Demokrasilerde en temel mesele, insanın yaşamını idame etme hakkını, hak hukuk adalet is as ve ekmek sorununun halledilmesi alın teri ve emeğe duyulan saygının kuru bir söylemi olmaktan çıkarılıp gerçekten hakça bir eyleme dönüşmesidir.
Demokratik yönetimler insanların eşitliğine dayanır. Demokrasilerde ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkes eşittir ve tüm insanlara aynı düzeyde eşit değer verilir.
Demokrasilerde halk, yönetimde söz sahibi olmak için seçimler aracılığıyla temsilcilerini seçer. Temel ilke çoğunluğun yönetimini kabul etmektir. Ayrıca birden çok görüş ve siyasal parti vardır.
Demokrasilerde yönetimin şeffaf olması gerekir. Demokratik bir ülkede insanlar hangi nedenlerle hangi kararların alındığı, kamu harcamalarının nereye yapıldığı vb. Konularda haberdar olmak isterler.
Demokratik bir yönetimde olmazsa olmaz bir özellik de yasama, yürütme ve yargı görevlerinin birbirine karşı bağımsız organlar tarafından yürütülmesidir.
Elbette ki, en temel ilkelerden birisi de laikliktir. Yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması ve devletin kişilerin vicdan, dinî inanç ve kanaat özgürlüğünü teminat altına almasıdır. Ve bu sistemde devlet, tüm inançlara eşit mesafede durur.
Bugün çağdaş demokrasinin tarifi kısaca budur ama, günümüzde demokrasi tariflerinden birisi de şudur : ‘demokrasi yazılması kolay, fakat oynanması zor bir oyundur.’
Elbette ki, bundan çok daha zoru da demokrasicilik oynamaktır. Yani ‘yok ama varmış gibi göstereceksiniz.’ birileri de işte bu oyunu çok iyi oynar ve ne yazık ki, bizde bu konuda çok usta oyuncular var.
Tüm sorunlarımızın çözümü demokrasidedir ve demokraside olmalıdır. İyi niyetli, demokrat, dürüst ve namuslu insanların bu sistem içerisinde yer bulabilmeleri ve belirleyici olmaları da toplumun daha az unutkan olmasına ve dini siyasete alet eden din tüccarlarını iyi tanımasına bağlıdır. Bunu çaresi de siyasal bilinç ve demokratik haklar çerçevesinde örgütlenmelidir...!
Menu
