ŞİKÂYETNAME FUZULİ

Erol KARAER2022-09-06 09:45:10

Bu gün bir alıntı ile merhaba diyelim.

( Günümüz Türkçesi ile) 

Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm -beratımı- gösterdim faydasız diye ilgilenmediler.

Her ne kadar görünürde itaat etseler de hal (vücut) diliyle tüm sorularıma cevap verdiler.

Dedim:

— Ey kardeşler bu ne hatalı iş ve ne çatık kaştır.

Dediler:

— Bizim âdetimiz sürekli budur.

Dedim:

— Bana hürmeti layık görmüşler ve emeklilik belgesi vermişler ki vakıf malına daima hissedar olayım ve padişaha huzur içinde dua edeyim.

Dediler: 

— Ey miskin sana zulmetmişler ve şüpheli bir sermaye vermişler ki sürekli faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.

Dedim:

— Evrakın gereği niçin yapılmaz?

Dediler:

— Fazlalıktır. Gerçekleşmesi mümkün değildir.

Dedim: 

— Böyle (bir) vakfın parası nasıl olmaz?

Dediler:

— İstanbul'un zaruri ihtiyaçlarından kalsa da bizden kalır mı?

Dedim:

— Vakıf malının lüzumsuz harcanması günahtır.

Dediler:

— Paramız ile satın almışız bize helaldir. (Bu cümle, vakıf memurlarının işe girmek için rüşvet verdiklerini gösteriyor)

Dedim:

— Araştırsalar tuttuğunuz bu yolun kötülüğü ortaya çıkar.

Dediler:

— Bu hesap kıyamette alınır.

Dedim:

— Dünyada dahi hesap alınır (bunun) haberini işitmişiz.

Dediler:

— Ondan da endişemiz yoktur, katipleri razı etmişiz.

Gördüm ki sorularıma cevaptan başka şey vermezler ve bu belgeyle ihtiyacımı karşılamayı uygun görmezler, çaresiz mücadele etmeyi bıraktım ve ümitsiz ve mahrum (bir şekilde) köşeme çekildim.

 

(Niçin yazmıştır: Fuzûlî Osmanlı sarayının hizmetine girmiş ve padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında da 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Ancak maaşını alamayınca, bürokrasiyi, rüşvetçiliği ve yozlaşmayı yeren kâfiyeli nesir tarzında Şikâyetnâme 'yi yazmıştır.)

 

Anasayfa