olmalı ki 9 başlık altında cevap verdim.
1-) Alemlerin Rabbim Allah'tır dedim uykuda bile beni takip eder ondan hiçbir şey gizli kalması mümkün değildir dedim
2 ve 3 cüsü Kiramen katibin melekleri dir.iyiyi kötüyü hayrı ve şerri ne varsa kayıta geçerler dedim.
4-)Şeytandır en tehlikeli takipçilerinden biridir hayırla hiç işi olmaz
5-) Nefsimdir tıpki masum yüzlü şımarık bir çocuk gibidir aç gözlüdür doymak nedir bilmez
6-) Rızkımdır.şimdiye kadar bir vefasızlığını görmedim Çünkü rızkın kefilinin Allah olduğunu biliyor ve hiç endişe etmedim.
7-) Musibet ve sıkıntılarımdır.İmtihan için olduğunun farkındayım sabırlı olmak gerekir.Ziyaretleri uzun süren aynen oturup kalkmasını bilmeyen bir misafir gibidir.
8-) Ölümdür.Her an yanında taşıdığı bir bahenesi vardır trafik ve kazaları doğal afetler,yaşlılık ve hastalık buna benzer nice bahanelerle ensemde her an hissederim onunla yatıp onunla kalkarım ben onu unutsam bile o beni hiç unutmaz.
9-)En ve Son önemli takipcim olan SALİH AMELLERİMDİR.Bütün dostlarım beni terkedip kabirde tek başıma karakınca beni terketmezler
İşte benim gerçek takipçilerim bunlardır deyince genç şaştı kaldı.
Evet dostlar! Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur demişler.
Bizlere kimlerin dost ve takipçilerinin olduğunu bilmek zorunda olduğumuzu hayatınıza ona göre şekil vermemiz gerektiğini bilmeliyiz
İnsanların kendilerine göre mutlaka bir planı, projesi ve istikameti vardır.Ancak gerçek plan ve istikamet iman,ihlas haya olmalıdır.
- Ne mutlu, hayatını iman, ibadet ve ahlak ile süsleyenlere.
- Ne mutlu, ömrünü hayırlı işlerle bereketlendirenlere.
- Ne mutlu, Allah’ın rızası doğrultusunda yaşayıp istikametten ayrılmayanlara.
Ashab-ı kiramdan birisi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek “Ya Resûlallah! Bana İslam hakkında öyle bir şey ögretki bu konuda başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacım kalmasın dedi. Peygamber (sas) ona şöyle buyurdu "Allah'a iman ettim de! Sonra da dost doğru ol dedi...!" (İbn Hanbel, III, 413.)
İstikamet,İMANI, ibadet, ise AHLÂK'I, işte bu ikiside sosyal hayatı, ticari ilişkileri hâsılı hayatın her anını kuşatan yaşanması gereken bir hayat nizamını ifede eden kavramlardır…
İmanda istikamet:
Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son peygamber olduğuna, meleklere, peygamberlere, kitaplara, ahirete, kaza ve kadere gönülden inanmaktır.
İbadette istikamete gelince: Kur'anın Fatiha suresindeki bizlere uyulması gereken şu antlaşma doğrultusunda olmalıdır.
- “Ey Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fâtiha Sûresi, 5.) ayeti gereği yalnızca Allah’a kulluk etmektir.
- Bizi Rabbimizin rızasından alıkoyacak kötülüklerden uzak durmaktır. İbadetlerimizi, her türlü riya ve gösterişten arındırarak sadece Allah’ın rızasını talep etmektir.
İstikamet ise: Müracaat yine Kur'an fatiha süresinde 6 ve 7 ci ayetlerinde ifade edildiği gibi;Bize doğru yolu göster.Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
-İmanla verdiğimiz söze sadık kalmaktır.
-Hayatımızı Cenâb-ı Hakkın emir ve yasaklarına göre tanzim etmektir.
- Sevgili Peygamberimizi gönülden sevmek, onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere olmaktır.
- İmanın bize yüklediği sorumlulukların farkına varmaktır.
- İbadetleri aksatmamak, anne ve babalık, eş ve evlatlık, komşu ve akrabalık görevlerini yerine getirmektir.
- Rabbimizin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hûd Sûresi,112) emrine uygun bir ömür geçirmektir.
-Yalan ve hileye, aldatma ve haksızlığa asla tevessül etmemektir.
-Allah’ın koyduğu helal ve haram ölçülerine titizlikle uymaktır.
- Edep ve iffeti, onur ve haysiyeti muhafaza etmektir.
- Daima hakkı gözeterek helal dairesinde yaşamaktır.
- İçki ve kumara bulaşmamak, faiz, kul ve kamu hakkı yememektir.
-Hâsılı istikamet, Allah'ın rızasını herşeyden ön planda tutarak hesabı verilebilir bir hayat nizamını yaşamaktır.Rıza-i ilahiye gözeterek Ne bir kimseye zarar vermek, ne de kimseden zarar görmektir. Elinden ve dilinden emin olunan bir Müslüman olmaktır.İnsanlara emanet olarak verilen bu canı kul beğenisi REYTİNG'İ yerine Allah'ın rızasını ön plana çıkarmaktır.