Yaygın medya da sürekli dönüp gerdan kıvıranlar var. Dikkat ettiyseniz "kulis" diye ortalığa bir şeyler bırakıyorlar. Hele sizde solcu bizim tabirimizle tatlı su solcularında ki kıvırma acayip. Ordu yerel basında solcu demeyeceğim, gazeteci de demeyecegim çok sıfatsız da türedi. Oda Tv'de Hürrem Elmasçı bir yazı yazmış medyacı geçinenler okusun! *** Bu medya kulisi başka yerde yok: Tüccar gazeteciler
Hürrem Elmasçı
Duyduklarımı duymaz olaydım 16’ya 9’a çıktı tansiyonum şekerler… Vallahi İstanbul’a gelmeye tövbe edeceğim…
Kızım limonlu su taşımaktan yoruldu valla, anne bu yaşta ne işin var bu konularla arkadaşlarınla cin tonik içmeye git rahatla diyor. Ayol, gazeteciliği 3-5 çocuğa mı bırakacağım, bak yine tansiyonum çıktı diye.
MEDYA SİTELERİNE DİKKAT Hadi başlayalım: Önce medya dedikodusu veren internet sitelerine ve sahiplerine kızacağım. Bu arkadaşlar eskiden medya içindeki gazeteci arkadaşlardı. Medya kuruluşlarından bunlara bilgi akar, tüm haber merkezleri de bu sitelerin yazdıklarını merakla okurdu. Ne güzel ne masum günlerdi. Zamanla bu sitelerin sahipleri ticarete girmeye başladı. Hangi parti olsun fark etmeksizin ticari fayda peşine düştüler.
Binlerce kişinin geldiği bir hastanede börekçisi olan gazeteci olur mu ayol?
Ya da şehir hastanelerinden dükkan toplayan birine medya dedikodusu emanet edilir mi?
Oh ne güzel al ihaleyi ver desteği… Ya da ihale alama, ‘keskin keskin kalem’ oynat. Adam börekçi olmuş, kahveci olmuş medyaya etik nutukları atıyor. Çekeceğim kulaklarınızı bak...
Bir başka sitenin kurucusu da, çalıştığı TV patronuna satmış sitesini. Hem patronun TV’sinde program yapıyor hem de patron stratejisi neyse o yönde yayın yapıyor. Bu yeni genç patron heyecanlı, tehlikeli sulara giriyor ama çok rahat. Çünkü, bonkör(!) O kadar bonkör ki, Tv’sinde yayına çıkan bazı tanınan gazetecilere sadece maaş vermiyor. Prim de veriyor, üstelik prim maaştan yüksek olunca, beklenmedik isimlerden beklenmedik açıklamalar geliyormuş. Son zamanlarda, parti genel başkanlarını çileden çıkaran tartışmalara PRİMDEN bakın kuzularım.
VİCDAN MI CÜZDAN MI? Bir de şu SBK konusu var ya. Sezgin Baran Korkmaz canım… Ben ona bazı gazetecilerin başında sallandırılan Demokles’in kılıcı diyorum. İktidar gücü bu kılıcı öyle iyi kullanıyor ki, bir gün gelecek medyadaki temiz eller operasyonunun başlangıcı bu adam olacak. SBK, konusuna çalışıyorum bugünlük girmeyelim…
Şimdi vicdanı ile cüzdanı arasında kalınca doğrudan cüzdanını tercih eden gazetecilere bir notum var. Yahu siz istihbaratçıları bile çırak çıkarırsınız. Birbirine düşman olan yapıları bile ikna etmişler bir ona bir buna abanıyor, her yeri idare ediyorlar. Ah şapşallarım ah.. Ne safmışsınız
TWEETER TİCARETHANESİ Bir de sosyal medyada özellikle Tweeter’da bazı tipler türedi. Bunlar kendilerine gazeteci diyor ama yıllarını medyaya vermiş hiç bir gazeteci bunları tanımıyor. Bunlar ister iktidara yakın hesap olsun ister muhalefete fark etmiyor. Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker misali çocuklar… Önce kendi mahallerine en büyük pohpohu yapıyorlar biraz takip ediniyorlar. Sonra da kendi mahallerinin siyasi figürlerini haraca bağlıyorlar: ‘Aylık şu kadar verirsen destek atarım’…
Yok vermezsen, ne mi oluyor? 3 ay önce yere göğe sığdıramadığı siyasilere olur olmaz yalan yayınlara başlıyorlar, her daim onlarla ilgili olumsuz içerik üretiyor. Bunlar Tweeter ile de yetinmedi Youtube kanalları da kurdu. Arada emlakçılık yapan da var, kripto para reklamı da. Size üzüldüğüm bir şey söyleyeyim mi,çocuklar, pek çok parti, pek çok siyasi, eski yeni pek çok belediye başkanı bu grupların maddi destekçisi.
Siz siz olun kuzularım bu Tweeter şeylerine kulak asmayın. Bunlara inanmayın. Adına etkileşim dedikleri şey ne kadar çok olursa, prim de o kadar artıyor. Şunu diyorum, Tweeter ve Youtube ile ortaya çıkan, gazetecilik geçmişi ya da kariyeri olmayan kimseyi ciddiye almayın. Takibi de bırakın
Ayol bir de yaşlı gazeteci YouTuberlar var. Onlara da sonra değineceğim.
ODATV |